Malum gecenin sabahında herhalde en çok "her şey farklı olacak" lafı edilmiştir. Çok şeyin değişeceğine dair kanaat tamdı, dolayısıyla kimse hiçbir şeye şaşırmıyor.
Malum gecenin sabahında ilk şu oldu: Bazı çatışmaların baş oyuncuları pozisyonlarını kaybetti.
Erdoğan karşıtlığı üzerine kurulu dar siyasi pozisyonların altındaki zemin kaydı. Aynı anda da sadece bu karşıtlığın karşıtlığı üzerine pozisyon almış olanların altındaki zemin kaydı.
Zemin kaygandır ve daha bir süre kaygan olacaktır. Son dönemin basit prim avcılıklarıyla alkış almanın imkanı da kalmamıştır.
Demokrasi tarafında Erdoğan'ın yanında durmak bazıları için "acı bir mecburiyet" olabilir. Ama Cemaat tarafına geçemeyecekleri, darbe girişiminin başarısızlığına üzülemeyecekleri için bu pozisyona mecbur kalmışlardır.
Karşıtlığın karşıtlığı üzerinde duranların bir kısmı ise eski defterleri karıştırarak yeni karşıtlıklar üretmek veya eski karşıtlıkları tazelemek çabası içindedir.
Şu anda bunun da toplumda bir karşılığı yoktur, çünkü Türk toplumu "demokrasi için uzlaşma" manzarasını sevmiş ve benimsemiştir.
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak derken daha çok devletin yapılanmasını, askerin yeni konumunu kastediyor ve esas olarak bunların üzerine fikir yürütüyoruz.
Ama siyaset de eskisi gibi olmayacak, çünkü eski yöntemlerin eski lafların hiç bir hükmü kalmamıştır.
Bütün siyasi yanını altındaki zemin kayınca da, kaçınılmaz dökülmeler bol miktarda yaşanacaktır.
Zemin halen hareket halinde olduğu için de eski usullerle siyaset yapma, çatışma kültürü üretme girişimcilerin dökülme sırasının en önüne geçmiş bulunmaktadırlar.
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak derken, bu torbanın içinde medyanın da bulunduğunu unutmayalım.