Film arası verildiğinde bende oluşan ilk his sıkılmak oldu. Sıkılmıştım filmden, böyle anlarda yapmam gerekeni yaptım ve koşar adımlarla çıktım sinemadan. Kötü bir sinema izleyicisiyimdir; yönetmenine, oyuncusuna, senaryosuna bakmadan ne bulursam izlerim. Benim için tek ölçü vardır; beni içine alan filmler ve içine almayanlar. Bu film almamıştı işte…
Gösterime girdiği andan itibaren dünyayı Batmancılar ve Süpermenciler olarak ikiye bölen Batman v Superman ‘Adaletin Şafağı’ filminden bahsediyorum. Herkes bir kurtarıcı süper kahramanın yancısı olmak istiyor ya, bana sorarsanız bu film özelinde ikisini toplasan bir Joker etmez. Batman serilerinde cool, aristokrat ve hiçbir duygu belirtisi vermeyen süper kahramanı kötülüğün felsefesini yaparak hayatın içine çeken ve iğrendiği insanlara mecburen yardım elini uzatan Batman’ı kahraman yapan Joker’di. O serilere baktığımızda aslında Joker olmasa Batman bir hiçti. Tıpkı sevmediği halkı steril bedenleri ve ruhlarıyla kurtarmaya soyunan ve bunu ‘darbe çığırtkanlıklarıyla’ taçlandırmaya çalışan bizim aristokrat ruhlu Donkişotlar gibi… İstediklerini elde edemeyince bütün ahali Joker oluyor haliyle. Herkes kötü yolda bir tek onlar doğruyu biliyor. Giderek yaşadıkları topraklara, o toprağın insanına hatta farkında olmadan kendilerine duyulan nefretin kaynağı bu olsa gerek. Süper kahraman olamama hali…
Süpermen ise benim ilgimi çok fazla çeken bir kahraman olmasa da bütün seri filmlerini izledim. Aklımda kalan kendisini ait olmadığı dünyaya kabul ettirmeye çalışan ezik bir tip olduğu. Bana göre seri filmlerindeki tek kahramanlığı aynı anda birkaç yere yetişemediği için ölen sevgilisini yeniden yaşama döndürmek için dünyanın etrafına tersten sayısız tur atarak sevgilisini kurtarması oldu. Sezen Aksu’nun ‘Aşk için ölmeli aşk o zaman aşk’ şarkısındaki gibi… Aşkı için yaşattı Süpermen ki burada kahraman olan o değil aşkın kendisiydi… Hani insanoğlunun onca badirelere rağmen bir türlü içinden çıkamadığı, çözüm üretemediği ve hiçbir zaman da üretemeyeceği aşktı kahraman olan…
Çizgi romanlara çok şey borçluyum ki, bana çocukluğumdan itibaren okuma alışkanlığı kazandırdı. Hâlâ da okurum. Çizgi romanlarda çok kahramanım oldu. Zaman içinde bu kahramanlar değişse de biri hep başkahraman olarak kaldı. Mister No. Mister No’yu benim için kahraman yapan sanırım sıradan bir insan olmasıydı. Güney Amerika’nın izbe barlarında sarhoş olup az dayak yemedi bu pilot. Görünüşe göre para canlısıydı ama sonuca gittiğinde paranın hiç de önemli olmadığını vicdanına göre hareket ettiğini görüyor daha da seviyordunuz bu orta yaşlı adamı. Mister No sadece kazanan değil, aynı zamanda bir kaybedendi. Kaybedenlerin olduğu bir dünyada kazanmanın çok da önemli olmadığını yerleştirdi beynime…
Yeniden yarıda bıraktığım filme dönecek olursak, günümüz dünyasında asıl kahramanın yaratılan algı olduğunu, reklam ve promosyonun her şey olduğunu görüyoruz. Mağazalar daha film vizyona girmeden Batman v Superman ürünleriyle doldu. Herkes kendi safını seçiyor bu ürünleri alarak. Bu filmde bir şeyi daha gördüm; bilgisayar oyunları sinema teknolojisinin önüne geçti. Filmdeki aksiyon sahneleri en yavan bilgisayar oyununun bile altında. Kısaca sinema can çekişiyor, yaratıcılıktan uzak yavan aksiyon sahneleriyle durumu idare etme aşamasına geldi. Haliyle böyle olunca filmi daha kaliteli izleyebilmek için (Sinema salonları çok daha iyi ve bu da benim büyük çaresizliğim) gittiğim AVM’den çıkarken içimde bir de suçluluk duygusu taşıyorum.
İşin bir de adaleti süper kahramanlar üzerinden sağlama boyutu var ki şu anki memleketin ruh haline çok uygun düşüyor. Memleketin süper kahramanları olduğunu sanan ve bunun konforunu yaşayan insanların bir ‘hiç’ olduklarını gördükleri anda yaşadıkları savrulmaları görüyoruz. Süper kahramanlıktan, süper kahraman aramaya geçiş yapmışlar ya da aslında hep öyleydiler. Süper kahramanların memleket yancıları. Bu yancıların kahramanları esen rüzgâra göre bir gün doğudaki faşist Putin! Her daim ise özgürlükçü Amerika! Amerika için aslolanın özgürlükler, şu bu olmadığını sadece kendi çıkarları olduğunu bunlar bizden daha iyi bilir bilmesine de bir kere yancı olmuşsan onu sürdüreceksin bu işin kuralı da bu. Aslında acınası bir durum… Herkese içindeki süper kahramana ulaşmasını dilerim, Joker’i bana bırakın yeter…