Ana SayfaYazarlarKıyamet koparan “fesih” meselesi

Kıyamet koparan “fesih” meselesi

 

 

Cumhurbaşkanının TBMM’yi fesih yetkisi referanduma sunulan anayasa değişikliğinde “var mı, yok mu” tartışması, son günlerin en sert iddialaşma mevzularından biri oldu.

 

İlgili madde etrafından süren tartışma, başlangıçta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasında yaşanıyordu. Çok geçmeden Başbakan Yıldırım ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da tartışmaya dahil oldu.

 

Birkaç satırdan ibaret bir anayasa maddesi üzerinde bu çapta bir anlaşmazlığın çıkması hepimize oldukça tuhaf gelebilir.

 

Hani, tarafların ideolojik ve politik angajmanlarından kaynaklanan nedenlerle küçük nüanslarla sınırlı bir tartışma olsa, anlayışla karşılanıp önemsenmeyebilir de.

 

Ama öyle olmadı ve etrafında kıyamet koptu. 

 

Anlaşılmayacak ne var!

 

Üzerinde anlaşmazlık yaşanan konu, anayasa değişikliği paketinin 11. maddesinde yer alıyor. Söz konusu madde içerik itibariyle TBMM’nin ve cumhurbaşkanının milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili yetkilerini ve bu yetkinin kapsamını belirliyor. Karmaşık ve anlaşılmaz bir madde yazımı da sayılmaz. Olduğu gibi aşağıya alıyorum: 

 

“Madde 116: Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu ile seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.

“Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.

Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.

“Seçimlerinin birlikte yenilenmesine karar verilen Meclisin ve Cumhurbaşkanının yetki ve görevleri, yeni Meclisin ve Cumhurbaşkanının göreve başlamasına kadar devam eder.

 

“Bu şekilde seçilen Meclis ve Cumhurbaşkanının görev süreleri de beş yıldır.”

Sözlükler ne diyor?

 

Tartışmada kilit kavram “fesih”. Arapça “fesh” fiilinden türemiş isim. Feshedilmek kapatılmak, dağıtılmak, faaliyetten men edilmek anlamına geliyor. Feshetmek fiili de kaldırmak, bozmak, kapatmak, dağıtmak oluyor.

 

Bu durumda fesh “bozma, kaldırma, hükümsüz bırakma, yürürlükten çıkarma, bir mahkeme hükmünün üst bir mahkeme tarafından bozulması” anlamında kullanılabiliyor.

 

Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğü (İstanbul, 1992) ve Mustafa Nihat Özön’ün Osmanlıca-Türkçe Sözlüğü (İstanbul, 1965) böyle tanımlamış, açıklamış.

 

Fesih değil, yeniden seçime götürme

 

Cumhurbaşkanının şu söylediği doğrudur: İlgili maddede “fesih” sözcüğü yok. Yürürlükte olan mevcut anayasa maddesinde de fesih yetkisi mevcut değil.

 

O halde Kemal Kılıçdaroğlu neden ısrar ediyor ve olmayan bir şey hakkındaki tartışma neden büyüyor?

 

Meseleyi sadeleştirelim: Konu TBMM’nin kurum olarak kaldırılması; kapısına kilit vurularak kapatılması; faaliyetten men edilmesi gibi hususlarda cumhurbaşkanına yetki verilmesi değildir.

 

Konu, cumhurbaşkanının herhangi bir gerekçe göstermeden TBMM’nin mevcut dönemini sonlandırarak milletvekili genel seçimlerinin yenilenmesine karar verme yetkisine sahip olmasıdır.

 

Cumhurbaşkanı böyle bir karar aldığı takdirde, yine yasa gereği cumhurbaşkanlığı seçimleri de aynı anda yenileniyor.

 

Uygulamanın ayrıntılarını bir yana bırakırsak, bütün mesele bundan ibaret.

 

Kılıçdaroğlu sözcüklerini dikkatle seçmeli

 

Sorunu yaratan ise, Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimlerin cumhurbaşkanı tarafından yenilenmesi kararı alınmasını “fesih” diye nitelemesi.

 

Askeri darbelerin ilk icraatlarının TBMM’yi kapatma ve milletvekillerini içeri tıkma, o olamıyorsa tanklarla kuşatma, daha olmadı bombalama olduğunu biliyoruz ki, bunlar konumuz dışı.

 

Tabii ki 1876 Kanun-u Esasiye’sinin padişah II. Abdulhamit’e tanıdığı Meclis-i Umumi’yi açma ve kapama yetkisine benzer bir yetkiyi (13 Şubat 1878’de Meclisi süresiz tatil etmişti), günümüzün Türkiye Cumhuriyeti anayasasında cumhurbaşkanı için istemek de aramak da bunca yıl sonra hayli acayip olurdu.

 

Kılıçdaroğlu “TBMM seçimlerini yenileme” yerine “TBMM’yi fesih” cümlesini kullanırken işin bu noktaya geleceğinin farkında mıydı, bilinmez.

 

Bir süre önce de TBMM’deki çoğunluk ile cumhurbaşkanının farklı partilerden olması halinde uyumsuzluk yaşanabileceğine dikkat çekmeye çalışırken “başbakanla cumhurbaşkanı arasında anlaşmazlık asıl bu sistemde yaşanır” mealinde bir cümle sarfedip, epey tartışmaya yol açmıştı.

 

Yetkinin özeti

 

Şunlarla bitireyim.

 

* Ne mevcut anayasa maddeleri, ne de referanduma götürülen değişiklikler, kimseye kurum olarak TBMM’yi feshetme yetkisi veriyor. Zaten veremez de.

 

* Referanduma götürülen anayasa değişikliği ise, cumhurbaşkanına herhangi bir gerekçeye bağlı olmaksızın TBMM’yi yeniden seçime götürme yetkisi veriyor. Kendi cumhurbaşkanlığı seçiminin de yenilenmesini göze alan cumhurbaşkanı buna rahatlıkla başvurabilir.

 

* Daha önce 45 gün içerisinde bünyesinden bir hükümet çıkaramayan TBMM, cumhurbaşkanının kararıyla yeniden seçime götürülüyordu. Şimdi, muhalif TBMM çoğunluk partisi veya partileriyle uyum sağlayamayan cumhurbaşkanı, kendisine tanınan yetkiyle tek başına TBMM ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini yenileme kararı alabilir.

 

* Meclisteki partilerin seçimlerin yenilenmesi yönünde karar alabilmeleri için 600 milletvekilinden 360’ının (üye tam sayısının beşte üç çoğunluğuyla) lehte oy kullanması gerekir. Halbuki şimdi, TBMM’nin seçimleri yenileme kararı için basit çoğunluk yeterlidir.   

 

- Advertisment -