Bir fenerin yoksa ve senin körlüğün
Gecenin körlüğünü ürkütmüyorsa,
Sesini kullan, sesinin yankısını,
Yarasalar gibi!
Ermiş değilsen ermiş değilsen
Yanına evsizleri al, sarhoşları al,
Sokak çalgıcılarını topla başına!
Kral sen değilsen, olmasın başkası da!
Yoksa, yürünecek yolun,
Söğüt ağacının altına çöker
Çubuk yontarsın,
Çubuk yontar ve hayal kurarsın!
Arada yalnızlığını kırpar
Kırpar adam yaparsın,
Kral yaparsın, çoban yaparsın
Sonra kızıla boyarsın hepsinin gözlerini!
Yoksa, çiçeklerini saçacak bahçen,
Naralarını göğe duyurmak için
İyi harmanlanmış düşüncelerden
Kerpiç dökersin, kule dikersin.
Yoksa, söylenecek sözün,
Yoksa, konuşmaya ne hevesin, ne cesaretin,
Ağzının kenarındaki gülü tükürür,
Boynundaki ipe çıngırak takar,
Boş arsalarda, yıkıntılarda,
Bilinçaltının bayırlarında ya da,
Çobansız keçiler gibi
Çalı çırpı ararsın kemirmek için!
*