Sevan Nişanyan, cezaevinden izinli çıkar çıkmaz dansöz oynatmacalı bir parti vermiş. Nişanyan’ın eğlence tarzına elbette söylenecek söz yok; ancak HDP’li milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Garo Paylan’ın partinin tadını çıkarmasına edecek iki çift lafımız var.
PKK’nın hendek çılgınlığı yüzünden son birkaç ay içinde 100 binlerce insan evini, yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kaldı. Kürtler, Suriyeli mülteciler gibi evsizliğin, yoksulluğun, çaresizliğin pençesinde kıvranıyor. PKK’nın silahlandırıp ölüme gönderdiği gençlerin sayısı son bir haftada 100’ü geçti.
HDP, bu trajedinin önüne geçmek için ne yaptı? HDP’li vekiller, PKK’nın Türkiye’yi iç savaşa sürükleme, Suriyelileştirme çabalarına karşı ne kadar durdu? Sivil siyasetçiler Kandil’e karşı dirense, barışı savunsa, teröre-şiddete biraz mesafeli dursa “Ellerinden geleni yaptılar, suç PKK’nın” diyerek belki de HDP’yi bu kadar eleştirmeyecektik.
Fakat HDP, ilk günden bu yana hendek terörüne karşı çıkma yerine destek oldu. Şehirlerde terör estiren PKK’nın silahlı çetelerine “romantik gençler” muamelesi yaptı. PKK terörü yüzünden Kürt vatandaşların yaşadığı sıkıntıları görmezden geldi. Hendeklere karşı çıkması beklenen HDP Eşbaşkanı Demirtaş ise yakıp-yıkan, öldüren, terör estiren, Güneydoğu’yu yaşanmaz hale getiren PKK’lılar için “hafif silahlı gençler, devletin baskısına karşı direniyor” diyerek, yangına odun taşımayı tercih etti.
HDP’liler bir yandan benzin bidonuyla terör yangınını beslerken, diğer yandan kendi hayatlarına hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor. Diyarbakır’ın en yoksul mahalleleri hendek terörü yüzünden yaşanmaz haldeyken, birkaç adım ötede HDP’nin ileri gelenlerinin oturduğu Dicle Kent’te hayat devam ediyor. Sur’daki hendeklerde gençler ölürken, Dicle Kent’te yaşam durmadı. Gece hayatı ve eğlence tam gaz sürüyor.
Güneydoğu yanarken, HDP’li vekillerin Batı’da dansözlü partilerde eğlenmesi korkunç bir düşkünlüğü gösteriyor. Üstelik bu gece partisine teşrif edenlerin başında “İmralı heyeti”nde yer alan Sırrı Süreyya Önder geliyor. Diğer isim de Osman Kavala kontenjanından milletvekili yapılan Garo Paylan. Sırrı Süreyya Önder, çözüm sürecini sabote etmek için bugüne kadar elinden gelen neredeyse her şeyi yaptı. İmralı’ya, Cihangir tayfasının mektuplarını, mesajlarını taşıyıp durdu. Gündüzleri Kürtleri savaşa kışkırtan Sırrı Süreyya ve Garo Paylan gibi milletvekilleri, akşamları ise eğlence hayatlarına kaldıkları yerden devam ediyor.
Yazık; Güneydoğulu bu kadar kötüsünü, bu kadar düşkününü hiç hak etmiyor. Bu siyasetçi profili temizlenmediği sürece Kürtlerin barışa, huzura kavuşması mümkün değil.