Ana SayfaYazarlarMuhalefet bunalımdan nasıl çıkabilir?

Muhalefet bunalımdan nasıl çıkabilir?

 

24 Haziran, muhalefet cephesinde şok yarattı. “Tamam artık” sloganına inanılmıştı. AK Parti’nin seçimleri kaybedeceğine nerdeyse kesin gözüyle bakabilen bir psikoloji gelişmişti.

 

Sonuç olarak bir kritik seçimi daha Tayyip Erdoğan kazandı. Sistemi tamamen değiştirerek, başkanlık sistemi kurarak bir 5 yıl daha Türkiye'yi yönetme vizesini aldı.

 

Önce, “seçim hileleri” tepkisiyle, psikolojik direnç oluştu. Sonrasında da, ortaya çıkan yeni tablo sindirilemedi. “Bu ülkede yaşamak istemiyorum, bunalıyorum” değerlendirmeleri bir kez daha yaygınlaştı.

 

Şu da açık: AK Parti çıkış hedeflerinden, topluma söz verdiği demokratikleşme programlarından epeyce uzaklaşmış durumda. Dünya ve bölge koşullarının (veya onların yorumlanma şeklinin) de etkisiyle, “yerli ve milli” diye ifade edilen, MHP destekli otoriter-milliyetçi dil, “yeni normal”i oluşturuyor. OHAL, muhalefet etme alanlarını daralttı. Bunaltıcı ortam, muhalefet üzerinde bir çaresizlik yarattı.

 

Topluma inanmak

 

Türkiye, 70 yıla yakın bir süredir çok partili sistemi ayakta tutmaya çalışıyor. Bu süreçte demokratikleşme hamleleri defalarca askeri müdahalelerle kırıldı. Arayış hep sürdü. Şimdi bir başkanlık sistemi denemesi yaşıyoruz. Toplumun yarısından biraz fazlası, bunu uygun buldu. Bu dönüşümün değişik zaafları ve sorunları olduğuna ilişkin görüşlere rağmen, tercih bu yönde oldu. “Bu halk cahil” öfkelenmesiyle bir yere varılamayacağı ortada.

 

Türkiye ciddi bir devlet geleneğine sahip. Şimdi yeni bir sistemle yüz yüzeyiz, bunun nasıl bir sonuç vereceğini hep birlikte göreceğiz.

 

Çözüm demokrasi

 

Çarenin ve çıkışın, “demokratikleşme”de olduğunu, toplum, yaşadığı onca tecrübeyle biliyor. Tabii toplum “demokrasi” sözcüğünü çok tercih etmiyor olabilir, örneğin onun yerine “milli irade” diyor olabilir. Sizin diliniz ile toplumun dili, sizin demokrasiden anladığınız şey ile toplumun anladığı şey, tam örtüşmeyebilir. Ne olursa olsun, muhalefetin demokratikleşme konusunda sağlam bir program oluşturması şart.

 

Siz topluma güvenmezseniz, toplum da size güvenmez… Şahsen toplumun batıya sırt dönmekten yana olduğu kanaatinde de değilim. Batı standartlarındaki yaşamın ne olduğu biliniyor ve arzulanan şey biraz da bu. Muhalefetin bunu iyi okuması gerekiyor. Başarının birinci şartı (sürekli “halka şirin görünme” denemeleri yapmak veya halkı kalbinden vuracak mucizevi bir lider keşfetmek değil) halkı doğru anlamak, halka güvenmek. Eğer bu duyguya yabancıysanız, yaşamak, nefes almak bile zorlaşır. Başarılı olabilmek için; hem toplumun ruh halini, hem de ülkenin bu çağdaki gerçek ihtiyaçlarını ve gerçek gücünü doğru anlamak zorundasınız.

- Advertisment -
Önceki İçerik
Sonraki İçerik