hayattan daha küçük ve yalın,
ama kesinlikle sahici,
tek katlı ve bahçeli
bir sanatım oluncaya kadar
şair kalmak istiyorum,
senin kayranla, Tanrı’ım!
ve kazmayla, kürekle değil,
kurşun kalemle
bir kuyu açmak bahçesinde o evin,
bir tas su, iki avuç kiraz
ya da vişne sunmak için
yoldan gelip geçene…
böyle böyle küçültüp hayatımı,
incelte, arındıra, yücelte
yaşlılık-yalnızlık sanatımı,
iyi örneklerinden onun,
içine beni, ney’imi, kavalımı,
ağız armonikamı,
bir de müziği, şiiri seven,
ve sevdiğim insanların içine girebilen
iyi huylu cinlerin, perilerin,
kuşkusuz, meleklerin sığabildiği
yeni bir gemi yapmak istiyorum Nuh’a
bahçedeki küçük marangozhanemde…
7 Şubat 2013
‘Yaşlılık Sanatı, Yalnızlık Sanatı’