Ana SayfaYazarlarÖzgürlük ve aydınlanma

Özgürlük ve aydınlanma

 

Her bireyin rahatlıkla artiküle ettiği, her platformda üstüne basa basa vurguladığı, hayatın tüm merkezini kapsayan; ama diğer taraftan önemi, değeri ve nitelikleri gerçek anlamda içselleştirilmemiş, zihinsel ve entelektüel bir çabanın ürünü olarak görülmeyerek muğlaklığa terk edilen; her bireyin öncelikle “birey” olmanın farkına varmadan hoyratça kullandığı bir nosyon özgürlük.

 

İnsanlık tarihinin bütün dönemlerinde; değişik kavramsallaştırmalar ve paradigmalar çerçevesinde sürekli yeniden tanımlanan bizatihi “kendisi için kendinde bir öz bilinç” tasavvuru olan özgürlük ve onun parametreleri çoğul okumalara her zaman açık olagelmiştir.

 

Tarihsel döngü ve gelişim içerisinde ortaya çıkan ve tüm insanlık tarihini farklı bağlamlarda ve eksenlerde derinden etkileyen liberalizm, sosyalizm, muhafazakârlık, milliyetçilik, demokrasi gibi özgün epistemolojik temelleri olan bu geniş yelpazedeki ideoloji ve yaşam biçimlerinin sosyal-toplumsal formasyonlarda en çarpıcı gönderim noktası özgül içeriklerde de olsa “özgürlük” kavramı ve bu kavramın özüne, niteliklerine ve değerine yönelik yapılan postülasyonlardır.

 

Özgürlük ve onun değeri üzerine yoğrulan düşüncelerin, tefekkürlerin ve kurguların çekirdeği, bizatihi özgürlüğün kendisi onun insan aklını ve rasyonalitesini dünyayı ve hayatımızı biçimlendirme, onu dönüştürme bağlamında, özgürlüğün zihnimizde yarattığı eylem alanıdır.

 

Bu minvalde, özgürlüğün ne olduğuna dair gerek büyük tarih felsefelerince gerekse önemli düşünürler tarafından yapılan tüm ontolojik tanımlamaların temel ekseninde modernitenin en temel ayaklarından olan “Aydınlanma” ve onun vazettiği parametreler yatar.

 

Bu yazı ünlü Alman filozof Immanuel Kant’ın modern felsefeye kazandırdığı modernitenin en önemli sacayağı olan Aydınlanma ve özgürlük kavramları ve bu kavramların birbirleriyle doğrudan olan ilişkilerine değinmeyi hedefliyor. Ayrıca bunu yapmaya girişirken Kantçı bir izleği takip ediyor.   

 

Kantçı yaklaşım

 

En genel anlamıyla ifade edersek Kant için Aydınlanma bir olgunluk durumudur. Kant’a göre doğa, insanları yabancı bir yönlendirilmeye bağlı kalmaktan çoktan kurtarmış olmasına karşın (naturaliter maiorennes), tembellik ve korkaklık nedeniyledir ki, insanların çoğu bütün yaşamları boyunca kendi rızalarıyla erginleşmemiş olarak kalırlar ve aynı nedenlerledir ki bu insanların başına gözetici ya da yönetici olarak gelmek başkaları için de çok kolay olmaktadır.

 

Ergin olmama durumu çok rahattır çünkü. Benim yerime düşünen bir kitabım, vicdanımın yerini tutan bir din adamım, perhizim ile ilgilenerek sağlığım için karar veren bir doktorum oldu mu, zahmete katlanmama hiç gerek kalmaz artık. Para harcayabildiğim sürece düşünüp düşünmemem de pek o kadar önemli değildir; bu sıkıcı ve yorucu işten başkaları beni kurtaracaktır çünkü.

 

Başkalarının denetim ve yönetim işlerini lütfen üzerlerine almış bulunan gözeticiler insanların çoğunun, bu arada bütün latif cinsin ergin olmaya doğru bir adım atmayı sıkıntılı ve hatta tehlikeli bulmaları için, gerekeni yapmaktan geri kalmazlar.

 

Önlerine kattıkları hayvanlarını önce sersemleştirip aptallaştırdıktan sonra, bu sessiz yaratıkların kapatıldıkları yerden dışarıya çıkmalarını kesinlikle yasaklarlar; sonra da onlara, kendi kendilerine yürümeye kalkışırlarsa başlarına ne gibi tehlikelerin geleceğini bir bir gösterirler.

 

Oysa onların kendi başlarına hareket etmelerinden doğabilecek böyle bir tehlike gerçekten büyük sayılmaz; çünkü birkaç düşüşten sonra bunu göze alanlar sonunda yürümeyi öğreneceklerdir, ne var ki bu türden bir örnek insanı ürkütüverir ve bundan böyle de yeni denemelere kalkışmaktan alıkoyar (Kant, Immanuel. Aydınlanma Nedir İstanbul: Felsefe Yazıları, Çeviren Nejat Bozkurt, 1983).

 

Kant’ın modern felsefeye kazandırdığı bu yeni boyut, bireyin, onun ayırtedici özelliği olan akıl yoluyla bilgi üzerinde muktedir olma yetisini ortaya çıkarmıştır. Bu sayede insan ve onun aydınlanmış özgür aklı bunun bilincine vakıf olduğu takdirde kendi kaderini kendi tayin edebilecek (self-determination), kendisinin efendisi olacak (self-governing) ve kendi kurallarını kendisi koyacaktır (self-ruling). Bu kertede, akıl bahşedilmiş bir yaratık olarak insan, bu sayede özgür, özerk (otonom) ve irade sahibi olmanın bilincine erişecektir.

 

- Advertisment -