PAPATYALAR, PAPATYALAR…
bizim bahçeye ekildikleri bahar,
pek pek bir kucak kadardılar;
birkaç yıl içinde
Tanrı’nın soluğuyla,
bütün bahçeyi kapladılar.
sonra azar azar
komşu bahçelere
geçmeye başladılar.
bu baharsa, ne çit, ne duvar
durdurabildi onları;
özgürlüğünü kutlayan
ve meydanlarda toplanıp
uğruna çektikleri acıların,
verdikleri kurbanların
bu gökçe mahsülünü,
başka kurtarıcılara değil,
yalnızca Tanrı’ya
borçlu olduklarını
bir ağızdan haykıran
yolsul ve onurlu bir halk
kıvamındalar!
1 Nisan 2015
AYVA AĞACI
yaşlandım iyice,
saklayacak değilim bunu,
ve bahar geç geliyor artık
benim semtime;
dallarım, yapraklarım uyuşuk,
çiçeklerim uykuda konuşuyor;
kabuklarımınsa, altında küf
ve bir dünya mantar
harıl harıl rahmet okuyorlar
ölüm uykusuna yatan köklerime.
bahçenin de, hayatın da,
bana düşen sanatın da dibindeyim;
bunu, son birkaç senedir
daha derinden hisseder oldum.
abartılı bir saygıyla bakıyorlar,
ve alttan alta alaycı bir acımayla
kiraz ve şeftali ağaçları bana.
ama baharın gecikmesi
endişe vermiyor,
daha depresif yapmıyor beni.
yalnızca, bu çiğ ışık,
bu cam kırığı gibi yağan ışık
yoruyor gözlerimi,
ve ağır geliyor yüreğime
yapraklarımı kemiren
börtü böceğin dizginsiz neşesi
4 Nisan 2015
‘Çiçek Böcek’ Kitabı