Tarımdan hiç anlamam. Tek bağlantım rahmeti annem ve babamın Almanlar tarafından kurulan Ankara Ziraat Fakültesi’nden mezun olmaları idi. Annem profesör oldu. Babam, kürsü başı ile kavga edip ayrıldı. Sonradan buğday üzerine doktora yapıp Toprak Mahsulleri Ofisi’nde çalıştı. Ben o birinci ve harika nesil hocaların kucaklarında büyüdüm.
Babam sonradan TMO’dan da istifa etti. Sanırım 1959 yılında. Adana’da Amerikalıların ve rahmetli başbakan Menderes’in önerdiği gibi pamuk yerine Meksika buğdayı ekilmesine karşı çıktığından… Yazılar yazdı, kampanya yürüttü. Emekliliğine 6 ay vardı. Ektirtmedi. 1960 darbesi olunca emeklilik için 6 ay daha çalışarak hak kazanmasını istediler. Öyle emekli oldu.
Darbeden sonra Devlet Başkanı Cemal Gürsel tarımdan zengin olunmaz deyince babam mektup yazıp Hollanda ve Danimarka örneklerini verdi. İsrail Türkiye’nin tarım kapasitesini iyi anlamıştı. 60’lı yıllarda bir İsrailli uzman Türkiye’nin o tarihte 600 milyon dolarlık domates ihraç edebileceğini yazmıştı.
1961 yılında Siyasal Bilgilerde talebe iken rahmetli Hocam Prof. Arif Payaslıoğlu beni çağırıp Amerikalı uzmanların tetkik seyahatine geleceklerini, çeşitli tesisleri gezeceklerini, onlara 2 ay süre ile tercümanlık yapmamı istedi. Dersler ne olacak soruma cevaben de sen çok iyi talebesin yaparsın dedi ve ekledi: Annenin 2-3 misli para alacaksın.
İki ay kadar derslere girmedim. O tarihlerde uzmanlar tarıma dayalı sanayi ile işe başlanmasını öneriyorlardı. Rahmetli Hocam Prof. Besim Üstünel Amerikalıların Güney Kore’ye de benzer telkinde bulunduklarını, iki ülkenin o tarihte benzer ekonomik durumda olduklarını mukayeseli olarak bir kitabında anlatır ve “Kore ne durumda, biz nerdeyiz” derdi.
1988 yılında Hindistan’a 200 milyon dolarlık nohut ve mercimek ihraç etmiştik, şimdi aynı ülkeden ithalatımız var.
Avrupalılar Türkiye’nin Avrupa’nın tahıl ambarı olacağı kanaatinde idiler. Ukrayna bir ölçüde oldu.
Şimdi mevcut krizde tahıl ithalatımız ne olacak diye endişe ediliyor. Afrika’da toprak kiralayıp tarım yapmaya çalışılıyoruz. İçimden ağlamak geliyor.