Ana SayfaYazarlarSeçim öngörüsü

Seçim öngörüsü

 

Yarın Türkiye siyasi tarihinin en heyecanlı seçimlerinden birini yaşayacak. Çünkü hem belirsizlik var, hem de çıkacak sonuç önümüzdeki on yılı belirleyebilir. Belirsizlik AKP’nin tek başına iktidar olup olamayacağına ilişkin… Eğer bu başarılırsa HDP’nin barajı geçmesinin de yeterli olmadığı bir yeni AKP hegemonyası dönemine girilebilir. Bu açıdan bakıldığında AKP siyasi sınavını asıl şimdi veriyor. Tek başına iktidar olmak çok daha az yanlış yapmayı, topluma rasyonel bir gelecek sunmayı gerektiriyor ama AKP’nin epeyce ‘yorgun’ düşmüş olduğu da açık. Dolayısıyla AKP iktidarının engellenmesi için şartlar çok olgun. Ama ya bütün bunlara rağmen AKP tek başına iktidar olmayı sağlayacak milletvekili sayısına ulaşırsa? O takdirde bundan sonraki seçimlere daha avantajlı gireceğini ve 2015 itibariyle yeni bir on yıllık dönemin açılacağını öngörebiliriz.

 

Soru bu çoğunluğun elde edilmesinin gerçekçi olup olmadığıdır. Halen kamuoyu şirketleri ikiye ayrılmış gözüküyorlar. Bazıları AKP’yi 39-40 aralığında, bazıları 43-44 aralığında, biri ise 47’de gösteriyor. İdeolojik ayrışmanın fazlasıyla etkili olduğu bu araştırmalarda ‘bilimsel’ kriterler de anlamını yitirmiş durumda. Çünkü mesele hızla değişen bir siyasi ortamda doğru temsil yeteneğine sahip örnekleme ulaşmak. Türkiye’de bu esnekliğe ve toplumsal nüfuz yeteneğine sahip araştırma şirketi ise yok.

 

Dolayısıyla biz de mantık kullanalım. Birinci soru Haziran’da AKP’ye vermesine rağmen Kasım’da vermeyecek olan AKP seçmeninin olasılığı ve yüzdesidir. Niteliksel çalışmalar Kürtlerin içinde böyle bir grubun olabileceğini, diğerlerinin şu anki AKP’yi Haziran öncesine göre daha beğendiğini söylüyor. AKP’nin Kürt seçmen oyu yaklaşık 3 puan. Bunun yarısını kaybedeceğini düşünürsek bu partinin asgari oyunun 39,5 olduğunu öne sürebiliriz.

 

Öte yandan iktidar Haziran’da bir önceki seçime göre 9 puan kaybetmişti ve bunların dağılımı şöyleydi: 4,5 puan HDP’ye giden Kürt oyu, 2 puan MHP’ye giden muhafazakar oylar ve 2,5 puan sandığa gitmeyen AKP’liler. Son grup aslında 4 puanlık bir kitle çünkü sandığa gidilmediğinde tüm partiler oranları kadar pay alıyorlar ve AKP’ye de 1,5 puan düşüyor.

 

Bu grupların her birinin davranış kalıbı farklı… Yine niteliksel çalışmalardan görülüyor ki Haziran’da HDP’yi ilk kez destekleyen AKP’liler bu kararlarından çok memnun değiller ama AKP’ye dönme niyetleri de yok. Buna karşılık 1,5 puanlık bir bölümü sandığa gitmemeyi tercih edebilir. Bu tutum AKP’ye ilave 0,5 puan getirir. MHP’ye giden seçmen de Bahçeli’nin tutumu nedeniyle rahatsız ve yarısı yeniden AKP’ye oy verecek gözüküyor. Bu da ilave 1 puan demek… Haziran’da sandığa gitmeyen ama başka partiye de oy vermeyen AKP’lilerin ise istikrar arayışı ve ‘düzelen’ AKP performansı nedeniyle tercihlerini değiştirmeleri bekleniyor. Eğer 3 puanı yeniden AKP’ye oy verirse, bu net 2 puanlık bir artış anlamına gelecek. Bunlara ek olarak küçük partilerden de 0,5 puanlık bir kayma mümkün.  

 

Hepsini bir araya getirirsek AKP oyunun 39,5 ile 45 arasında yer aldığını, eğer bütün varsayımlar doğru çıkarsa 43,5 olacağını hesaplayabiliriz. Bunun pratik anlamı 15 ilave milletvekilidir. Ayrıca Haziran’da çok ufak oy farklarıyla kaçırılan 8 milletvekilliğinden 6’sının bu sefer yurt dışından gelecek ilave oylar ve doğru adaylar sayesinde alınacağını öngörmek gerçekçi olur.

 

Bu hesaplamalar temkinli bir bakış sergilesek bile AKP’nin 279 milletvekili alabileceğini ortaya koyuyor… Daha gerçekçi bir yaklaşım muhtemelen 285’i işaret edebilir. Her halükarda AKP ile gelen değişimin tersine dönmesi daha uzun süre olanaksız.  

 

- Advertisment -
Önceki İçerik
Sonraki İçerik