Dünyanın gözü yine Şili’de. Ülkeden heyecan verici haberler geliyor. 35 yaşındaki Gabriel Boric oyların yüzde 56’sını alarak Şili’ye başkan seçildi. Salvador Allende’nin, Başkanlık Sarayı’nda öldürülmesinden 49 yıl sonra, onun torunu sayılabilecek sosyalist bir genç, Başkanlık Sarayı’na adım atıyor. Salvador Allende’nin öldürüldüğü günlerde, arkadaşı şair Pablo Neruda’dan da haber alınamıyordu.
Darbeden 13 gün sonra, 24 Eylül’de, Neruda’nın öldüğü açıklandı. Öldü mü, öldürüldü mü, zehirlendi mi? Bunlar hiçbir zaman açıklığa kavuşmadı. Latin Amerika’da, sosyalist olduğunu söyleyen liderler geldi geçti. Şimdi de Nikaragua’da, Venezuela’da böyle liderler var. Despot, otoriter, demokrasi karşıtı tutumlarıyla sosyalizm adına bir başarısızlık simgesi gibiler.
Boric, sol ittifakın devlet başkanı adayı olacağını açıkladığında, “Gençliğin bu ülkeyi değiştirmesinden korkmayın” demişti. 10 yıldır gelir dağılımı adaletsizliği ve yolsuzluklara karşı gösterilerle çalkalanan ülkeye, yeni bir sayfa açarak radikal bir değişim gerçekleştirme sözü verdi.
49 yıl sonra Sosyalizm
Pinochet diktatörlüğünün sona erdiği 90’lardan bu yana ülke siyasetine egemen olan merkez sağ ve sol partileri eleştiren Boric, seçim bildirisinde, diktatörlük döneminde temelleri atılan serbest piyasa ekonomisinde radikal reform sözü verdi.
Ülkede had safhaya varan sosyal adaletsizlik ve gelir dengesizliğinin temelinde bu ekonomik düzenin yattığını söyledi. Bu adaletsizliğe rağmen, Şili’de güçlenen bir ekonomi var, örneğin Arjantin’den çok daha iyi durumdalar. Boric, 2011 ile 2013 yılları arasında, yüksek öğrenimde kalitenin yükseltilmesini ve eşit-ücretsiz erişim hakkını savunan kitlesel öğrenci gösterileriyle adını duyurdu.