Ana SayfaYazarlarİslami kesimde muhasebe...

İslami kesimde muhasebe…

 

Fanatikler, “gavur icadı” diyerek görmezden gelse de, yeni yıl, İslami kesimdeki bazı isimler tarafından “iç hesaplaşma” için fırsat olarak değerlendiriliyor. İktidarın imkanlarından yararlanmanın, yozlaşmanın neden olduğu bir özeleştiri eğilimi kendini hissettiriyor.

 

Abdurrahman Dilipak, başörtüsü yasağına, cezaevlerindeki baskılara karşı birlikte hareket ettiğimiz isimlerden. Hayal kırıklığını, 1 Ocak’ta Yeni Akit gazetesinde ele alıyor:

“Bizim hayatımıza güzellik katan, dinden, gelenekten beslenen hayallerimiz vardı. Hayal gerçeğin anasıdır derdik. İnancımızın taşıyıcısı olan hayallerimiz uğruna mallarımız, canlarımız, sevdiklerimiz feda olsun derdik. Gelip ‘Reelpolitik putu’na toslayınca evdeki hayallerimizin çarşıya uymadığını gördük. Para, makam, kadın, güç başımızı döndürdü. Siyasetin labirentleri arasında kaybolduk.”

 

Bu kesimin açıksözlü isimlerinden Ahmet Taşgetiren Karar gazetesinde şunları yazmış:

“Her halükarda bir insani temel-baz var. Başkalaşım denen şey, o alandaki savrulmalarla ilgili. Diyorum ki, insan kendine bir bakmalı. Mesela bir yıl dönümünde, 2018’den 2019’a girerken…

 

Yola nasıl çıktık, nerelere geldik, değil mi?”

 

Mehmet Ocaktan, AK Parti milletvekilliği de yapmış bir gazeteci meslektaşımız. Karar’daki köşesinde, inanç-siyaset ilişkisini yorumluyor:

“…bugün yaşadığımız problemlerin geleneksel İslam siyaset kültüründen kaynaklandığının farkına vararak dinsiyaset ilişkisini temelden sorgulamanın gerekliliği açıktır. Bir kere siyaset, dünyanın tanzimi konusunda bir uzlaştırma aracıdır. En önemlisi de siyaset dinin bir parçası değildir. Ama Müslüman dünya siyaseti bir güç devşirme ve hükmetme sanatı olarak gördüğü için dini bu yolda araçsallaştırmaktan çekinmemişlerdir. İşte tam da bu yüzden İslam devleti kavramı hep bir ideolojik tanım çerçevesinde şekillenmiş ve Müslümanların kurduğu sistemler ideolojilerin ipoteğinden kurtulamamıştır.”

 

Başbakan eski başdanışmanlarından Kemal Öztürk, Yenişafak’ta umutsuzlara sesleniyor:

“Daralmış ruhun çıkış yolu bulamasa da, tüm kapıların kapandığını düşünsen de, sen yine de umuda sarıl.

Yeni bir yıl başlarken, yeni bir gün başlarken, geçmişin tüm hüznünü bir kenara bırak, umuda sarıl.

Zor geçen günler, karanlık geceler, dertli sabahlar yaşasan da, güneşin yine sevinçle doğduğu bir güne uyandığını unutma.”

 

İslam dünyasının bazı ‘aydın’ları, “yılbaşı haram” diyen yüzeysel yaklaşımlardan ayrışarak, yeni yılı, iktidardaki yozlaşmaya yönelik bir hesaplaşma için bir ‘çıkış noktası’ olarak kullanabiliyor.

 

Yılbaşı, herkes için bir muhasebe yapma fırsatı olarak, anlamlıdır.

- Advertisment -