MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yargı’nın partisi hakkındaki “Olağanüstü” kararını değerlendirdiği konuşmasında paralel yapıya yüklendi. MHP’yi karıştıran elin Pensilvanya olduğundan emin olmalı ki, Bahçeli, Gülen hareketini “ABD’nin kuklası ve İslamiyet’in yüz karası” sözleriyle sert bir şekilde eleştirdi.
Doğrusunu isterseniz paralel yapıyla ilgili bugüne kadar yapılmayan tespit, söylenmeyen bir söz kalmadı. Ama Bahçeli’nin paralel yapıyı “İslamiyet’in yüz karası” olarak nitelemesi, “Haşhaşiler”den sonraki en samimi ve isabetli tespitlerden biri. Pensilvanya’da oturan Gülen’in sırtını ABD’ye dayayarak Türkiye’yi karıştırması, siyasi partileri dizayn etmeye kalkması zaten onun kimin kuklası olduğunu ortaya koyuyor. Fakat daha önemli olan Paralel yapının bunu din kisvesi altında ve sözde Allah adına yapması. Gülen örgütünün İslamiyet’in yüz karası olması bu yüzden. Bu ülke çok darbeci gördü, devlet içinde çeteler hiç eksik olmadı. Siyasi komplolarıyla meşhur bir siyasi tarihe sahibiz. Fakat Gülen örgütü kadar fütursuzuna, ikiyüzlüsüne, şeytanına hiç rastlamadı bu ülke. Türkiye’nin düşmanlarıyla bir olup bu ülkeyi vurmak, kuşkusuz vatana ihanet sayılır; ama paralel örgütün yaptığı bundan çok daha fazlası; Gülen, İslamiyet’in kutsal örtüsü altına saklanarak bu milleti, bu ülkeyi arkadan vurmaya kalktı.
Bahçeli’nin şu sözlerine hak vermemek mümkün mü: “Kendi kurum ve kuruluşlarına kayyum atandığında kıyameti kopartan, kayyumun gölgesi MHP’ye değince güvercin taklaları atan zevat ve zümreye diyorum ki, bugüne kadar ne yaşamışsanız müstahaktır. Bunlar ikiyüzlü ve Türkiye’nin karşısındaki husumet kutbudur. Bunlar dini paraya dönüştüren, imamlığı şirkete çeviren, ABD’nin kuklası, İslamiyet’in yüz karalarıdır. Kimse boşuna heveslenmesin. Hiç kimse boş yere el ovuşturmasın, bulanık suda balık avlamasın. Bizde inecek sancak, devredecek miras, üzeri çizilecek hatıra yoktur. Biz de tertiplere tamam diyecek acziyet görülemeyecek, kalemizi içten düşürecek adımlara geçit de verilmeyecektir.”
Kemal Bey iyice sapıttı
Geçen haftaki grup toplantısında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’na yönelik ağza alınmayacak küfürleri savurduğunda Kemal Bey’in partisi ve yandaşları “herhalde çok kızdı, ağzından kaçırdı” diyerek genel başkanlarını savunmaya geçtiler. Türk Dil Kurumu’nun sözlüklerini karıştırıp Kemal Bey’in kullandığı “Önüne yatmak” ifadesinin aslında “siper almak” anlamına geldiğini ve küfür olmadığını kanıtlamaya çalıştılar. Ki Kemal Kılıçdaroğlu da bir hafta boyunca kullandığı çirkin ifadeyi AK Partililerin literatüre kazandırdığını belirterek kendisini savundu. Peki dün ne yaptı Kemal Bey? Bu kez daha ileri giderek sadece bir bakana değil, bütün bir AK Parti’ye ve seçmene, dolayısıyla bu millete “Hırsızların altına yattılar” diyerek hakarette bulundu. Bu sözlere “küfür”, “hakaret” demek de yetersiz aslında; bu dil, bu üslup gerçekten tiksindirici ve iğrenç ötesi.
Yazıklar olsun böyle genel başkana.
Yazıklar olsun küfür ve hakaretler savuran Kemal Kılıçdaroğlu’nu kendini kaybetmiş halde, coşkuyla alkışlayanlara.