pek cüretkâr bir şair, tutup kendi eliyle
sahneye sürünce kendi ölümünü,
sorgu sual melekleri kabirde,
başlayarak çocukluk günlerinden
hayat hikâyesini
anlatsın istemişler mücrimden.
bizimkisi, “anlatırım, anlatmasına, yalnız,
küçük hayatımı mı
anlatayım istiyorsunuz size,
yoksa, büyük hayatımı mı?” demiş,
ve “çünkü, diye sürdürmüş sözlerini,
küçüğünü iyi kötü anlatabilirim size,
ne de olsa o benim bedenimde başladı
ve yine bedenimde son buldu,
yirmi şu kadar cilt şiir külliyatı halinde
tutanaklar elimde.
ama, ne zaman başladığını
ve ne zaman biteceğini
Tanrı’dan başka kimsenin bilmediği,
O’nun tasarlayıp yönettiği oyuna,
ruhun büyük hayatına gelince,
onu Tanrı’nın kendisi
anlatmaya devam ediyor hâlen,
kulaklarınızı açın ve dinleyin.
bana da izin verin,
O’nun anlattıkları neyse,
kaldığımız yerden
yazmaya devam edeyim ben de.
5 Kasım 2009