gösteriyi sever insanlar.ağlatan, güldüren,seyirciyi kendi yoksul teknesinden indiripbir kralın, bir kâşifinya da düzme bir peygamberingemisine bindirenve dalgaların üzerinde gezdirenoyunları sever insanlar.düşünmeye vakitleri yoktur çünkü çoğunun,düşünmeye, keşfetmeye, oyunlar yaratmaya,ve sonra kendileri seçmeyeoyunda rollerini…onların yerine bunu yapacakakıllı, hünerli oyun kurucular arar gözleri.bunun için dolar taşar panayır,bunun için vardır sirkler, çadır tiyatroları.insanları bir arada ve dalgaların üstündetutar çünkü, gösteri.eğlendirir, avutur, ölümü unutturur onlara.kendi eskimiş yüzlerinden,kendi benlik yüklerinden kurtarır,içlerine düşen kurtlardan, kurtçuklardanve beyindeki çıtırtılarından onların…biri çıkar, bir oyuncu – kral, bilge,ya da peygamber kığında bir şaman -oyunu lokmalara böler ve dağıtır,gerçeği lokmlara böler ve dağıtır,insanı lokmalara böler ve dağıtır seyircilere.biri çıkar – tiyatro çadırınıcennetin yolu üzerinde, kavşakta kuruverirve büyücü kazanı gibi fokurdayan bir seslebaşlar hıçkırıp ağlamaya.ağlarken de arada gözucuyla göz atar kameraya.ağlar, ağlar ve ağlatır müminleri,sahneyi unutturur, oyunu unutturur,sonra kutsalı böler ve dağıtır,inancı böler ve dağıtır,dünyayı ve ahreti böler bölerve dağıtır şakirtlerine.onlar da, cehennemden bir parsa mıcennetten armağan mı, sormadan,alırlar bu incikli boncuklu,salyalı, köpüklü yürek burkuntusunuve evlerine, işlerine dönerler.işten güçten vakitleri yoktur çünkü onların,çoluktan, çocuktan,hayatın ve ölümün hesabınıgünübirlik açmaktan, kapamaktanvakitleri yoktur sormaya,düşünmeye, yaratmayave Tanrı’ya çıraklık yapmaya.Tanrı’nın dilini çözmeye,O’nun yere, göğe ve kitab’a yazdıklarınıkendi gözleriyle okuyup anlamaya,sonra kendi repliklerini söylemeye,sonra, Tanrı’ya götüren yoldakendi türkülerini çığırmaya…12 Aralık 2013‘Yoksullar ve Yalnızlar İçin Tezler’ kitabı
- Advertisment -
Önceki İçerik
Sonraki İçerik