Hangi ülkede her akşam, ama her akşam, haberlerde,Horoz ibiğini andıran şapkası,Sünnet düğününe palyaço aratmayan yaldızlı kostümüyle,Bakışlarında ne inanç, ne görkem, ne zekâ,Hâza cuntacı bir paşaParmağını sallaya sallaya halka,Geçip gidiyorsa oturma odanızdanVe ne iştah bırakıyorsa sizdeaydınlık bir gelecek düşlemek için,Ne varolma sevinci içinizde,Ne de onurunuzla yaşamave yatağınızda ölme emniyeti, o ülkede…İşte orası dünkü türkiye’dir, korkmayın,bugünkü değil.Balyozcu generallerin kafasına,Pek pek kışlasına sığacak kadar küçük,küçücük türkiye!Hangi ülkede her akşam haberlerdeTavus kuşunu andıran süslü hil’ati,Yasa kitabı gibi soğuk ve laik suratı,Hammurabi kadar arkaik belâgatıylaHâza darbenin hıh deyicisibir yüksek yargı görevlisiOrta parmağının kemiğiyle ekrana tıklayarakTehditle geçip gidiyorsa oturma odanızdan,Ve ne huzur bırakıyorsa sizde,Ne adâlet inancı, ne yurttaşlık kıvancıyaşarken o ülkede…İşte orası dünkü türkiye’dir, korkmayın,bugünkü değil,Yasa kitabına, gözaltı odasına,Pek pek adliye binasına sığacak kadar küçük,küçücük dünkü türkiye!Hangi ülkede geceler boyu oturumlardaAk saçlı, ak sakallı mektep hocaları,Aşka gelip de, öyle göz kaş işaretiyle falan değil,Kameraya bakaraktan açıkçave utanıp sıkılmadan çağırıyorsaBir kısım silahlı cinleri görev başınaVe ilimmiş, irfanmış, sizin olsun,Ne tırnak kadar düşünme,Tırnak kadar bilme, keşfetme ve yaratma hevesi,bırakıyorsa genç zihinlerde,Orası dünkü türkiye’dir, dünkü türkiye.Herkesin Türkiye’si değil tabii,Çalıntı tezlere, ikna odalarına,Pek pek, ‘kamusal alan’ kuramlarınasığacak kadar küçük, küçücük dünkü türkiye!Hangi ülkede, olacak olanlar, olmadan önce,İrin dolu bir idrar tüpü ne kadar derinseİşte o kadar ‘derin’ muhayyilelerdeEn ince trükleri, en basit replikleriyleÇekim senaryoları halinde birebir planlanabiliyorsa…Hangi ülkede, olacak olanlar, olmadan önceSokakta çocukların, ekranda büyüklerinHırsız polis oyunlarında sahnelenebiliyorVe iş, üretim, pazar, ne emekçiye umut,Ne girişimciye güven verebiliyorsa…Hangi toplumun tepesine inmesi planlanan belâİnmeden haftalarca, bazen aylarca öncegizli reklamlarla falan değil,Kınsız, kılıfsız fallik tehditler, ayıp el kol hareketleriyleSekiz sütuna manşet, davullarla, zurnalarla,Geliyorum ulan, geliyorum! diyerekKülhanbeyi jargonuyla gazete köşelerindediz kırıp nara atıyorVe ne onur duygusu, ne öz saygısı, ne yurt sevgisibırakıyorsa sizde,İşte orası, zambiya, gambiya falan değil,Ali babanın hindi çiftliği değil,Dünkü türkiye’dir, dervişler, dünkü türkiye!Ama herkesin Türkiye’si değil, kuşkusuz,Küçük kafalara, kalın kafalara, dar kafalarasığabilecek kadar küçük türkiye!Poyrazköy’e mühimmat, İsviçre’ye para,Gizli merkezlere bilgi taşıyanKirli valizlere sığabilecek kadar küçük,küçücük türkiye!Geçip giden’in şarkısı bu, dervişler, geçip giden’in,Ve gelmesi önlenemeyen’in.Ama korkma, sen, hayalgücü, sığa sığa ancakaskeri darbe sığabilecek kadar dar politikacı,Ve sen de, dar kafalı, tetikçi gazeteci,korkmayın ikiniz de!Çünkü siz daha bir süre kalacaksınız.Hatta, demokrasinin, Büyük Demokrasi,Türkiye’nin, Büyük Türkiye,Herkesin Türkiye’si -yani sizin bile- olabilmesi içinKuşkusuz, sonuna kadar hep kalacaksınız,Ama, bundan sonra, öyle, kolay iş yok ikinize deArtık bulduğunuz işi kapacaksınız.Biriniz, sözgelimi, Sincan’daki tank mezarlığındamuhtarlık, belki,Ötekiniz de, ‘Eski Silah Arkadaşları’ meyhanesindebarmenlik yapacaksınız.Nasıl yakışır ama, nasıl yakışır, bu roller ikinize de!Kendini keşfetti çünkü, Türkiye.Yüreğininin de, kafasının da-içine, insanlığın bulduğu, icat ettiği bütün iyilikleri,güzellikleri alacak kadar-Büyük olduğunu keşfetti Türkiyeli…Küçük kafalara, güdük kafalara,Büzük kafalara sığmayacak kadar büyük Türkiye!Özgür, onurlu, akıllı, yürekli Türkiyeli!‘Yoksullar ve Yalnızlar İçin Tezler’ kitabı
Tapınak şövalyelerine ve dershane dervişlerine ‘geçip giden’ için son şarkı
- Advertisment -
Önceki İçerik
Sonraki İçerik