Türkiye'yi IŞİD ile ilintilendirme çabalarını boşa çıkarmak TSK'nın sınırda daha aktif olmasından geçiyor. Bunun binlerce açıklamadan daha başarılı olacağını düşünüyorum. Örneğin TSK, sınırımızdaki terörist unsurlara müdahale etse, gerektiğinde top atışına tutsa fena mı olur? Askeri varlığımızı hatırlatarak hem bölgeye, hem dünyaya, hem IŞİD'e, hem de PYD'ye daha etkili mesajlar gönderilemez mi?
Malum; içeride büyük bir dezenformasyon şebekesi var. Her fırsatta Türkiye'yi dünyanın gözünden düşürmeye çalışıyorlar. IŞİD'in Kobani'ye gerçekleştirdiği bombalı saldırıların ardından da başını HDP'nin çektiği yalan makinesi, sosyal medyada "Terörist Türkiye" etiketiyle kampanya başlattı. Bu dezenformasyon faaliyetlerine karşı koyabilmek için artık farklı yöntemler devreye girmeli. Türkiye'nin pozisyonunu ve duruşunu "eylem" ile göstermek daha ikna edici olur. Sınırımızda bu kadar yoğun terörist aktivitesi varken TSK'nın daha aktif olması beklenir. TSK izleyici olmaktan çıkıp biraz daha müdahaleci olmalı. Bu, Türkiye'nin nerede durduğunu göstermesi bakımından son derece önemli. Hükümetten yapılan resmi açıklamaların yetersiz kaldığını kabul etmek gerekiyor. İçeriden ve dışarıdan yürütülen algı operasyonlarına karşı koyabilmek için eyleme geçmek şart.
PKK/PYD/HDP’nin yolu
Kürt hareketi, Türkiye ile ilişkilerde stratejik bir karar alma evresinde. PKK-PYD-HDP, şu ana kadar Suriye'de, Türkiye karşıtı bir ittifak ile birlikte hareket etti. Bu doğrultu da devam edilirse Türkiye ile ilişkilerde iyileşme yerine sertleşme yaşanacak; Türk-Kürt ilişkileri bundan büyük zarar görecek. Bazı yorumlara göre ilişkiler kopma noktasında. Son süreçte oluşan hasarları giderebilmek ne kadar mümkün kestiremiyorum; ama PKK-PYD-HDP Türkiye'ye karşı oluşturulan ittifak ile birlikte hareket etmeye devam ederse ortada ne çözüm, ne barış süreci diye bir şey kalır. Bin yıllık kardeşliğe sahip çıkmak için işe silahı değil, yalanı bırakmakla başlamalı. Serbestiyet yazarı Cengiz Algan'ın çok güzel ifade ettiği gibi Kandil ve HDP önce yalanı bıraksın!