spot_img
Ana SayfaYazarlarTürkiye Katar'ı niye destekliyor?

Türkiye Katar’ı niye destekliyor?

Körfez muhaberesinde Türkiye, tarafını Katar'dan yana seçti. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerinin (BAE) öncülüğünde, Katar'a uygulanan abluka krizinin en başından beri Türkiye farklı jestlerle tarafını belli etmişti zaten. Katar'a yönelik uygulanan bu politikaların bölgedeki istikrara hizmet etmediği ve haksız olduğu yönünde diplomatik mesajlar veren Türkiye bununla kalmayarak, Katar'la önceden yapmış olduğu askerî anlaşmaya bağlı davranacağını da açıkça belli etti.

Geçtiğimiz hafta, Katar'a yönelik yeni bir ültimatom geldi Suudi-BAE koalisyonundan. Katar'a 10 gün süre veriliyor ve 13 maddelik bir talep listesi sunuluyordu. Açıkçası bu taleplerin ifade edilme biçimi ve içeriği, Katar'ın sanki geri adım atmasını istenmiyormuş gibi sunuldu. Yani epey üstten bakan bir tarzda sunulan ağır yaptırım listesini Katar'ın kabul etmeyeceği aşikâr. Bir diplomatik hareketten ziyade, mafya liderinin tarzını anımsatan bu politikanın amacı da üzüm yemekten ziyade bağcıyı dövmek gibi görünüyor zaten.
Katar'dan istenilen taleplerden biri de Türkiye'nin geçtiğimiz yıllarda imza attığı askerî iş birliği anlaşmaları gereği Doha'da kurduğu askerî üssün kapanması ve Türkiye'nin sağladığı askerî ve güvenlik desteğini reddetmesi…

Bu konuda Türkiye'nin tavrını gösteren ilk açıklama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan geldi. "Bir defa konuyla ilgili şu anda Katar'ın 13 maddeye yönelik tavrını, Türkiye olarak biz hem takdir ediyoruz hem benimsiyoruz. Takdir ediyoruz, bir defa bu 13 maddeyle ilgili yaklaşımı biz uluslararası hukuka aykırı buluyoruz. Zira devletler arası hukukta ülkelerin egemenlik haklarına bu denli bir saldırı olamaz. Burada âdeta bir devletin egemenlik haklarına saldırı söz konusu ve bir devletin kendi tasarruf alanına girecek kadar bir ileri gidiş söz konusu. Böyle bir şeye kalkıp da onların diliyle bakmak, yaklaşmak bana göre çok çok yanlış. Hele hele Türkiye'nin 2014 itibarıyla savunma iş birliği yapmış olduğu Katar'la attığı bu adıma müdahil olmak çok çok çirkin bir yaklaşım" diyen Cumhurbaşkanı artık bu konunun Katar'ı aşan ve Türkiye'yi hedef alan bir hâle geldiğini şu sözlerle de ifade etti: “Türkiye'nin asker çekmesini talep etmek, bir defa Türkiye'ye karşı da maalesef saygısızlıktır. Biz herhangi bir ülkeyle savunma iş birliği anlaşmasını yaparken birilerinden izin mi alacağız?"

Peki bu krizde Türkiye neden Katar'ı destekliyor? Özellikle Batılı kaynakların en merak ettiği soru bu.

Aslında bu sorunun cevabı bir sürpriz değil. Zira Türkiye'nin son on yıldır izlediği Orta Doğu politikasına bakmak tavrının ne olacağını kestirmek için yeterince ipucu veriyor.

 
Türkiye'nin, bu krizde aldığı tavır ekonomik nedenlerden kaynaklanmıyor. Katar'ın Türkiye'de ciddi bir ekonomik yatırımı olduğu muhakkak. Ancak Suudi Arabistan'ın da Türkiye'de hatırı sayılır bir yatırımı var.

Türkiye'nin Katar politikası ekonomik nedenlerden ziyade, bir müttefiklik hukukundan kaynaklanıyor.

Türkiye ve Katar bir şekilde, Orta Doğu da ortak bir kader arkadaşlığını paylaşıyor. İki ülke de 2000'lerden itibaren daha önce izledikleri dış politikayı değiştiren bir yola girdi. Türkiye, hem Batı ile hem de bölge ile olan ilişkilerini yeniden kurarken, Katar da daha aktif bir dış politika izlemeye başladı. İki ülkenin dış politikasında izlediği paradigma değişiminin ortak noktaları vardı. Daha bağımsız, pragmatik ve aktif bir politika izlemeye başlayan Türkiye ve Katar, belli konularda Batı blokundan ve Körfez'deki statükodan farklı davranmaya başladı.

Arap baharına kadar bu politikanın ana hatları şuydu: Gazze'de seçim ile iktidara gelen Hamas'a yönelik uluslararası toplumdan farklı bir pozisyon alarak, seçilmiş ve meşru hükûmeti desteklemek. İran'ın uluslararası topluma angajmanını desteklemek, Filistin meselesinde Filistin halkından yana tavır almak, ve tüm bu politikaları izlerken Batı ve bölge ülkeleri ile yapıcı ilişkiler kurmak.

Arap baharı ile Türkiye ve Katar'ın yolları yine kesişti.

Buradan devam…
 

- Advertisment -