I
bir türkü çığır, bir yara aç,
gündelik dilde bir yara, ozan,
çarşıda pazarda kulaktan kulağa,
dudaktan dudağa dolaşan, ama
büyük yeryüzü ezgisine katıldığını,
göğe yükseldiğini,
göğü doldurduğunu,
göğü genişlettiğini,
derinlettiğini
öyle kolayca belli etmeyen…
gündelik dilde bir yara,
bir gönül yarası, ozan,
dumanı dağın öteki yüzünden
görülebilen!
akla da bir deli gömleği biç,
ya da bir kefen,
kumaşı rüzgârın saçından olsun,
kanadı ışığın tüyünden!
II
Şiir söyleyeceksen bize,
Dudağı, susuzluktan –
Kavrulan toprak gibi yarılmış
Şiirler bul, ozan,
Yeryüzünün sevgiye, dostluğa
Susamış yüreğinden kopan
Büyük şiirler, ırmak-şiirler,
Rüzgâr-şiirler, yağmur-şiirler…
Ve onları söylerken de, sesine
Öyle ince bir hüzün,
Öyle oylum oylum bir acı kat ki,
İçi yansın, gözü dolsun da göğün
Boşaltsın sicim gibi yağan
Bir rahmet biçiminde cenneti
Yaralarımızın üstüne,
Kabuklarımızın üstüne!