Ana SayfaYazarlarYeni bir kriz mi, yeni bir savaş mı?

Yeni bir kriz mi, yeni bir savaş mı?

 

Amin Maalouf, harika romanlarından sonra Çivisi Çıkmış Dünya başlıklı bir siyasi analiz kitabı da yayınladı. Kitapta çok beğendiğim bir tesbit var. Şöyle diyor:

“Şu anda, sona eren ve maalesef yaşadığımız şey, insanlığın tarihöncesidir.”

Bir cümlede ABD Başkanı Trump’ı tanımlamak istesek, herhalde bu cümleden daha iyi tesbit olamazdı: “Trump: Şu anda sona eren ve yaşadığımız şey, insanlığın tarihöncesidir.”

Trump’ı böyle tanımlıyorum, çünkü tarihöncesi bir kabus gibi tüm dünyanın başına çöktü. Dünyanın ondan çekeceği var. Öyle görülüyor ki en çok da İran’ın…

Uzun müzakereler sonrasında İran, 2015 yılında Amerik ile nükleer programını on yıl içinde ve Fransa, Almanya, Rusya, Çin ve İngiltere’nin gözetiminde kısıtlamayı kabul eden bir anlaşmayı imzaladı. Karşılığında, ekonomik ambargodan aşamalı olarak kurtulacaktı.

İran halkı anlaşmayı sabaha kadar süren sevinç gösterileriyle kutladı.

 

Ancak anlaşmanın başına Trump felaketi geldi. Trump, gerek seçim kampanyası sırasında, gerekse seçildikten sonra bu anlaşmaya taktı. Amerika’nın tarihinde imzaladığı en kötü sözleşme olarak tanımladı. En son üç hafta önce, 19 Eylül’de BM Genel Kurulu’nda anlaşmayı bir kere daha karaladı. İran’ı da terörün sponsoru olmakla suçladı.

 

Karar Kongre’nin önüne gelecek

 

Dünya 15 Ekim tarihini bekliyor. Çünkü o gün dananın kuyruğu kopacak. Trump yönetimi, 90 günde bir, İran’ın anlaşmaya uyup uymadığı hakkında Kongre’ye bir rapor sunuyor. Bugüne kadar iki kez, İran’ın anlaşmaya uyduğu bildirildi. Ancak bu kez Trump büyük ihtimalle İran’ın anlaşmanın yükümlülüklerine uymadığını söyleyecek ve anlaşmanın ıslah edilmesini talep edecek.

 

Kongre yönetimin kararını 60 gün içinde müzakere edecek. Eğer olumsuz rapor doğrultusunda karar alırsa anlaşma bozulmuş olacak. Cumhuriyetçi üyeler 2015 yılında anlaşmaya oybirliğiyle karşı çıkmışlardı. Ancak Cumhuriyetçilerin olumsuz bir rapora destek vermesi, anlaşmanın bozulmasını garanti etmiyor. Demokratlardan da rapora destek gelmesi gerekiyor.

 

Bu kez bu olacak ve Demokratlardan da olası bir bozma kararına destek gelecek gibi görünüyor. İran, Rusya ve Kuzey Kore’ye yeni yaptırımlar uygulanmasını öngören bir tasarı, Temmuz 2017’de  3’e karşı 419 oyla, yani Demokratların da büyük desteğiyle onaylanmıştı. 7 Eylül’de konuy ilişkin kendi raporunu yayınlayan Kongre Araştırma Servisi, İran nükleer anlaşmasının sona erdirilmesini bir seçenek olarak yönetime önermişti.

 

Tepkiler kimin umurunda!

 

Öyle görünüyor ki, uluslararası düzlemde taraflarca kayıt altına alınan, yükümlülükleri de yerine getirilen bir anlaşma, tek bir lider tarafından birkaç gün içinde ve uluslararası kamuoyu ikna edilmeden ayaklar altına alınacak. Bu da ilk kez olcak. Bunun uluslararası hukuktaki karşılığı şu: “Anlaşmayı sadece canım ve keyfim istediği için yırtıyorum.”

Trump yönetiminin bu konuda birlik içinde olduğu söylenemez. Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ve Savunma Bakanı James Mattis gibi isimler anlaşmanın devamından yana görüş belirtiyor.

 

Uluslararası kamuoyu ise Trump’ın vereceği kararın yanında görünmüyor. Gözlemci beş ülke, İran’ın anlaşmaya uyduğunu söylüyor. Avrupa’da şaşkınlık var. Kıtadan “anlaşma devam etsin” ikazları yükseliyor. The Independent’ın haberine göre, Avrupalı diplomatları Washington’da Kongre üyeleri ile bir toplantı yapmış. Toplantıda Kongre üyelerinden anlaşmanın bozulmasını onaylamamaları talep edilmiş. İngiltere Başbakanı Theresa May anlaşmayı hayati bulduğunu, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da anlaşmanın barış için gerekli olduğunu vurguluyor.  

 

İran öfkeli. Ülkenin nükleer şefi Ali Ekber Salehi, anlaşmanın yeniden müzakere edilemeyeceğini açıkladı. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani anlaşmanın güvenilirliğine gölge düşeceği, bu yüzden bozulabileceği uyarısında bulunuyor.

 

Nükleer anlaşma bozulursa, büyük ihtimalle İran nükleer kapasite arayışına geri dönecek. O zaman da savaş, Amerika ve İsrail için İran’la yüzleşmenin tek alternatifi haline gelecek. 

 

- Advertisment -