Ana SayfaYazarlarZaman’ın asıl patronu ABD mi?

Zaman’ın asıl patronu ABD mi?

 

Zaman’a kayyum atanmasına tepki gösterenlerin başında ABD’nin Ankara Büyükelçisi’nin olması dikkat çekici. John Bass, elçiliğin resmi hesabından yaptığı açıklamada “Zaman gazetesinin haber yapım sürecine kayyum tarafından müdahale edildiğine dair haberlerden derin rahatsızlık duyuyorum” dedi.

Basın özgürlüğünün ihlal edildiğini düşünen çevrelerin Zaman gazetesiyle ilgili gelişmeye tepki vermesini anlamak mümkün; ama başka bir devletin, yani ABD’nin yargının bir gazete yönetimiyle ilgili verdiği karara müdahil olması, ABD’nin kendi çıkarlarına ters düşecek bir uygulamaya karşı aldığı politik tutum olarak anlaşılabilir. 

Büyükelçi Bass’in tepkisi, aynı zamanda Fetullah Gülen yapılanmasını arkasında ABD’nin olduğunu düşünenleri doğrulamış görünüyor. Fethullah Gülen’in Pensilvanya’da ABD’nin koruması altında olduğu düşünüldüğünde bu görüş hiç de yabana atılmamalı. Lideri ABD’de olan bir örgütün, ABD’den bağımsız hareket etmesi mümkün mü? 

Paralel örgütün yayın organına yönelik operasyonlara başka bir ülkenin veya başka devletin tepki göstermesi olağan olmasa gerek. Büyükelçinin gösterdiği tepki, aynı zamanda bu örgütün asıl sahibinin kim olduğunu da ele veriyor. Demek ki, Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit eden, anayasal düzeni değiştirmeye kalkan, darbe girişiminde bulunan paralel devlet örgütlenmesinin arkasında ABD bulunuyor. 

John Bass’in açıklamasında dikkat çeken ayrıntılardan biri de Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun konuyla ilgili değerlendirmelerine atıfta bulunması. Başbakan Davutoğlu kayyum tartışmasını “Bunlar hukuki süreçlerdir, siyasi süreçler değil” diyerek, izah etmişti. Büyükelçi, haddini fazlasıyla aşarak, Davutoğlu’na şu cevabı veriyor: “Evet, hukuki sürece saygı duyulmalıdır. Ancak özgür bir basın ve hukuka uygun yargılamanın önemine de saygı duyulmalıdır.” 

Başbakan Davutoğlu’na had bildirmeye kalkmasından da anlaşılacağı üzere Büyükelçi Türkiye’deki değişimi yeterince anlamamış. ABD, PYD meselesinde de Türkiye’nin boyun eğeceğini sanıyordu… Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ya PYD, ya Türkiye” diyerek ABD’ye yeterince kararlı bir mesaj verdi. Türkiye, PYD’yi bombalayarak ABD’nin sınırımızda ikinci bir Kandil kurmasına izin vermedi. Ankara, bu Büyükelçi’ye de gerekli cevabı muhakkak verecektir; Amerikan hesabına çalışan örgütlere hukuk dışına çıkmadığı sürece zaten ses çıkarılmıyor; ama hukukun dışına çıkarak darbe yapmaya kalktıklarında Türkiye, o örgütlerin arkasında güce bakmadan gereği neyse onu yapar. Büyükelçi’nin de bunu bilmesinde fayda var.

- Advertisment -