Ana SayfaRÖPORTAJÖZEL RÖPORTAJ | “Mr. Dosso Dossi” Hikmet Eraslan: “Ne asimilasyonu?...

ÖZEL RÖPORTAJ | “Mr. Dosso Dossi” Hikmet Eraslan: “Ne asimilasyonu? Bir halay çekip sonra herkese We Will Rock You’yu söyletebiliyorum”

Diyarbakır’da düzenleyeceği festivalin Büyükşehir’in uygun görmemesi nedeniyle iptal olduğunu açıklayan Dosso Dossi markasının sahibi Hikmet Eraslan, Serbestiyet’e konuştu: “Belediye’den maddi bir talebimiz olmadı, sadece yer talebimiz oldu. Doğan Hatun da tavrı itibariyle festivalin yapılmasına istekliydi. ‘Asimilasyona hizmet ediyor’ suçlamaları çok haksız. Ben kimliğimi saklayan biri değilim. Rahmetli annem kıt kanaat Türkçe konuşurdu. Ne asimilasyonculuğu? Eğer elektro müzik sevmiyorsanız ben birazdan sizi Kürtçe müzikle eğlendireceğim. Bir halay çekip ondan sonra herkese We Will Rock You'yu söyletebiliyorum.”

Doğubeyazıt’ta, Sur’da, Cizre’de düzenlediği müzik festivalleriyle dikkat çeken Dosso Dossi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eraslan, 18 Mayıs’ta Diyarbakır’da düzenlemeyi planladığı müzik festivalinin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin uygun görmemesi nedeniyle iptal edildiğini açıkladı.

DEM Partili Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eş Başkanı Doğan Hatun ise Diyarbakır yerel medyasına yaptığı açıklamada festivalin Belediye’den yüksek bir bütçe talep edilmesi nedeniyle olduğunu belirterek şunları söyledi:

“2023 öncesi bir protokol, anlaşma olmuş; Belediye’den kendilerine ‘Bu tarihler uygundur’ diye belirtilmiş. O protokole dair talep ettikleri ciddi bir bütçeydi. Mevcut bu ekonomik krizde bu halkın giderleri orayı karşılayacak bir şey değildi. Belediyemize ait Kültür Daire Başkanlığı da böyle bir süreçte böyle bir çalışmayı uygun görmedi.

Biz yapın veya yapmayın demedik. Kendiniz yapabilirsiniz ama biz bu işin bileşeni değiliz dedik. Ayrıca biz bu konsere karşıyız diye de bir söylemimiz yoktur. Kendi beyanı kendisini ilgilendirir. Bu ithamı reddediyoruz.”

Doğubeyazıtlı iş insanı Hikmet Eraslan’la Diyarbakır’daki festivalin iptaliyle sonuçlanan süreci, bugüne kadar düzenlediği festivallerle ilgili tartışmaları ve organizasyonları düzenlemeye nasıl karar verdiği üzerine konuştuk.

Hikmet Eraslan.

“Belediye’yle bütçeyle ilgili hiçbir şey konuşmadık”

18 Mayıs’ta Diyarbakır’da düzenlemeyi planladığınız müzik festivalinin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin uygun görmemesi nedeniyle iptal edildiğini açıkladınız. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eş Başkanı Doğan Hatun, Belediye’den büyük bir bütçe talep edildiğini açıkladı. Festivalin iptal nedeni bütçe konusundaki anlaşmazlık mı oldu?

Biz Belediye’yle bütçeyle ilgili, parasal kısımla ilgili hiçbir şey konuşmadık. Zaten festivali maddi açıdan tamamen Dosso Dossi Holding olarak biz, RAMS Grubu ile birlikte karşılıyoruz. Tamamen sosyal sorumluluk niyetiyle yapıyoruz.

6-7 ay önce kayyum döneminde Belediye’yle anlaşma yapmıştık. O zaman da hem Diyarbakır Valiliği’ne hem Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne yapacaklarımızı anlatmıştık, uygun görmüşlerdi. Bu dönemde de anlaşma uygulanır diye düşünmüştük. Kayyum yönetimiyle yaptığımız anlaşmada da Belediye’den festivale parasal bir destek söz konusu değildi.

Bizim Belediye’yle görüştüğümüz konu festivalin düzenleneceği alanın yani Nevruz Parkı’nın Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğunda olması.

Doğan Bey, neden böyle bir açıklama yaptığını gerçekten bilemiyorum.

Hikmet Eraslan, düzenlediği festivallerde kendisi de “Mr. Dosso Dossi” sahne adıyla DJ performansları sergiliyor.

“Doğan Hatun da tavrı itibariyle festivalin yapılmasına istekliydi”

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, sizin açıklamanızdaki ifadeyle “festivalin uygun bulunmamasıyla” ilgili size ne gerekçe gösterdi? Görüşmeleri biraz anlatabilir misiniz?

Diyarbakır’a gittiğimizde ilk önce Büyükşehir Belediyesi’nde yeni yönetime de hayırlı olsun demeye gittik. Görüşmede festivali planını, içeriğini, yapacaklarımızı da anlattık. Zaten haberleri de vardı. Doğan Hatun Bey ile görüştük. Tavrı ve tutumu itibariyle Doğan Bey de festivalin yapılmasına istekliydi.

Doğan Bey’e bizim siyasetle bir ilgimiz olmadığını söyledik. Seçimlerin olup bitmesi, Belediye Başkanlığı’nı kazanan yönetimin netleşip işlerine başlayabilmesi için tarih olarak 18 Mayıs’ı belirlediğimizi anlattık.

Halkımıza güzel bir şeyler götürebilmek için Diyarbakır’da olduğumuzu söyledik. Ben de bir Doğu genci olarak, Anadolu genci olarak aynı Batı’daki gibi insanımıza bir şeyler götürebilmek için buradayız dedik. Rams da öyle.

Büyükşehir’in Kültür ve Sosyal İşler Dairesi’ne soracaklarını, ona göre karar verileceğini söylediler. Tamam dedik.

İlk görüşmemizden sonraki birkaç gün içinde arkadaşlar, aracılar kanalıyla görüşmeler oldu. Haber bekledik ama bir karar gelmedi, bir süreç ilerletilmedi.

Ama 18 Mayıs’ta Diyarbakır’da festival diye duyurular yapmışız. Binlerce insan bilet alacak, Diyarbakır dışından, çevre illerden oraya on binlerce giden insan olacak, yüzbinlerce insan Diyarbakır’dan katılacak. Benim tahminim Diyarbakır’da 500 bin kişilik bir katılım olacağıydı.Bu kadar insanın bilgi alması gerekiyor. Ne kadar gecikirse o kadar mağduriyet oluşacaktı.

Belediye’ye bir an önce anonsu yapacağımızı söylemiştik zaten yüz yüze görüşmemizde. Zaten açıkladığımız tarihe 25 gün kalmış. Artık zaman geçirilecek bir durum yok ortada.

Bir an önce resmileştirmemiz gerektiğini ilettik. “Yapacaksak yapacağımızı, yapamayacaksak yapamayacağımızı söyleyeceğiz” dedik. Bunun üzerine “Siz bilirsiniz. Nasıl istiyorsanız değerlendirirsiniz” gibi bir cevap geldi.

Bunun üzerine de zaten “Belediye’nin uygun görmemesi üzerine iptal edildiği” açıklamasını yaptık.

“Niçin uygun bulmadıklarını bilmiyorum”

Doğan Hatun, açıklamasında “Biz yapın yapmayın demedik, kendiniz yapabilirsiniz ama biz bu işin bileşeni değiliz dedik. Bu konsere karşıyız diye bir şey de söylemedik” diyor. Ama yerin yani Nevruz Parkı’nın kullanılamayacağı bildirildi o zaman size öyle mi?

Verilen karşılıklar o demekti. Biz 6 ay hazırlık yapmışız. 7 sanatçı ile Diyarbakır’da festival diyerek anlaşma yapmışız. 150 kişilik bir ekip, 25 tır malzeme hazırlamışız.

En ufak bir yapabilme şansımız olsaydı o festivale katılmak isteyen yüzbinlerce insan için elimizden geleni yapardık. Yani burada yanlış anlaşılabilecek, eksik anlaşılabilecek bir şey yok.

Uygun bulmadılar. Niçin uygun bulmadıklarını, neden böyle bir karar aldıklarını bilmiyorum.

Doğan Hatun’un açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Onunla ilgili bir yorum yapmak istemiyorum. Kendi inisiyatiflerine bırakıyorum. Dediğim gibi neden böyle bir açıklama yapıldığını gerçekten bilemiyorum.

Doğan Hatun Bey’in görüşmedeki yaklaşımı iyi niyetliydi. Kendisini yine iyi niyetli buluyorum. Belki Belediye’deki başka idareciler başka şeylerden kaygılanmıştır bilemiyorum.

Sizin söylediğinize göre bütçeyle ilgili bir durum yok. O zaman Diyarbakır Büyükşehir’in izin vermemesinin esas nedeni ne olabilir?

Bu siyasetle bağlantılı bir durumdur belki. Ben bunları bilemiyorum, çözemiyorum.

Asimilasyona hizmet ediyor suçlamaları cahilce ve haksızlık

Daha önce DEM Parti’ye yakın çevrelerden sizin düzenlediğiniz festivallerle ilgili tepki gelmişti. Mezopotamya Kültür Merkezi’nden sizin için “Kürt kültürünü, tarihini, hafızasını yok etmeyi amaçlayan politikalara, Kürt kültürüne soykırım politikalarına hizmet eden Mr. Dosso Dossi” gibi ifadelere yer verilen bir açıklama yapılmıştı. Neden size böyle bir suçlama yöneltildi?

Öncelikle bilindiği gibi ben kimliğini saklayan biri değilim. Kimliğimle de gurur duyuyorum.

Bu tip açıklamaları çok cahilce ve gerçekten çok büyük haksızlık olarak değerlendiriyorum. Bazen insanlar kendi siyasi misyonu doğrultusunda başka insanlarla ilgili haksız ithamlarda bulunuyor.

Ben müzik yaparken Kürtçe çalıyorum, Türkçe çalıyorum, Arapça çalıyorum, İngilizce çalıyorum, İtalyanca çalıyorum, çalıyorum da çalıyorum. Müzik evrenseldir. Bunun asimilasyonu olur mu? Festivallerle asimilasyon olur mu hiç?

Geçenlerde de biliyorsunuz Nevruz Parkı şenlik halindeydi. Eğlenmenin kime ne günahı var? Ne zararı var?

Haksız ve yakışıksız ithamlar bunlar. İnsan kendi evladını bu kadar hırpalamaz.

Kendi kimliğini saklayan binlerce insana hiçbir şey söylenmiyorken, Türkiye’de çoğu zaman insanlar bunları konuşmaya korkarken bizim bu şekilde kendimizi ifade ediyor olmamız ve gerek Doğu’da gerek Batı’da bunla ilgili bir sorun yaşamadığımızı gösteriyor olmamızdan mutlu olması gereken bu kurumlar maalesef bizi hırpalamış oluyor.

2022’de Cizre’deki festivalden önce bu asimilasyon söylemleri olan açıklamalardan biri yapılmıştı. Ama ne oldu? Yüzbinlerce insan geldi. Çünkü insanlar bu açıklamaya güvenmedi. Bu lafların hepsi boş kaldı. İnsanlar festivale geldi, insanlar orada mutlu oldu. İnsanlar bu söylenenlerin doğru olmadığını biliyor.

Dosso Dossi’nin 2022’de Cizre’de düzenlediği festivalden.

“Rahmetli annem kıt kanaat Türkçe konuşurdu”

Bunlar bazı ideolojik çevrelerin siyaseten söylediği şeyler. Kendi taraflarını konsolide ederken birilerini de böyle hırpalıyorlar. Onların amaçları eğer halka hizmet etmek ise benim amacım da bu. Halkımıza hizmet etmek istiyorum ama kimseye bağlı olmadan yapıyorum bunu. Kendi başıma, kendi bildiklerimle, kendi metotlarımla, kendi finansal kapasitemle yapıyorum. Hiçbir siyasi vurgu yapmaksızın, hiçbir siyasi amaç olmaksızın yapıyorum.

Ben kendimi açıklamak zorunda değilim ama ben “Babamla arabada dengbej dinliyoruz” diye paylaşım yapıyorum. Elektro müzik festivalinin yeri dengbej olmayabilir ama ben babamla dinlediğimi paylaşıyorum nasıl bir asimilasyon faaliyeti bu. Benim rahmetli annem kıt kanaat Türkçe konuşabilirdi. Ne asimilasyonculuğu?

“Keşke devlet bunları yapsaydı, bu meseleler buralara gelmezdi”

Yine oradan yapılan bir açıklamada Dosso Dossi’nin düzenlediği festivallerin bir devlet politikası olduğu söylendi. Sizin için “Devlet Kürdü” diye bir tanımlama yapıldı.

Ben de diyorum ki keşke öyle olsaydı. Keşke devlet bunlara para verseydi, keşke devlet böyle organizasyonlar yapabilseydi. Devlet, keşke bunları yapsaydı bu meseleler buralara gelmezdi zaten.

Böyle bir şey yok. Biz kendimiz hem paramızı harcıyoruz hem enerjimizi veriyoruz. Hem de bu ithamlarla karşılaşıyoruz.

Bizim etkinliklerimizde hiçbir vali, hiçbir kaymakam, hiçbir siyasi çıkıp konuşma yapmadı bugüne kadar biliyor musunuz?

“Festivallerde valilere, belediye başkanlarına konuşma yapmamalarını rica ettim”

Bu sizin bir ricanız sonucu olan bir şey mi?

Evet ben özellikle rica ediyorum ve gerçekten de hoş karşılıyorlar sağ olsunlar. Festivallerin kayıtlarının tamamı var bende. Ne valiler, kaymakamlar ne belediye başkanları ne başka bir siyasi, bizim bir etkinliğimizde sahneye çıkıp tek bir kelime söylemedi. Böyle bir şey olmadı.

Ben sahneye çıkıyorum, “hoş geldiniz” diyorum, müzik başlıyor, müzik bitiyor. Biz bunu çok hassas bir şekilde ortaya koyuyoruz.

Belki kayyum belediye başkanlarının konuşma yapmasının durumun politik olarak algılanmasına neden olabileceği kaygısı da yaşamış olabilirsiniz?

Hayır mesela Doğubeyazıt’ta, mesela Harran’da kayyum olmayan belediye başkanları vardı. Onlardan da aynı şekilde rica ettim. Onlar da nezaket gösterdiler.

Amacımız orada olabilecek en büyük konserleri, en güzel sanatsal ve kültürel etkinlikleri Doğu Anadolu’ya, Güneydoğu Anadolu’ya götürmek amacımız. Yıllardır da yapıyoruz.

Benim bütün sevdam; memleketime, insanıma, Batı’daki standartlarda bir etkinlik yaşatmak. Görmelerini istiyorum. Çünkü ben oradan geldim ve o yoksunluğu biliyorum. Benim yaşadığım o yoksunluğu şimdi gençlerin yaşamasını istemiyorum. Bizler iyi bir şeyler yapacağız ki başkaları da arkamızdan gelsin.

“Festivallerde AK Partilisi, DEM Partilisi, CHP’lisi bütün gençler kucaklaşıyor”

Bu tepkileri veren bazı Kürt çevreleri sizi AK Parti’ye yakın olarak görüyor. Peki gerçekten AK Parti’den bir destek veya yönlendirme var mı? Bir müzik festivaliyle ilgili bu varsa da bu kötü bir şey olarak değerlendirilecek bir şey de değil tabii ki. Doğrudan AK Parti’den ya da hükümetten değilse bile AK Parti’ye yakın birileri veya AK Parti’den bazı Kürt siyasetçiler olabilir, hiç sizi bu faaliyetlerle ilgili yönlendiren teşvik eden yok mu?

Gerçekten yok. Ben de aynen sizin dediğiniz gibi bu kötü bir şey olmazdı diyorum ve keşke yapabilselerdi diyorum.

Keşke AK Parti bunu yapabilse, keşke CHP yapabilse, keşke MHP yapabilse, keşke DEM Parti yapabilse.

Biz köklü bir aileyiz. Babamın ailesi orada çok tanınan bilinen bir aile. Bizim siyasetle işimiz yok. Biz siyaset dışı dururuz zaten. O bölge zaten biliyor bunu. Ama bilmeyenler de böyle fantastik bir şey üretiyor maalesef.

Benim ocu değilim bucu değilim diye kendimi anlatmak gibi bir zorunluluğum ve ihtiyacım da yok şükürler olsun. Benim otellerim var, hep yurtdışından gelenler kalıyor. Ben tekstil ürünlerimi hep yurtdışına satıyorum. Benim burada kimseden bir beklentim yok zaten ben ticaretimi dışarıyla yapıyorum, paramı dışarıdan kazanıyorum.

Acaba niyeti şu mu, acaba amacı bu mu diye düşünülmesin. İnsanlar bazen de birilerinin sadece iyi niyetle bir çıkar gözetmeksizin güzel şeyler yapmaya çalışabileceğini bilsin.

Benim ülkeme, benim doğduğum yere, benim Doğu Anadolu’ya, Güneydoğu Anadolu’ya vefa duygum var sadece bundan ibaret.

Orada gençler birbiriyle kucaklaşıyor. Her kesimden gençler, AK Partilisi DEM Partilisi, CHP’lisi, hepsi. Ben de orada her kesimden insanlarla kucaklaşıyorum. Bu hassasiyette davranıyorum. Hiç kimse incinmesin istiyorum.

Toplumumuzun böyle bir şeye ihtiyacı var. Biz niye sürekli birbirimizi bu kadar linç ediyoruz. Bölgedeki denklemleri bildiğim için elimden geldiğince kimsenin incinmeyeceği bir dil kullanıyorum. Ama maalesef yıpranıyoruz. Bizim gibi insanların sayısı artsın istiyorum. Doğulu, Güneydoğulu çok insan var. Ama bana bu yapılanları görünce kimse oraya ilgi duymamaya başlar. Ürkütüyorlar bu şekilde insanları, yanlış yapıyorlar. Kimseden icazet almadan yapıyoruz. Kendi gönlümüzden geldiği şekilde yapıyoruz.

“Bir halay çekip sonra herkese We Will Rock You’yu söyletebiliyorum”

Festivallerle ilgili başka ne tür eleştiriler alıyorsunuz?

Bazen müzik türleriyle ilgili eleştiriler gelebiliyor. Bölgenin yöresel müzikleri dışında türlerle ilgili falan eleştiri gelebiliyor.

Festivalde her dilden, her yerden, her türden müzik var. Eğer elektro müzik sevmiyorsanız ben birazdan sizi Kürtçe müzikle eğlendireceğim. Birazdan pop müzikle ya da başka bir müzikle eğlendireceğim.

Elektro müzikten birden Ahmet Kaya’ya geçebiliyoruz. Bizim insanımıza hitap edecek şekilde yapıyoruz. Bir halay çekip ondan sonra herkese We Will Rock You’yu söyletebiliyorum.

Sanatçı tercihlerinde bazen şunlar deniyor, mesela “Neden R&B var” denebiliyor. Yani festival bu, arabesk müzik çıkaramam ki burada. Gençlerin dinlediği müzikler olacak elbette gençler eğlensinler diye yapıyoruz bunları.

Veya bazı insanların da özellikle istediği bir müzisyen oluyor. “Onu neden davet etmedin” diyorlar. Yani bazı sanatçılar, müzisyenler davet etmemize rağmen çeşitli nedenlerle gelmiyor, gelemiyor. Kendi enstrümanları ve ekibiyle gelen var. Bizim kendi enstrümanlarımız, kurulumumuz var sahnede. Sürekli olarak teknik değişiklik yapmak gerekebilecek durumlar olabiliyor, konserin 1-2 saatinin böyle gitmesi gereken durumlar olabiliyor. Bu şekilde teknik nedenlerle de olmayabiliyor yani bazı sanatçıların gelişi.

Ama bunlara anlam yüklenebiliyor. O gelmiyorsa şöyledir falan gibi yerlere çekilebiliyor.

Mesela kim var onlar arasında?

Mesela Mem Ararat çok soruluyor niye gelmiyor diye. Mem Ararat, kendi organizasyonları, konserleri dışında hiçbir organizasyona katılmıyor. Halkın Doğu’da, Güneydoğu’da çok sevdiği bir insan. Ama o böyle toplu organizasyonlara katılmak istemiyor.

Tercihine de çok saygı duyuyorum, duymamız gerekir, çok güzel imajını koruyor. Şikayet eder gibi “Davet ettik ama gelmiyor. Haydi söyleyin de gelsin” diye kamuoyuna açıklama yapacak halimiz de yok herhalde.

“Rojda, hitap ettiği kitlesini incitmemek adına ‘gelmesem olur mu’ dedi”

Geçen sene Temmuz’da Doğubeyazıt’ta düzenlediğiniz festivalden önce Rojda’yla ilgili bir durum olmuştu. İlk başta Rojda afişlerde vardı. Ancak Cumhurbaşkanlığı birinci tur seçiminden birkaç gün önce seçim sürecini de gerekçeler arasında sayarak katılmaktan vazgeçtiğini açıklamıştı. Yine festival aleyhinde yapılan bir açıklamadan sonra olmuştu aynı zamanda da.

Orada yine siyasi bir değerlendirme yapıldığı için öyle bir direnç ortaya çıktı maalesef.

Rojda da bir tür baskı ortamı oluşması nedeniyle mi festivale katılmaktan vazgeçti?

Evet. O da tabii kendi hitap ettiği insanları incitmemek adına, “Ben gelmesem olur mu” dedi. “Olur” dedik yani ne diyeceğiz. Biz sanatçının zor duruma düşmesini de istemiyoruz.

Ama ne oldu sonuçta. O festivale de yüzbinlerce insan geldi.

“Festival düzenleme fikri, Doğubeyazıtlı hemşehrilerimin serzenişleriyle başladı”

Müzik festivalleri düzenlemeye nasıl başladınız?

Biliyorsunuz ben tekstilciyim. Türkiye’nin en büyük 30 tekstil ihracatçısından biriyim. Yıllardır da Türkiye’nin en büyük tekstil organizasyonlarını yapıyorum.

Bugüne kadar dünyaca Adriana Lima, Kendall Jenner gibi birçok ünlü mankeni Türkiye’de düzenlediğimiz defilelere, moda fuarlarına getirdik.

Türkiye’yi çok güzel temsil eden bir moda fuarıyız. Fuar etkinliklerinin yanı sıra gelen müşterilerimiz için de konserler düzenliyoruz. Konserlerde mesela Tarkan çıkıyor, Doğu bloğundan çok müşterilerimiz olduğu için Rus sanatçılar çıkıyor sıklıkla vb.

Kendi müşterilerimize yönelik yılda 2-3 konser düzenliyorduk. Defile ve konser, aynı hafta aynı etkinlik programı içinde. 20 senedir de devam ediyor bu.

Sonrasında hemşehrilerimden, köylülerimden “Doğubeyazıtlısın hiç buraya böyle bir şey getirmedin ayıp değil mi sana” gibi tepkiler duymaya başladım. Düğüne gidiyorum bunları duyuyorum, cenazeye gidiyorum bunları duyuyorum. Hep Ruslar için düzenliyorsun kendi memleketindekiler için yapmıyorsun diyorlar.

Ben de “Elektro müzik çalıyoruz biz orada. Doğu’da elektro müzik olur mu” falan dedim. “Ya gel işte bazı Kürt sanatçıları davet edersin biraz elektro müzik yaparsın. Biraz harmanlanır” falan dediler.

Bizim festivallerimizde elektro müzik, görsel şovlarla da bütünleşiyor. Havai fişekler, lazerler, diğer ışıklandırmalar, şovlar derken çok farklı bir güzellik ortaya çıkıyor. Bir büyü, bir sihir oradaki müzikle görsel şovların bütünlüğü.

Tabii insanları etkiledi. Doğubeyazıt’ta hatta Doğu Anadolu’da ilk defa büyük bir konser oldu. İnsanların çok hoşuna gitti ve bu yayıldı. 3 yıl önceki ilkine 30-40 bin kişi gelmişti.

30-40 bin kişi birden yayınca, hashtag’leyince bizim organizasyon milyonlara ulaşmış oldu.

Bu festivalleri düzenlemeye başlamamızın hikayesi bu.

Devlet işi falan yok yani ortada. Dediğim gibi devlet keşke Doğubeyazıt’ta festivaller yapsaydı, yapsa. Bizim dışımızda yapan yok işte.

Benim bir tek hayalim var. Şimdi bu festivalleri, dijital kanallardan da takip eden yüz milyonlarca bir kitle oluştu. Ben kendi zaten eskiden beri devam eden ticaretimi yapıyorum şükürler olsun.

Ama ben Doğu bölgesinin faydalanmasını istiyorum. Oraların turizmi gelişsin, gelirleri artsın.

“Doğubeyazıt’ta Nuh’un Gemisi Müzesi kuracağız”

Şimdi mesela müze projem var. Doğubeyazıt’ta Nuh’un Gemisi Müzesi’ni yapıyorum. 10 milyon dolar bütçeyle yine Dosso Dossi Holding olarak kendimiz karşılıyoruz. Dünyanın her tarafından insanların oralara gitmesini istiyorum, o amaçla yapıyorum. Yakında lansmanını yapacağız, birkaç ay sonra da ilk kazmayı vuracağız.

Nuh’un Gemisi Müzesi’nde neler sergilenecek?

Digital artlar, NFT’ler, birçok eser. Alıyoruz şu an Avrupa’dan Amerika’dan toparlıyoruz. Nuh Tufanı’nı anlatan büyük bir şey olacak.

Müzeyi tamamladıktan sonra da Kültür Bakanlığı’na devredeceğiz. Özel müze olarak işletme gibi bir durum yok.

Bazı hükümete yakın medya kuruluşlarında, festivalin, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin uygun görmemesi nedeniyle iptal edildiği açıklamanızın haberi, “Terörün gölgesinin kalkmasından itibaren hayatın normalleşmesi Kandil’in işine gelmiyor” gibi bir yorumla verildi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

İşte bu tip yorumlar da meseleyi özünden kopartıp konuyu siyasete çekmek.

- Advertisment -