Ana SayfaYazarlarOynaya oynaya gelin çocuklar

Oynaya oynaya gelin çocuklar

 

Gelin bir oyun oynayalım. Katılımcıları A ve B olarak adlandırabileceğimiz iki gruba ayıralım. Bütün katılımcılara 100’er lira verdiğimizi düşünelim. A grubundaki katılımcılar ellerindeki paranın bir kısmını B grubundaki katılımcılara aktarıp aktarmayacaklarına karar verecekler. Niçin versinler ki? Grubun içinden bazıları, deneyi kurgulayan bizlere “bak güzel birşey yapıyorum, değil mi?” bakışı atıp, mükâfat isteyebilirler. A grubunun başka üyeleri de B grubunun bu jeste karşılık verebileceğini düşünebilir bir şekilde. A grubunun bu düşüncelerini boşa çıkarmayalım, değil mi?

 

Öncelikle şunu eklemeliyim: A grubu B’ye para vermeyi düşündüğünde, paranın B grubundan kime gideceğini bilmesin; biz alıp, verelim. Eh, madem biz, deneyi tezgâhlayanlar, paraya dokunuyoruz; gelin B’ye transfer etmeden evvel A’nın parasını arttırarak B’ye verelim. Hatta, birkaç misline çıkaralım; hadi üç katı olsun! Diyelim ki, A grubundan bir kişi, B grubundan bir kişiye 100 liranın 20 lirasını vermeyi kabul etti. Bunu üç katına çıkaralım; 60 lira yaparak B grubundaki adaya verelim. Böylece A’dan bu “bağışı” yapan kişinin elinde 80 lira kalırken, B’deki alıcının elinde 160 lirası olsun. Bu “kuralımızı” A ve B grubundaki herkes bilsin.

 

A grubundakilerin mükâfat düşüncesi biraz boşa çıktı. Bu duruma göre, artık bizden bir şey beklemeyecekler. B grubundan ise karşılık beklemelerinde bir sakınca yok! B grubunda parayı alan üye, meselâ 30 lirasını, tekrar A grubunda kim olduğunu bilmediği bağışçısına geri verebilir. Bu durumda, hem B, hem de A grubundaki kişilerin oyuna başladığımız durumdan daha fazla paraları olacak. B’deki oyuncunun parası 130 liraya düşerken, A’daki kişinin cebinde 110 lira olacak. Elbette B 40 lira iade etmeye karar verirse, her ikisinin de hem başlangıçtakinden fazla, hem de eşit paraları olacak; eğer 20 lirasını vermeye karar verirse, A başlangıçtaki 100 lirasına tekrar kavuşacak. A kümesindeki kişi oyunu başlatırken daha düşük veya yüksek bir miktar transfer edebilir ve B’deki üye de yukarıdaki düşünceler ışığındaki geri verme meblağlarını uygun bir şekilde ayarlayabilir.

 

B grubundaki kişilere, bir miktar parayı A’ya geri vermeye karar verirse ne kadarını vereceği, hattâ hiç verip vermeyeceği ile ilgili bir kural koymayalım. A grubundakiler de bunu tamamen bilsin. Başa dönersek, transferi başlatan A’nın artık bizden hiçbir beklentisi olmadığı gibi, karşı grup B’den de dönüş gelip gelmeyeceğine emin değil. Aklınızdan geçen şu soruya yanıt vereyim: Hayır, B grubuna A’ya para iadesini veya bu iadenin miktarını özendirecek hiçbir şey yapmıyoruz. A grubundakiler de, B kümesindekilerin iade etme durumunda bizden hiçbir mükâfat almayacağını biliyor.

 

Bakın aklıma ne geldi; haydi sizi B grubuna koyayım. Eğer B grubundaysanız ve elinize bir para geldiyse, A kümesinde 100 lirasından size para transfer eden kişi, tamamen özgür iradesiyle ve sizin bu paranın tek kuruşunu dahi iade etmeyebileceğinizi bilerek bu aktarmayı yaptı. Acaba deneyi yapan bizler, A grubundan rastgele kişiler seçsek ve belirli miktar transfer etmelerini istesek, bu B grubundaki sizlerin iade konusundaki davranışınızı değiştirir mi? Bu son soruyu, ilk deneydeki sonuçları karşılaştırmak için bir “denetleme deneyi” olarak da düşünebilirsiniz. A kümesinden birisinin, hiç tanımamasına rağmen B’deki üyelere güvenerek bu kararı alması yerine, deneyi kurgulayanların gözetiminde, seçkisizce ve bilinçsiz olarak bu paranın A’dan size gelmiş olması iade kararınızı etkiler mi? Birisinin size itimat etmiş olması sonucunda elinize geçen para yerine, bir topluluğun içinden tamamen rastgele seçilerek gelmiş bir meblağ tepkinizi nasıl değiştirir?1

 

Şimdi sıra A ve B kümelerini nasıl seçtiğimize geldi. Yukarıda, bu kümelere insanlardan oluşması dışında bir özellik atfetmedik; ne yaş, ne cinsiyet, ne de hangi ülkede doğduğu, yaşadığı veya inançları. Bu aşamada kümeleri oluşturma sırasında kişilere bir soru soralım. Bu soruya bağlı olarak, kendilerini bir renk ile eşleştirelim. Gelin bu soru, etrafımızda sürekli gözlediğimiz; kendi aramızda sıkça konuştuğumuz; karşılıklı olarak birbirimize haber verdiğimiz; üzerine yorum yapıp, başka hangi olaylarla ilinti olduğunu veya sebep-sonuç ilişkilerini çözümlemeye çalıştığımız olaylardan bir tanesi üzerine olsun. Deneyi yapacağımız ülkeyi sabitledim kendi aklımda; ama adı şu an hiç önemli değil.

 

Şu soru ile gireyim konuya: “Yaşadığınız ülkede iklim değişikliğinin etkilerini görüyor musunuz?” Ama A ve B gruplarını birbirinden ayırıcı sorum bu olmasın. Önce bu konu etrafında oyuna alacağımız kişilerle biraz muhabbet edelim. Etrafta kuruyan ırmaklar, göller olup olmadığı; sıcaklık ve her türlü yağış miktarlarının geleneksel gözlemlerin ötesine taşıp taşmadığı; doğal felâketlerin sıklığının artması gibi haber ve yorumlar üzerinde söyleşelim. Sonra soruyu sorayım: “Sizce iklim değişimi nedeniyle ortaya çıkan sorunların hissedilmesinde şu anda iktidarda olan partinin payı mı, yoksa geçmişte iktidarda olan partilerin payı mı daha çok?”

 

Katılımcıların bu soruya yanıt vermeleri için bir ölçek belirleyelim. İktidar partisinin katkısının daha belirleyici olduğunu iddia edenler bu katkıyı kırmızı rengin yelpazesi ile tarif etsinler. Katkının çok yüksek olduğunu iddia eden kişiyi koyu kırmızıyla, çok düşük olduğunu savunanı ise açık kırmızı ile eşleyelim. Geçmişte yönetimde olan partilerin sorumluluğunun daha açık olduğunu savunanlar ise, bu payı mavi rengin tayfı ile simgelesinler. Yine yanıt veren kişi için pay çok yüksek ise adayı koyu maviyle, çok düşük ise açık maviyle eşleyelim. Grupları oluşturan kişileri, yelpazeleri olabildiğince geniş tutabilecek şekilde seçelim. Verilen yanıtlara bakarak, kırmızı rengin bütün yelpazesini tarayalım; uçuk pembeden açık kırmızıya, oradan vişne çürüğüne varan koyu kırmızıya kadar. Aynı şekilde mavi rengin de tayfında hiç eksik kalmasın; en koyu lacivertden petrol mavisine, turkuazdan çok açık maviye uzanalım. Maksadımız bu iki rengin ekolojisindeki bütün çeşitliliği temsil etmek. (Elbette bunun için sayıları da kullanabiliriz.) Şimdi iki farklı şekilde A ve B kümelerini oluşturalım. İlkinde bütün mavi yelpazeyi A, bütün kırmızı tayfı B olarak ele alalım. (Tersi de olabilir; yani, A kırmızılardan oluşurken, B mavilerden kurulabilir. A kümesi ile maviyi, B grubu ile kırmızıyı özel bir amaçla eşlemedim.)

 

İkinci bir yol daha önerelim kümeleri oluşturmak için; o da şöyle olsun: Önce tüm mavi tayfını ve kırmızı yelpazeyi ayrı birer salona koyalım. Maviler kendi aralarında, kırmızılar da sadece kırmızılardan oluşan salonda, yukarıda dile getirdiğim şekilde, kendileriyle tek tek konuştuğumuz konu ve soru etrafında belirli bir süre tartışsınlar. Süre çok kısa veya ucu açık olmasın; diyelim sabahtan öğlene kadar. Tartışmadan sonra grupların birini A (hadi maviler), diğerini B yapalım (kırmızılar) ve yazının başındaki para transferi oyununu, tartışmadan sonraki yakın bir zaman diliminde, diyelim öğleden sonra oynatalım.

 

Acaba grupların iki farklı şekilde oluşturulması, yani (1) mavilerin ve kırmızıların bütün yelpazeyi koruyacak şekilde, birinin A, diğerinin B olması; (2) mavilerin ve kırmızıların önce kendi yelpazeleri içinde tartıştıktan sonra, birinin A, diğerinin B olması… oyunumuzu nasıl etkiler? Diyelim ki, siz mavilerden oluşan B grubusunuz; A grubundan birisinin size itimat etmiş olması sonucunda elinize geçen paranın bir miktarını, hangi durumda daha rahat iade edersiniz? Velev ki siz, kırmızılardan oluşan A grubusunuz; belli bir miktar parayı B grubundaki mavilere vereceksiniz. Verdiğiniz meblağın bir yüzdesinin size geri geleceğine (1) durumunda mı, yoksa (2) durumunda mı daha çok güvenirsiniz?

 

Elbette şu anda A ve B kümelerini oluştururken mavi ve kırmızıları önceden tartıştırmanın rolünün ne olacağını düşünüyorsunuz, değil mi? Sizce, maviler veya kırmızılar kendi aralarında ayrı ayrı tartıştıktan sonra, koyu renkli olan maviler veya kırmızılar daha açık renklere mi yanaşırlar; yoksa açık renkli kırmızı veya maviler, çok daha koyu renkli tarafa doğru mu meylederler? Eğer ilk seçenek olur da, her iki yelpaze de, daha açık renklere doğru türdeşleşirse para oyunundaki transferler nasıl seyreder; yok, eğer ikinci seçenek olur da, renklerin yelpazesindeki koyular çok artarsa, karşılıklı itimat ne hale gelir? Sizce renklerin olmadığı, yani oyunun ilk kurgulandığı halden çok sapar mı bu iki durum? Düşünme deneyinizi kolaylaştıracaksa, ölçekleri benzer koyu ve açıklıktaki renkleri tanımlayacak şekilde oluşturduğunuz sürece, konuyu ve soruyu istediğiniz şekilde değiştirebilirsiniz.

 

Konuşmaya devam edelim.

 

KAYNAKLAR

 

1 Moss, L., “Moral molecules, modern selves, and our inner tribe,” The Hedgehog Review, Cilt 15, Sayı 1, Bahar 2013, Sayfa 19 – 33.

(http://www.iasc-culture.org/THR/THR_article_2013_Spring_Moss.php)

2 Tankard, M.E. ve B.L. Paluck, “Norm perception as a vehicle for social change,” Social Issues and Policy Review, Cilt 10, Sayı 1, 2016, Sayfa 181 – 211.

(https://static1.squarespace.com/static/5186d08fe4b065e39b45b91e/t/568de2f4e0327c7b8a288d06/1452139252477/TankardPaluck+2016.pdf)

 

- Advertisment -