Ana SayfaYazarlarPKK Türkiye Kürtlerini zora sokuyor

PKK Türkiye Kürtlerini zora sokuyor

 

Çözüm süreci döneminde, Kürtlerin büyük bir kesiminin talepleriyle, PKK’nın hedefleri, paralel gibi görünüyordu. Çatışmasız ve çözüm üretmeye yönelik günlerde, Kürtler umutluydu. “Eşit yurttaşlık temelinde bir beraberlik” beklentisi artmıştı. 7 Haziran 2015’te HDP’ye verilen yüzde 13’lük oy, bu umuda bir destekti. 7 Haziran’dan sonra herşey değişti. PKK, HDP’nin çok yüksek oy aldığı kentlerde “özyönetim” ilan etti. Bu şehirlerde askeri bir egemenlik kurarak, devlet otoritesini tanımadığını açıkladı. Beklenti, yüzde 90 oy desteği bulunan bu yerlerde, Kürtlerin ayaklanmaya katılmasıydı. Bekledikleri olmadı.

 

Türkiye’den kopuş

 

Suriye’deki gerilim arttıkça, PKK, “Türkiye içinde çözüm”den uzaklaşan bir eylem çizgisine yöneliyor, Türkiye Kürtleri'nin önemli bir ağırlığı da, PKK'nın eylem çizgisinden adım adım uzaklaşıyor.

 

HDP ve oy verenler

 

Bu noktada, “HDP ne yapabilir?” sorusu önem kazanıyor. Şu anki fiili durumu da yansıttığı söylenebilecek şöyle bir değerlendirme var: “Onlar tayinle geliyorlar, atandıkları iradenin dışına çıkamazlar.” Ancak bir de HDP’ye oy veren kitle var. HDP yönetimi, bu Kürtlerle sürekli temas ediyor, onları dinliyor, onlarla çalışıyor. Türkiye Kürtlerinin, belirleyici bir çoğunluğunun, Türkiye'de yaşamak, Türklerle birlikte çözüm üretmek eğiliminde olduğu da açık. HDP bu yüzden zorlanıyor. Kandil, elinde silah, hükmeden, atayan güç. Birlik isteyen Kürtler ise farklı yerde duruyorlar. HDP, bu iki gerçeklikle birlikte yaşıyor. HDP’ye oy veren, destek veren Kürtlerde, son dönemde, kafa karışıklığı artıyor. PKK, geleneksel ağırlığı, örgütlü gücü, cezalandırma yetkisiyle karşı gelinemez bir otorite. Ancak, tırmanan her şiddet eylemi, Kürtlerin hayatını zorlaştırıyor, geleceklerini belirsizleştiriyor. Kürtlerin çoğunluğu, PKK şiddetinin kendilerine yönelik bir bumeranga dönüştüğünü, her geçen gün daha net hissediyor. Bu süreç nereye kadar gelişebilir, Kürtlerle PKK arasındaki ilişki nasıl bir yol izleyebilir? Mesela, HDP içinden, daha bağımsız, daha birlikçi ve “şiddet karşıtı” bir potansiyel çıkabilir mi? Denklemin yönünü etkileyebilecek değişkenlerden birini de, Türkiye'nin tutumu oluşturuyor. 26 Ağustos Cizre saldırısıyla birlikte, Türkiye'nin tutumunun da, hızla değişmesi mümkün. Hep birlikte göreceğiz

- Advertisment -
Önceki İçerik
Sonraki İçerik