Son İsrail gezisinde başından geçen olaylar, verdiği tepkiler ve yaptığı espritüel yorumlarla gözüme çarpan Avusturyalı Yahudi hukukçu Philipp Brokes, Twitter’daki yarı ünlü diyebileceğimiz Avrupalılardan biri. 11.200 takipçisi var.
Ki Philipp Brokes televizyona da uzanan bir “yarı ün”e sahip. Avusturya televizyonlarında zaman zaman hukuk konularında yorumcu olarak yer alan Brokes’un uzmanlık alanı, çalışma hukuku.
Polonya kökenli, 36 yaşında, Avusturya vatandaşı ve Yahudi olan Philipp Brokes’un ana dili hem Polakça (yani Lehçe) hem Almanca. Almancayı kıvrak kullandığı söylenebilir. Brokes, mizah anlayışıyla ve bazen trollvari yaklaşımlarıyla dikkat çekiyor. Hamas saldırısının gerçekleştiği sırada tesadüfen İsrail’de olan Philipp Brokes’un şu twiti kısmen beğenilmekle birlikte tepki de aldı.
Türkçeye çevirirsek “Size şu kadarını söyleyeyim: Eğer Hamas beni kaçırırsa, kampta onlara Betriebsrat kurarım” anlamında bir cümle kurmuş olan Brokes’un herkesin kasıldığı ve kendi hayatının da tehlikede olduğu bir ortamda mizah üretebilmesinden hoşlandım.
Brokes şunu ima ediyor: “Hamas militanları beni rehin alırsa, onları Avusturya bürokrasisine boğarım…”
“Betriebsrat” kavramının Türkçede tam karşılığı yok, o yüzden espriyi Türkçeye tam olarak aktarmak zor. Betriebsrat, aslında, bir işyerinin çalışanlarının kendi aralarında kurduğu bir kurul. Kısmen sendikayla benzerlik gösterse de sendikaya göre daha küçük ve çalışma mantığı farklı. Türkçeye bazen “işyeri sendika temsilciliği” veya “işyeri temsilciliği” olarak çevriliyor.
Buram buram Orta Avrupa bürokrasisi kokan bu kavramı Hamas’a uyarlayan Philipp Brokes’un esprisi bazı kesimlere yersiz ve zamansız gelse de ben beğendim. Hatta bir hukuk kavramının ters mantıkla ele alınması bağlamında Kafkaesk bir mizah örneği olarak gördüm. Franz Kafka da hukuk mezunu bir Orta Avrupa Yahudisiydi.
İlginç bir rastlantı: Tam da Avusturyalı Brokes’un bu esprisinin rehinelere saygısızlık içerip içermediğinin tartışıldığı saatlerde, Avusturya Başbakanı Nehammer, Ankara ziyaretindeydi. Avusturyalı rehinelerin serbest bırakılması için arabuluculuk görüşmesindeydi.
Brokes, İsrail-Filistin meselesinde İsrail tarafında olmakla birlikte Avusturya’nın iç siyaseti bağlamında merkez sağ iktidara muhalif yani sol bir pozisyonda görünüyor. Bu, şu açıdan ilginç: Avrupa solundaki birçok parti Filistin taraftarı bir yaklaşım içinde. Hatta bu yüzden “İranlılar bile bize batı solcularından daha samimi yaklaşıyor” diyen Yahudiler var. Avrupa’da İsrail destekçisi olanlarsa genelde sağcılar. Bu bağlamda Brokes’un yaygın steryotiplerden ayrıştığı söylenebilir.
Ve o da ne? Brokes’un yolu, Sabiha Gökçen’e düştü. Hamas saldırısının ardından İsrail’den ülkesi Avusturya’ya dönmekte sıkıntılar yaşayan Brokes, bir geceyi Tel Aviv Havalimanı’nda geçirdikten sonra (yukarıdaki fotoğrafı Tel Aviv Havalimanı’ndan) Sabiha Gökçen üzerinden Pegasus’la Viyana’ya döndü.
Brokes, İsrail’den Viyana’ya “kaçış” sürecinde Sabiha Gökçen, İstanbul veya Türkiye’ye ilişkin pek yorum yapmadı. Ancak geçmiş twitlerine bakarak, Türkiye’ye kısmen olumlu bir yaklaşımının olduğunu düşünmek mümkün. Brokes, aktarmayı İstanbul’da yapmaya kendi karar vermiş, biletleri kendi almış. İstanbul uçağını beklerken Tel Aviv havalimanında birkaç kez sığınağa inmek zorunda kalmış. Brokes, Avusturya devletinin dönüş sürecini planlama konusunda İsrail’deki Avusturya vatandaşlarına yeterince yardımcı olmadığına dikkat çekiyor.
Kendisinin Avusturya’nın çalışma hukukunun derin labirentlerinde harcadığı yoğun çabanın süreceğini tahmin ediyorum. Hamas tarafından rehin alındığı tahmin edilen üç Avusturya vatandaşının da bir an önce serbest kalmasını umuyorum.