Bu yılki anma konuşmasını yapan Oya Baydar şunları söyledi:
“Hrant bu ülkenin acılı halkının dermanı ve vicdanıydı. Ben size Hrant’ı anlatmak istiyorum. Burada onu anarken, güzelleme yaptığımı sanmayın. O resmi tarihin yalanlarına karşı tabu kırıcıydı. Karanlık güçler en çok tabu kırıcılardan korkarlar. Hrant’ı o yüzden vurdular. Silahı, şiddeti savunsaydı hedef olmayacaktı.”
“17 yıl önce bugün, bu saatlerde seni ülkenden, toprağından ayırdılar. ‘Bizim bu topraklarda gözümüz var çünkü kökümüz burada’ demişti. Şimdi köklerinin derinlerde olduğu bu topraklarda yatıyorsun. Hepimizin kökleri toprağımızın derinliklerinde birbirine karışıyor. Bizi birbirimize düşman etmeye çalışanlara karşı her yıl burada buluşuyoruz. Bu topraklarda eşit ve beraber yaşamak istiyoruz. Ne yazık ki sana iyi haberimiz yok. Masum gençlerden kindar insanlar yaratıyorlar. İnsanlarımız nereye varacağını bilemedikleri bugünlerde gün gün umutlarını kaybediyor. Her şey öldürülür ama vicdan öldürülemez. 19 Ocak bu toprakların vicdan ve kardeşlik günüdür.”
Anmada, Besna Tosun, Çiğdem Mater’in mektubunu okudu. Mater, mektubunda şu ifadelere yer verdi:
“Adaleti sebatla beklediğimiz bir yıl daha geçti. Adalet yerine yine adaletsizlikle yüz yüze kaldığımız bir yıl daha. 17 yıl sonra 17 yaşındaki katil artık aranızda, tıpkı öldür diyenlerin aranızda olduğu gibi. Cinayetinin arkasındaki karanlığı aramaktan vazgeçmeyeceğiz. Ne de adalet talebimizden. 19 Ocak 2007’de Sebat Apartmanının önünde işlenen cinayet o ana ait değildir, biliyoruz. Öldür diyenleri biliyoruz, tanıyoruz. Yeni değiller, Ne yazık ki eskimiyorlar da… ne güzel ki bizler de azalmıyoruz. Hrant dink’e sevgimiz ve mahcubiyetimizle adalete inancımız ve inadımızla buradayız. Yalnız değiliz.”
Hrantın Arkadaşları’ndan Bülent Aydın da yaptığı konuşmada Gazze ve Yemen’de yaşamını yitirenleri andı, “Savaşa hayır” dedi. Anmaya gelen kitle de “Savaşa hayır” sloganıyla karşılık verdi.