Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı olarak yaptığı değerlendirmede, partide metal yorgunluğu olduğunu ifade etti. Benzer havayı Olağanüstü Kurultay'da fark etmiştik. "Büyük bir coşku havası" şeklinde sunulmak istenen Genel Başkanlık Kongresi öyle bir görüntü vermiyordu.
Metal yorgunluğu bir iktidar yorgunluğu. 15 yıl bir partinin iktidarda bulunması, bu sürecin yarattığı imkanlar, rantın paylaşılması, siyasi iniş çıkışlar, başlı başına yıpratıcı ve yozlaştırıcı bir durum anlamına geliyor.
AK Parti kadroları, üst üste yapılan seçimler, referandumlar nedeniyle de yorgun. Tanıdığım bir çok AK Partili yorgunluğunu açıkça ifade etmekten çekinmiyor.
Bence bunların ötesinde, yorgunluğun asıl nedeni, hedeflerin ve ideallerin bulanıklaşması. AK Parti, enerjisini, gücünü, dinamizmini, "vesayete karşı" olmaktan alıyordu. "Yeter söz milletindir" diye yola çıkan bir siyasi misyonun devamı olarak, siyasetin sivilleşmesi alanında önemli adımlar attılar.
Vesayet bitti derken
Askeri ve bürokratik vesayet büyük ölçüde kırıldı. Sivilleşmenin önü açıldı. Bu süreç içinde, başka sorunlar ortaya çıktı. Gerçek bir sivilleşme demokrasinin derinleşmesiyle, değişik kimliklerin kendilerini özgür hissetmesiyle hedefine doğru ilerler.
Günümüz demokrasisinin olmazsa olmazı, "öteki"nin kendini ifade edebilme hakkıdır. Ne yazık ki bu alanda ciddi başarılar elde edilemediği gibi, bazı kazanımlar kaybedildi. Örneğin AK Parti iktidarının ilk yaptığı işlerden birisi OHAL'i kaldırmaktı. Şimdi daha yaygın bir OHAL'in uygulayıcısı durumunda. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Huzura kavuşana kadar OHAL sürecek" diyor.
Kürt meselesi, şiddet sarmalından çıkarılamadı. Aleviler, bekledikleri reformlara kavuşamadılar. Türkiye Avrupa Birliği yolculuğunda ciddi sorunlarla yüzyüze. 15 Temmuz darbe girişimi yüzünden başlayan tutuklama ve işten çıkarmalar, yaygın bir şekilde ilgili ilgisiz geniş bir kitleyi mağdur edecek bir noktaya geldi.
Zorluklar
Bütün bu tabloyu, AK Partililer, "Dünyada üç terör örgütüyle başa çıkmaya çalışan başka bir ülke var mı?" diyerek savunuyorlar. Gerçekten bölgedeki kaotik durum, işleri zorlaştırıyor. Batı'yla olan gerilim gelişmeleri olumsuz etkiliyor. Gerekçesi ne olursa olsun, özürlü demokrasiyi yürütmek, topluma kabul ettirmek kolay değil.
Değişim, reform ve demokrasi için yola çıkan AK Partilileri yoran işte bu tablo…
AK Partililerin yorgunluğu atabilmeleri, teşvik edici cümlelerle, örgütlenme hamleleriyle çözülebilecek bir mesele gibi görünmüyor. Demokrasi mi otoriterlik mi? Bu sorular onların da kafalarını meşgul ediyor.