Ana SayfaYazarlarDüşünce ve ifade özgürlüğü

Düşünce ve ifade özgürlüğü

 

2000'lerin başında, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan ile, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti yönetimi olarak bir görüşme yapmıştık. AK Parti, Basın Kanunu'ndaki “hapis cezası” hükümlerini kaldıran bir değişikliğe imza atmıştı. Biz de, memnuniyetimizi belirtirken, benzer hükümlerin Ceza Kanunu içinden de temizlenmesi gerektiğini ifade etmiştik.

Erdoğan, o dönemde Basın Yayından Sorumlu Devlet Bakanı Beşir Atalay’a, konunun düzeltilmesi için uyarıda bulunmuştu. AK Parti, ilk yıllarında, bu alanda, muhalefetten daha ileri bir tutum içindeydi. Ceza Kanunu'ndaki son derece yoruma açık 301. maddeyi (“Türklüğe hakaret”) de değiştirmek istiyorlardı. CHP'nin, bu değişikliğe engel olmak amacıyla, askeri bürokrasinin desteğini aradığına tanık olmuştuk.

1990’larda, Yaşar Kemal dahil bir çok aydın, “terör propagandası”ndan, yargı önüne çıkarılırdı. Avrupa ülkeleri, Türkiye'yi eleştirir, insan hakları delegasyonları gelip aleyhte raporlar yazardı. Ulusalcı çevreler, “Batı bizim içişlerimize karışamaz” noktasındaydı: Farklı düşünen aydınları, en hafif ifadeyle, “Batı işbirlikçisi” olmakla suçlarlardı.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

- Advertisment -