Narin Davası’nda yeni gelişmeler yaşanmaya ve cinayetle ilgili yeni iddialar ortaya atılmaya devam ediyor.
Askeri üsteki kameranın kayıtları kayıp
Soruşturma aşamasında yaşanan bir skandal, Serbestiyet’in 25 Kasım Pazartesi günkü haberiyle ortaya çıkmıştı.
Cinayeti aydınlatacağı düşünülen Daran-2 askeri üssünde bulunan kameraların kayıtları dava dosyasına girdi. Ancak askeri üste bulunan hareketli kameranın cinayet günkü kayıtlarının kayıp olduğu tespit edildi.
Mahkeme’den “daraltılmış baz”a ek rapor talebi
İddianamenin en önemli dayanaklarından olan HTS daraltılmış baz analiz raporu ise sanık avukatlarının 7-9 Kasım tarihlerindekiduruşmada rapordaki tespitler ile kamera görüntüleri arasındaki çelişkileri ortaya koymasının ardından tartışma konusu oldu.
Mahkeme, ara kararında raporla ilgili “hangi yöntem ile hangi baz verilerini kullanarak hangi cihazlar ile ve yine hangi kriterlere uyularak ve dayandıkları bilimsel tekniklerin neler olduğunu gösterir” ek rapor talep etti.
Davaya katılma talebi kabul edilen Diyarbakır Barosu’nun başkanı Abdülkadir Güleç’ingeçen hafta Narin Davası’yla ilgili bir açıklamasında sarf ettiği “Daraltılmış HTS kayıtlarının yanılma payı yüzde sıfırdır” ifadeleri de tartışma konusu oldu.
Abdülkadir Güleç’le “HTS daraltılmış baz kaydı” açıklaması ve Narin Davası’ndaki diğer tartışmalar üzerine konuştuk.
“Daraltılmış baz çalışmasıyla ilgili kişisel kanaatimi paylaştım”
“Daraltılmış HTS kayıtlarının yanılma payı yüzde sıfırdır” sözleriniz çok tartışıldı.Daraltılmış HTS baz kaydı çalışmasını bu kadar kesin bir delil olarak mı görüyorsunuz?
Bir medya kuruluşu konuyla ilgili soru sorunca kişisel kanaatimi paylaştım. Daraltılmış baz çalışmasıyla HTS kayıtlarının birbirinden farklı olduğunu anlattım. Sonuçta karar mercii değiliz, yargılamada katılan taraf olarak kanaatimi paylaştım.
O benim düşüncem. Bir yargılama faaliyeti değil. Bir olayla ilgili kendi kanaatimi açıklıyorum. Mahkemede söylediğim bir şey de değil. Ben böyle düşünüyorum ama aksini düşünenler de farklı gerekçelerle bunu izah edebilir.
Son bir yıldır birkaç dosyada kullandık diye bir ifadeniz var. Hangi davalarda kullanıldı?
Kullanıldığını duydum.
Serbestiyet’te benim sözlerimle ilgili Diyarbakır Barosu üyelerinden eleştiri aldığım iddia edilen bir röportaj yayımlandı. Onunla ilgili bir şey söylemek istiyorum.
“Baro üyelerinden tepki almadım”
Okuyucular için hatırlatayım. Av. Levent Mazılıgüney, konuyla ilgili bize verdiği röportajda Diyarbakır Barosu üyeleri arasında HTS kayıtlarıyla ilgili dosyalardan tutuklananlar olduğunu hatırlattı ve Diyarbakır Barosu üyelerinden size bu açıklama nedeniyle rahatsızlık bildirenler olduğunu söyledi. Baro üyelerinden böyle tepkiler aldınız mı?
O açıklamadan dolayı hiç kimse bana tepki göstermedi. Narin dosyasında biz katılan tarafız biz. Katılan taraf olan Diyarbakır Barosu’nun tüzel kişiliğini temsilen, katılan olarak kanaatimi paylaştım.
HTS kayıtları ayrı daraltılmış baz istasyonu çalışmaları ayrı bir çalışma. Önceki açıklamamda da belirttim bunu. Daraltılmış baz istasyonu çalışmaları birtakım teknik açıklama ve değerlendirmelerle, kamera görüntüleriyle de örtüşüyor dedim.
“Narin dosyasındaki daraltılmış HTS raporunu incelemedim”
Sanık avukatları, duruşmada bazı kamera kayıtları ile dosyadaki HTS daraltılmış baz kaydı raporundaki tespitler arasındaki bazı çelişkileri anlattı. Sanıklardan hem Salim Güran’ın hem Nevzat Bahtiyar’ın HTS daraltılmış baz kaydı raporunda tespit edildiği belirtilen saat ve yerlerde bulunmadıklarına dair dosyaya giren kamera kayıtları var. Mahkeme de daraltılmış baz kaydı raporu hakkında ek rapor talep etti. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben raporu incelemediğim için bununla ilgili değerlendirme yapmam doğru olmaz.
Sanık avukatları tabii ki müvekkillerini savunacak. Bizim iddia olarak ortaya koyduğumuzu elbette sanık müvekkilleri de dosyadaki durumu dikkate alarak itirazlarını yapabilirler. Onlar da biz de kendi müvekkillerimizi savunuyoruz.
O benim düşüncem. Bir yargılama faaliyeti değil. Bir olayla ilgili kendi kanaatimi açıklıyorum. Mahkemede söylediğim bir şey de değil. Ben böyle düşünüyorum ama aksini düşünenler de farklı gerekçelerle bunu izah edebilir.
Raporun bir Emniyet personeli öncülüğünde hazırlandığı konuşuluyor. Soruşturmanın tarafı olarak değerlendirilebilecek kolluk personellerinin hazırladığı bir bilirkişi raporunun ilkesel olarak da tartışmaya açık olduğu değerlendirmeleri yapılıyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tartışmaya açık olabilir. Mahkeme, soruşturma aşamasında hazırlık dosyasına kazandırılan herhangi bir delile dayanacaksa mutlaka kendisinin de bir incelemesi olur. Tek başına Emniyet raporu hazırladı ben hüküm kurayım gibi bir pratik içinde olmaz diye düşünüyorum.
İtirazlar yapıldı, itirazlar değerlendirilecek.Mahkeme ara kararında istediği ek rapordan sonra belki başka raporlar da alınabilir. Ama bunun karar merci Mahkeme’dir.
Mahkeme ara kararı tesis etti. Onunla ilgili gerekli inceleme zaten yapılacak.
Daraltılmış baz kayıtları delil olarak kabul ediliyor mu?
HTS kayıtları yan delildir ama daraltılmış baz kayıtları başka delillerle de desteklenirse yan delil değil delildir.
Ben delil olarak görüyorum.
“Askeri üsteki kamera kayıtlarını önemli buluyorum”
Kamuoyunda askeri üste kamera görüntülerden delil çıkmayacağını dillendirenler var. Siz Daran-2 görüntülerinin gerçeği ortaya çıkartmak açısından faydalı olabileceğini düşünüyor musunuz?
Düşünüyorum tabii ki. Niye olmasın? Kamera görüntüleri hakikate ulaşma noktasında ciddi bir veri. Önemli buluyorum.
Daran-2 askeri üssünde bulunan hareketli kameranın cinayet günü olan 21 Ağustos’a ait kayıtlarına ulaşılamadığı ortaya çıktı. Narin’in cansız bedeninin bulunduğu 8 Eylül tarihinde kameranın kayıtları alınmış ve geriye dönük 15 günlük kayıt alındığı için 23 Ağustos’tan itibaren kayıtlar dosyaya girebilmiş durumda. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?
İncelemedim, o kısmı bilmiyorum. Bununlailgili yorum yapmak istemiyorum.
“Jandarmanın soruşturmada esası etkileyecek bir eksikliğinin olduğunu düşünmüyorum”
Askeri üsteki hareketli kamera görüntüsünün olmaması gibi bir örneği de göz önüne alarak jandarma birimlerinin tahkikat aşamasında ihmalleri, eksik kaldığı noktalar olabileceğini düşünüyor musunuz?
Hiçbir yargılamada eksiksiz soruşturma diye bir şey söz konusu olamaz. Hele hele Türkiye’de.
Adli kolluk yoksa sadece idari kolluk görevi yürütüyorsa mutlaka eksiklik var. Ama bu eksiklik ne kadar çok ne kadar dosyanın esasını etkiliyor bu yargılama sırasında ortaya çıkacak.
Ben esası etkileyecek çok ciddi bir eksikliğin olduğunu düşünmüyorum.
“Onlara işkence yapılmadığını iddia etmiyorum ama Baro’ya başvurmadılar”
Sanıklardan Enes Güran, tanık ifadesi veren Güran ailesi mensupları duruşmada işkence gördüklerini anlattılar. Baro’nun bu konuda bir adımı olmadı mı?
Baro’ya sunulan herhangi bir dilekçe yok, herhangi bir beyan yok, bir başvuru yok.
Güran ailesi mensupları, duruşmada, Diyarbakır eski Baro Başkanı Nahit Eren’le yüz yüze görüştüklerini işkence altında ifadeler alındığını söylediklerinin belirttiler. Nahit Eren de doğruladı. Baro’ya gelip söylenmiş yani. Baro’nun harekete geçmesi için, soruşturması için bu yeterli değil miydi?
Diyelim, bir avukat gelip benim müvekkilime işkence yaptılar diye beyan etti. Yarın o işkence gördüğünü beyan eden kişi beyanını geri alırsa kurumun başındaki Baro Başkanı zarar görür mü görmez mi? Tabii ki görür. Biz bu özeni gösteriyoruz, kendi kişisel dosyalarımızda da gösteriyoruz.
Eğer biri işkence gördüğünü iddia ediyorsa biz onun tutanağa bağlanmasını isteriz ya da yazılı olarak beyanını sunmasını isteriz. Böyle bir başvuru yapılırsa Diyarbakır Barosu bütün hukuksuzluklarla mücadele ettiği gibi insanlık suçu olan işkenceyle de mücadele eder.
Narin dosyasında yargılanan sanıkların böyle bir iddiaları varsa Baro’ya müracaat etmeli. Eğer Baro’ya müracaatları olursa biz bu iddianın da takipçisi oluruz. Biz mağdurun kimliğine, bulunduğu konuma bakmayız. Ama herhangi bir başvuru yok.
Baro daha önce birçok işkence iddiasıyla ilgili harekete geçti. JİTEM dosyalarında kimi zaman işkence görmüş okuma yazma bilmeyen insanların beyanlarıyla harekete geçildi. Hepsinde yazılı başvuru mu istendi?
Okuma yazması olmayan kişilerin de avukatları var. Avukatları dilekçe sunar. Burada avukatların da bir başvurusu yok. İşkence gören kişi bizzat kendisi gelir, biz onu da tanıkların huzurunda tutanağa bağlayabiliriz. Böyle gelen de olmadı. Soyut, afaki bir beyan.
Onlara işkence yapılmadığını iddia etmiyorum. İşkence yapılmış ise bunun prosedürü var. İnsan Hakları Derneği’ne gidin işkence gördüğünüzü iddia edin size bir tutanak imzalatılacaktır. Çünkü kolluk kuvvetlerine iftira suçundan yargılanmamak için bunu yaparlar. Geçmişte Baromuz bu sebepten dolayı yargılandı.
“İşkenceyle mücadele edebilmemiz için o başvurunun yapılması gerekir”
Kaç ay oldu. Avukatları Baro’ya müracaat edebilirdi. İşkence gördüğünü beyan eden kişi kendisi gelebilirdi. Ya da Baro’ya gelen kişiler, cezaevine birlikte gidelim tutanak tutturalım da diyebilirdi. Bu şekilde bir başvuru da olmadı.
Bir daha altını çizerek söylüyorum Narin Güran dosyasında sanık müdafileri tarafından dile getirilen sanıkların işkence gördüğüne dair bir iddiayla bize müracaatları olursa dosyanın takipçisi ben olacağım. Sadece beyanla olacak bir iş değil. Dediğim gibi bize halen yapılmış bir başvuru yok.
Türkiye’de işkence de yapılıyor, kötü muamele de. Mücadele edebilmemiz için de o başvurunun yapılması gerekir.