1 Kasım 2015 seçimlerinin ardından, AK Parti, anayasa yapımı için Meclis'te komisyon kurulması önerisini getirmişti. CHP, buna, “Başkanlık sistemi teklifi varsa biz yokuz” yanıtını verdi ve değişiklik konusu rafa kalktı.
O zaman “Keşke katılsalardı” demiştim. Bahçeli'nin hamlesiyle, yalnızca "başkanlık sistemi" ile sınırlı teklif gündeme geldiğinde, CHP buna hazırlıksız yakalandı. Bu durumda bir “acil eylem planı” yapmaları gerekiyordu. Başkanlık sistemi, referandum için gereken çoğunluğu elde edebilecekti.
Daha derin bir değişim projesini gündeme getirmenin yolu aranabilirdi. CHP böyle bir manevra yapmadı. Eski duruş, "başkanlık sistemi dikatörlük getirir" noktasında sürdürüldü. Haklarını yememek gerekir, tasarının “risklerine” eleştiriler yönelttiler. Deniz Baykal'ın grup adına yaptığı konuşma, bir zemine oturuyordu.
Siyaset hesap işidir. Taslağın MHP desteğini kazanmasından sonra yeni bir durum ortaya çıktı. CHP, o aşamada yeni bir strateji geliştirebilir miydi? Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu, Yerel Yönetimler Kanunu'nun, değişiklik projesine katılmasını, önerebilirler miydi? Bunlar olmadıysa neden olmadı?
Temel zaaf