Ağız birliği edilmişçesine 2016’nın hayal kırıklıklarının telâfi yatırımı yapılan 2017 de bir kayıpla açıldı. John Berger: günlük hayattan sanat/edebiyata, metinden görsele katıksız bir kültür eleştirmeni, hümanizmini gözü yaşlı romantizmden sakınarak yeniden-üretmiş usta bir yazar ve emekçiden, göçmene mağdur yanlısı bir muhalif aydın…
Bildiğim Türkiye ile şahsi ilişkisi önce Murat Belge ile başlamıştı. Müge Sökmen ve Metis ardından geldi.
Türkiye’nin onunla ilişkisi de kuşağımın görselliği keşfinde Yapısalcılık aşısı öncesinde epeyce payı olan “Görme Biçmleri”yle başlamıştı.
Berger’in Latife Tekin’le şu anısı hepimizi etkilemişti: 80’lerin başında gecekondunun sesi olarak haklı bir ün edinmiş taze yazar Latife Tekin (o zaman daha İngilizcesi yetersizken) kendisiyle tanıştırılınca, tanıştıranın tercümaığına başvurmadan el-kol hareketleriyle anlaşmışlar. İkisi de ötekinin anlayışına güvenip, haksız çıkmamış…
5.baskı,1986, arka kapağı
Nereden baksak seçkin kültürle alt-kültürler arasında köprü olmuş yaşam ve muhayyile tarzı farkları arasında tercümanlık yapmış bir evrensel aydın yitirdiğimiz… Dünyanın tam da anlayışsızlıklar nedeniyle hep yeniden-bölünerek daha da vahşileştiği bir zamanda herkesin birden arayacağı hissedilir bir eksik olacak.. Başlar sağolsun…