Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Cilvegözü Sınır Kapısı'ndaki incelemesinden sonra Hatay Valisi, Kızılay, AFAD başkanları ve güvenlikten sorumlu komutanlarla görüştü. Kaynak, "80 – 100 bin civarı insanın Halep'i terk etmek istediği söyleniyor. İdlib'de bu kadar insanı barındıracak fiziki şartlar yok, barınacakları yerler yok. Talep geldiğinde sınırın diğer tarafında oluşturacağımız bir kampta barınma, gıda ve sağlık ihtiyaçlarını karşılayacağız" dedi.
Türkiye'ye 6 yaralı geldiğini ve ilk etapta 10 yaralının geleceğini ifade eden Kaynak, "Halep'ten çıkartılan yaralı sayısı 35'in üzerinde. Bunun tamamına yakını ağır yaralı. Onların muhtemelen tamamına yakını gelecek" diye devam etti.
"Halep'ten İdlib'e doğru açılan tahliye koridorundan 20 otobüs, Özgür Suriye Ordusu'nun kontrolündeki güvenli bölgeye ulaşmış durumda. Sınırımızın hemen bitişiğindeki Sahra Hastanesi'nde bildiğiniz gibi sivil inisiyatifli toplum kuruluşlarımız, hekimlerimiz orada sağlık hizmeti veriyorlar ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak biz de hastalar için, yaralılar için, özel bakım ihtiyacı altında olan çocuklar ve yaşları için bir çalışma yapıyoruz.
Eğer ikinci 20 otobüsün çıkmasına izin verilirse onu da değerlendiriyoruz. Karşı taraftan, yani dünyanın meşru saydığı Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) tarafından ve Suriye rejimi muhalifler tarafından bizden bir talep olduğunda, yine Suriye içerisinde güvenlik bir bölgede bir merkezi kurmayı değerlendiriyoruz. Konuyu değerlendirdik.
Halep'te 80- 100 bin civarında insan olduğunu, insanların Halep'i terk etmek istediği söyleniyor. İdlib'de bu kadar insanı barındıracak fiziki şartlar yok, barınacağı yerler yok. Talep olduğunda meşru muhalif gruplar tarafından bize bir talep geldiğinde hemen sınırımızın diğer tarafında oluşturacağımız bir kampta da insanların barınma ihtiyaçlarını, gıda ihtiyaçlarını, sağlık ihtiyaçlarını ve diğer bir takım insani ihtiyaçlarını karşılayacağız."
"Hazırlık yapıyoruz"
İdlib'e çadır kent kurulmayacağını belirten Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, şunları kaydetti:
"Bizim için önemli olan yeni kuracağımız kampın yani gelip geçici barınma merkezinin oraya gelecek insanlar için ve ülkemiz için güvenli bir yer olması. ülkemiz içine gelecek kişilerin ülkemize zarar verecek unsurlardan olmamasına gayret edeceğiz. Onların gerekli kayıtlarını, istihbari bilgilerini alacağız. Kampın kaç kişilik olacağına dair husus talebe bağlı. Şu an bir talep yok.
Ama biz diyoruz ki, kış mevsiminde günlük hava soğuk, İdlib'de bu insanların kalacakları yer yok. Biz bu ihtiyacı öngörüyor ve hazırlık yapıyoruz. Talep geldiğinde de çok kısa sürede insani ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde geçici barınma merkezini oluşturacağız."
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, "Bizim için önemli olan yeni kuracağımız kampın, yani geçici barınma merkezinin oraya gelecek insanlar için güvenli bir yerde olması, ülkemiz için de güvenli bir yerde olması. Yani ülke güvenliğini sağlamamız gerekecek." dedi.
Kaynak, Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı'nda yetkililerden brifing aldıktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin "İdlib'e çadır kent kurulacağı yönünde birtakım söylemler olduğu" yönündeki sorusu üzerine Kaynak, şunları söyledi:
"Biz, 'İdlib'e çadır falan kuracağız' demedik. Bizim için önemli olan yeni kuracağımız kampın, yani geçici barınma merkezinin oraya gelecek insanlar için güvenli bir yerde olması, ülkemiz için de güvenli bir yerde olması. Yani ülke güvenliğini sağlamamız gerekecek. Bunu da ilave etmeliyim. Zaten hasta da olsa, yaralı da olsa güvenlik güçlerimiz, mülki idare amirliğimiz, valiliğimiz o ülkemiz sınırlarına gelecek kişilerin ülkemize zarar verecek unsurlardan olmamasına gayret edecektir. Onların gerek biometrik kayıtlarını, gerek ön istihbari bilgilerini çalışacaklardır. İdlib civarına bir kamp kurma, yani bu bölgenin tamamı İdlib civarında aslında ama İdlib'e çok yakın bir mesafede olacağını ben düşünmüyorum. Üzerinde çalıştığımız birkaç alternatif var. Tabii biz, alternatif çalışıyoruz, kampın kaç kişilik olacağına dair husus Halep'e bağlı. Yani 10 bin kişilik çadır ya da kamp kurmamızı şu anda gerektiren bir şey yok, talep yok çünkü. Biz diyoruz ki kış mevsimine girdik, hava soğuk, İdlib'de bu insanların kalacakları, barınacakları bir yer yok. Biz bu ihtiyacı öngörüyoruz ve hazırlığımızı yapıyoruz, o talep geldiğinde de bir an önce yaptığımız hazırlık çerçevesinde, çok kısa süre içerisinde insani ihtiyaçlarını da karşılayacak şekilde hem ülkemizin hem kendilerinin güvenlik şartlarını oluşturacak şekilde, geçici barınma merkezi oluşturmuş olacağız."
"Orada bir soykırım gerçekleştirilmektedir"
Kaynak, "Devletin zirvesinde yoğun bir diplomasi trafiği yaşadığını, ABD, Rusya, İran ile görüşmelerin olduğunu, ama halen Halep tarafında problemler yaşandığına" ilişkin yöneltilen soruya ise "Tabii, bu coğrafyada maalesef 5-6 yıldan beri, maalesef bir vekalet savaşı yürütülüyor. Çeşitli güç odaklarının kullandıkları, alet ettikleri çeşitli gruplar var. O sebeple bir devlet otoritesi ve bir meşru devlet yönetimi olmadığı için Suriye üzerine söz söyleyen çok." yanıtını verdi.
Halep'te çocukların okullarına, hastanelere bomba yağdırıldığını aktaran Kaynak, şöyle devam etti:
"Biz bu tarafına bakıyoruz. Diyoruz ki biz buna duyarsız kalamayız, hemen sınırımızın bitişiğinde, bizim akrabalarımız var, bizim tarihi ilişkilerimiz, kültürel bağlarımız olan insanlar var. Bu insanları asla insafsızlığa, vicdansızlığa terk etmeyiz. Biz fedakarlık yapmaya, gayret etmeye hazırız. Ama orada vekaletler savaşı dediğimiz hadise böyle bir şey. Herkes başka siyasi çıkarı için maalesef bu insanların kurban olmasına göz yumuyor demeyeceğim daha ağırını söyleyeceğim maalesef bu insanların kurban olmasına vesile oluyorlar, sebep oluyorlar. Bu insanlık adına utanç verici bir şey. Bakın hepimiz, biliriz filmlerini izleriz. İkinci Dünya Savaşı'nda Nazilerin yaptığı tatbikatlar bile belki bundan hafif kalır. Böyle bir vahşeti dünya yazmamıştır. Hastanedeki hastaların tepelerine, okullara, masum insanların üzerine bomba atıldığını dünya tarihi yazmamıştır. Orada bir soykırım gerçekleştirilmektedir, orada Halep gibi medeniyet timsali kültür, tarih şehri bir şehir yok edilmiştir. Biz olayın bu tarafına bakıyoruz. Orada çok çeşitli aktörler, çok çeşitli sebeplerle dünyanın çok uzak coğrafyalarından gelmişler, çok çeşitli politikalarını icra ettirmek için maalesef o insanların kurban olmasına vesile oluyorlar, sebep oluyorlar. Bu bir insanlık dramıdır, bizim açımızdan bu bir vicdan meselesidir. Biz, vicdanımızın gerektirdiği şekilde hareket ediyoruz. Bütün sivil toplum kuruluşlarımızla, kamu kurumlarımızla bu şekilde bakıyoruz hadiseye."
"Merhamet deyince Türkiye'nin adı akla gelecektir"
Kaynak, "Uluslararası alanda da Türkiye'nin bu konuda tek başına kaldığının değerlendirildiği" sorusuna ise "Bu bir insanlık, vicdan meselesidir. Herkesin vicdanına hitap etmeye gayret ediyoruz ama 'herkes bir şey yapmıyor' diye duyarsız kalacak değiliz. Orada insanlar, gördünüz bir anne çocuğunu ararken engelli sandalyesinde can verdi. Geleceksiz, ufuksuz, umutsuz bırakılan koca bir nesil var, on milyon insan var. Bu çok büyük bir dramdır. 21. yüzyılın böyle başlaması, milenyum çağı olacaktı ama vahşet çağı olarak başladı. Biz bize düşeni yapacağız. Biz başkaları ne der ne yapar, yükümüzü paylaşmak isteyen varsa kollarımız açık ama asla Türkiye bütçesine şöyle yardım edin, şunu yapın, biz de bunları asla böyle bir şey düşünmeyiz." cevabını verdi.
"Bizim milletimiz, sivil toplum örgütlerimiz, valiliklerimiz, her bir fert insani duyarlılığını göstermektedir." diyen Kayrak, "Bu çağda, insanlık, merhamet deyince Türkiye'nin adı bütün kurumlarıyla akla gelecektir. Biz görevimizi yapmanın hazzını yaşarız ama arkada gerçekten büyük bir acı, dram var. Bunu söylerken bile insanların duygularına hakim olması mümkün değil." ifadesini kullandı.
– "Bir barınma merkezi inşa edeceğiz"
Kaynak, "şartlar uygun olması durumda tahliyenin ne kadar süreceğiyle ilgili ise şunları kaydetti:
"Bunlar tek taraflı bizim söyleyebileceğimiz hadise değil. Kızılay Başkanımız Kerem Kınık yeni oradan geldi. Ancak 20 otobüsle tahliyeye izin veriliyor. 20 otobüs yaklaşık bin kişi taşıyor. Bu 20 otobüs hemen Halep'e en güvenli yere boşaltıp geri dönüyor. Buna izin verenlerin kararı önemli, bir yandan tahliye edilecekleri yer önemli. Biz çok kısa sürede Türkiye bunu daha önce de yaptı, 2011 ve 2012'de yaptı. Bizim imkan ve kabiliyetlerimiz, devletimizin gücü, bu tamamı için barıma merkezi inşa etmeye, kısa sürede inşa etmeye yeter. Zaten valimizle birlikte bu çalışmaları koordine etmek için geldik. Bütün kurumlarımız, bütün imkanlarını bu iş için kullanıyorlar. Çok kısa sürede inşallah onları kışı en azından rahat geçirebilecekleri şartlara kavuştururuz diye umut ediyoruz."
İdlib'de 1,5 milyon insan olduğunu ve bunların doğru düzgün barınacak bir yerinin olmadığını ifade eden Kaynak, "Çadırla ilgili talebin daha doğrusu barınmayla ilgili talebin olabileceğini öngörüyoruz. Bu çadır olur, konteyner olur. Ama en hızlı imkan çadırla olacaktır. O yüzden bir barınma merkezi inşa edeceğiz." ifadesini kullandı.
Kaynak, çadırların kurulacağı yerle ilgili de "Bizim orası egemenlik sahamız değil. Birlikte yer belirlememiz gerekecek kesimler var. Bunlar meşru muhalefet ve Özgür Suriye Ordusu tarafları. Bizim için önemli olan hem oraya taşıyacağımız insanlar için güvenli olsun ama ülkemizin güvenliğini de asla riske atmasın." diye konuştu.
Kaynak: DHA, AA