Ana SayfaYazarlar‘Dindar muhafazakarlık’tan uzaklaşan İslami gençlik...

‘Dindar muhafazakarlık’tan uzaklaşan İslami gençlik…

 

“Tesettürlü genç kızlar, Batı müziğinin en uç noktası olan metal müzikten zevk alıyor, hatta grup kurarak bu tarzda müzik icra ediyor. Son model ciplerinde ellerinde sigara, Sting dinliyorlar. Camilerde uzun saçlı, top sakallı gençler namaz kılıyor. Gençler tüketim alışkanlıklarını da değiştirdi, ithal parfümlerin cazibesine kapıldı. Peki neden?”

 

Sabah gazetesi, 19 Mart 2000'de yani 20 yıl önce İslami gençlikteki değişimi, “İslami gençlik kabuk değiştiriyor” başlığıyla, bu şekilde yansıtıyordu.

 

Henüz AK Parti iktidarda değildi, ama İslami hareket toplumsal zeminini güçlendiriyordu. Peki bu son 20 yılda, İslamcıların uzun iktidar döneminin ardından gençler ne gibi değişimden geçtiler?

 

Konda'nın araştırmasına göre, namaz kılan ve oruç tutan gençlerin sayısı iktidar döneminde gerilemiş görünüyor. Konda Genel Müdürü Bekir Ağırdır'ın değerlendirmesi şöyle: “2008-2018 yılları arasında gençlerle ilgili yapılan araştırmalar gösterdi ki 'dindar nesil yetiştirme' çabaları siyasi mühendislik olarak kaldı. Oruç tutanların, namaz kılanların oranı yıllar içinde düştü.”

 

Bu araştırmaya göre: Kendini ‘geleneksel muhafazakâr' olarak tanımlayanların oranı yüzde 45’ten 43’e, ‘dindar muhafazakâr’ olarak tanımlayanlar yüzde 25’ten 15’e düştü, ‘modern’ olarak tanımlayanların oranı yüzde 29’dan 42’ye yükseldi.

 

Ağırdır'a göre, Türkiye sosyal hayatta ‘geç bir modernleşme’ yaşıyor. Gençler sokakta, sinema veya tiyatroda. İnançlara kimliklere ve cinsel yönelimlere bakışlarında değişimler var.

 

Hükümetin “dindar nesil” yetiştirme çabaları aslında bir siyasi mühendislik olarak kalıyor. Başını örtenler, yüzde 57-58’den 50’ye düştü. Kasabadaki ‘ayıp-günah’ algıları, metropolde yok. Kültürel iktidarın daha çok laik kesimin elinde olduğu büyük şehirlerde, “Arabesk İslam” veya “Popüler İslam” olarak da tanımlanan yeni bir melez sosyoloji oluşuyor. İslami gençlik konusunda araştırmalar yapan öğretim üyesi sosyolog Dr.Alper Mumyakmaz bu gelişmeyi şöyle değerlendiriyor: "Yaşananları dinden kopuş değil, sekülerleşme olarak görüyorum. Deizmi ise sekülerleşmeden daha farklı bir çerçevede değerlendirmek gerek. Deizm, İslami gençlik içinde, bir anlamda moda gibi gelişiyor. Bir özgüven ve benmerkezcilik patlaması olarak da görülebilir.

 

” İster “popüler-islami gençlik”, ister “dindar nesil”, ister “dinden uzaklaşan nesil” deyin; dindar ailelerden gelen gençler de, bu ülkenin parçası. İstenilen kalıplara göre değil, yaşadıkları gerçeğin içinde yeni hayatlar kuruyorlar. Yaşadıkları değişim ne oranda sekülerleşme, ne oranda arabeskleşme olarak görülebilir? Bunu zaman gösterecek.

- Advertisment -