15Temmuz’a kadar, “devletin tüm kurumlarına Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kumanda edebildiği”ne ilişkin bir algı vardı.
Özellikle 17-25 Aralık 2013 darbe girişiminden sonra, yargı/polisteki önlemler ve yasal değişikliklerle, iktidarın duruma hakim olduğu düşünülüyordu. Darbe girişiminden bu yana ortaya çıkan gerçekler farklı: 15 Temmuz sonrasında tasfiye edilen hakim ve savcı sayısı 4 bini buldu.
Bu, toplam sayının üçte biri. Buna rağmen, yargıdaki Paralel Yapı'nın gücünün tam olarak kırılması, hâlâ kolay görünmüyor. Darbede deşifre olan Cemaatçi subay sayısı 10 bin dolayında. Hâlâ 20 bin civarında kimliği saptanamamış alt kademe subayın varlığından söz ediliyor. Okullar kapatıldı.
Polis teşkilatındaki “FETÖ’ye yakın” kişilerin sayısını ifade etmek daha zor. Onca tasfiyeye rağmen, polislerin yarısından fazlasının örgütle bağı olmasından endişe ediliyor. Türkiye İletişim Başkanlığı'(TİB)nda, TÜBİTAK'ta, bakanlıklarda yapılan sayısız operasyona rağmen, Cemaatçi yapılanmanın oralarda da hala güçlü olduğu ortada.
Devletin demokratikleşmesi