CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba'yı çok uzun yıllardan beri tanırım. İnsan hakları konusunda duyarlı, gayretli bir siyasetçidir. Adalet Bakanı Bozdağ'ın “CHP milletvekilleri 81 teröristi ziyaret etti” şeklindeki açıklaması nedeniyle Ağbaba’yı aradım. “İçeride kimi ziyaret edecektik? Mustafa Balbay’ı da, İBDA-C’liyi de, İlker Başbuğ'u da ziyaret ettim.
Cezaevlerinde insan hakları ihlalleriyle ilgili bir şikayet, bir kötü muamele duyumu aldığımda Adalet Bakanlığına başvuru yapıyorum ve ziyarete gidiyorum. Gitmeyeyim mi? Muhalefetin görevi, denetim değil midir?” Veli Ağbaba'yla konuşurken, 2000 yılındaki ölüm oruçları günlerini ve 12 Eylül'de Mamak Askeri Cezaevi’nde yaşadıklarımı hatırladım.
12 Eylül günlerinde, Emin Çölaşan, yanına fotomuhabiri olarak Savaş Ay’ı almış, Mamak Cezaevi’ne gelmişti. Zulüm dönemiydi. Yayıncı İlhan Erdost, askerler tarafından dövülerek öldürülmüştü. İki gazeteci de meslektaşım, arkadaşımdı. Bizim hücreye girdiklerinde, sırtımız dönük olduğu için, onlar beni, ben onları görememiştik. Sesimizi çıkarma imkanımız yoktu.