Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda AKP milletvekillerine verdiği iftarda "AB 53 yıldır bizi oyalıyor. Bu nereye kadar devam eder ? Hükümet bunun gereken kararını verir" dedi.
"İç tüzük değişmeli"
Erdoğan, 22 Mayıs'ta gerçekleştirilen AK Parti 2. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde, genel başkanlık ve başbakanlık görevini devralan Binali Yıldırım'ı tebrik etti, kongrede genel merkez yönetim organlarına seçilen partilileri de kutlayarak, başarılar diledi."AK Parti'nin Meclis grubunda görev yapan milletvekillerinin, Türkiye'nin zor bir döneminde tarihi bir mücadele verdiklerini" belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Milletvekillerimizin çok çalıştığını, çok yorulduğunu biliyorum ama üstlendiğiniz vazife sizlere, çalışmaktan ve yorulmaktan şikayet etme hakkı vermiyor, tam tersine sizlerden daha çok çalışmanızı, daha çok üretmenizi, ülkemizin ve milletimizin geleceğine daha çok katkı sağlamanızı bekliyor. Biliyorum ki Meclis gündeminde pek çok önemli konular var. Bunları mutlaka hayata geçirerek Türkiye'nin önünü açmanız, yürüyüşü hızlandırmanız gerekiyor. Bana göre, bir numara, süratle adımını atmanız gereken parlamento iç tüzüğünü değiştirmenizdir. Çünkü Parlamento'nun şu andaki çalışmasına adeta mevcut iç tüzük bir ilkellik getiriyor. Bu ilkellikten kurtulmamız lazım. Türkiye Cumhuriyeti'ne, Türk halkına, böyle masaların üzerinde dolaşan parlamenterler yakışmıyor ve tahrik esaslı bir parlamento çalışması yakışmıyor."
"Bu parlamentonun, milletimin bunu başaracağına inanıyorum"
"Bütün bunları aşarak ve milletin beklentilerine cevap verecek yasaların bir an önce çıkması ve milletimizin adeta sıçramak değil, bundan sonra uçuşa geçmesi lazım. Bunu yapacağız ki muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkalım." ifadesini kullanan Erdoğan, "Çünkü ben bu Parlamentonun, milletimin bunu başaracağına inanıyorum. Bu güç bizde var ama biz kendi ayaklarımıza vurmayacağız, kendi ayaklarımıza çakmayacağız. Bir taraftan terörle mücadelede bu operasyonları başarılı bir şekilde sürdürürken diğer taraftan da yatırımlarla beraber üretimimizi artıracağız, istihdamımızı sağlayacağız ve böylece Türkiye'de işsizlikle de mücadelede inşallah çok daha güzel günlere ulaşacağız." şeklinde konuştu.
"Kimse tahammülümüzü test etmesin"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Myanmar'da olduğunu, oradan Afganistan'a geçeceğini hatırlatarak, "Çünkü her yerde elimiz var. Oralara uzanıyoruz. Milletimizin geleceğine ilişkin hayallerini karartmaya hakkımız yok. Bunun için hep birlikte çok çalışmalıyız. Bugün burada bulunan kadro işte böyle bir sorumluluğu üzerinde taşıyor" ifadesini kullandı.
Eksikleri tamamlayarak, yanlışları düzelterek yollarına devam etmek zorunda olduklarını aktaran Erdoğan, şöyle dedi:
"Terör örgütleriyle, içeride ve dışarıda yürüttüğümüz mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz. Devletin teröriste demir yumruğunu, mağdur olan bölge halkına da şefkatli yüzünü gösterecek tüm önlemleri alarak, huzur ve güven ortamını tesis edip, güçlendireceğiz. Suriye sınırlarımızda, ülke ve millet olarak geleceğimizi tehdit edecek bir oluşuma, siyasi, diplomatik, askeri tüm imkanlarımızı kullanarak, sonuna kadar karşı çıkacağız. Kim olursa olsun, Suriye'nin kuzeyinde böyle bir oluşuma, Türkiye olarak asla müsaade edemeyiz. Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimizi, altını çizerek söylüyorum, onurlu duruşumuzu ve milli çıkarlarımızı koruyarak, gittiği yere kadar götüreceğiz. O yerli ve milli duruşumuz asla zedelenmemeli. Türkiye sıradan bir millet, ülke değildir. Öyle yok, '3 binlere kadar bekler.' şudur, budur, vs. Bizim kimse tahammülümüzü test etmesin. Ve bu noktada hükümetimiz inanıyorum ki gerekli cevapları gereken yerde, gerekenlere, tam hakkıyla verecektir, vermelidir."
"Dünyanın neresine gittiysek, ülkemize şükranla ve umutla bakan gariplere, mağdurlara, mazlumlara rastladık. Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz, Amerika'daki cenazesine gidip son vazifemizi yaptığımız Muhammed Ali bizim için niçin önemliydi biliyor musunuz? Çünkü o ringlerde sadece kendisi için değil, asıl tüm dünyadaki mazlumlar, mağdurlar, Müslümanlar için dövüşüyordu. Bunu da defaatle bizzat kendisi ifade etmişti. Muhammed Ali'nin rakibi ringde karşısında duran kişi değil, dünyadaki tüm zalimler, kötüler, alçaklardı. İnanın bana şu anda Türkiye'ye olan bakış da bunun bir benzeridir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye ve Irak'tan gelen 3 milyon sığınmacıyı, dünyanın dört bir yanından gelerek İstanbul'a sığınan yüzbinlerce misafiri barındıran Türkiye'nin, dünyanın tüm mazlumlarının gönlünde müstesna bir yerde oturduğuna dikkati çekerek, Amerika seyahatinde yanlarına gelenlerin bunu söylediğini, "Allah razı olsun, sizi korusun" dediğini, "Suriye, Irak, Filistin" diye haykırdığını aktardı.
Bu insanların başlarını öne eğdirmeye, yüreklerini burkmaya haklarının olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Suriyeli, Iraklı, Afganistanlı, Libyalı, Afrikalı çocukları, kadınları çaresizce Akdeniz'in karanlık sularında terk etmeye hakkımız yok. Orta Asya'daki, Kafkaslar'daki, Balkanlar'daki, Afrika'daki, Güney Asya'daki kardeşlerimizi yüzüstü bırakmaya hakkımız yok" diye konuştu.
"Bu nereye kadar devam eder?"
Erdoğan, Türkiye'nin 1963'ten bu yana 53 yıldır oyalandığına dikkati çekerek, "Bu nereye kadar devam eder? İşte bunun kararını hükümetimizle hep birlikte vererek, adımını da ona göre atmalıyız" diye konuştu:
"Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimizi, altını çizerek söylüyorum, onurlu duruşumuzu ve milli çıkarlarımızı koruyarak gittiği yere kadar götüreceğiz. O yerli ve milli duruşumuz asla zedelenmemeli. Türkiye sıradan bir millet değildir, sıradan bir ülke de değildir. Öyle yok '3 binlere kadar bekler.', şudur budur vs. bizim kimse tahammülümüzü test etmesin."
"Türkiye'nin gücünü göstereceğiz"
Erdoğan, ekonomide kısa vadede ihracat ve turizmde yaşanan sorunları çözeceklerini, orta ve uzun vadede 2023 hedeflerine ulaşmalarını sağlayacak, yapısal dönüşümleri hayata geçireceklerini söyledi.
Türkiye'de en zor zamanda dev projeler ürettiklerini hatırlatan Erdoğan, buna aynen devam etmeleri gerektiğini vurguladı. Erdoğan, 81 ilin tamamını kapsayan yatırımları hayata geçirmeyi sürdürerek Türkiye'nin gücünü halka ve tüm dünyaya göstereceklerini ifade etti.
Demokrasi, hak ve özgürlükleri alanındaki çalışmalarını, Türkiye'ye yönelen tüm tehditlere rağmen kesintisiz devam ettireceklerinin altını çizen Erdoğan, "Çünkü demokrasi, kalkınmanın da huzurun da olmazsa olmaz temelidir. 150 yıllık demokrasi arayışımızda ortaya çıkan sorunların ürünü olan kompleksleri bir kenara bırakıp, milletimizin ve ümidini bize bağlayan yüz milyonların ihtiyaçlarına uygun düşen özgün bir demokrasiyi inşa ve tahkim edeceğiz" sözlerine yer verdi.
"Rabbim, yar ve yardımcımız olsun"
Erdoğan, iftarı eşli olarak yapmayı arzu ettiklerini ancak mevcut mekanın buna el vermediğini belirterek, "Bu borcumuzdur, inşallah bunu ya yeni yerimizde veyahut da farklı bir konsept içinde gerçekleştireceğiz" ifadelerine yer verdi.
Milletvekillerinden, eşlerine bu duygu ve düşüncelerini iletmelerini isteyen Erdoğan, "Rabbim, yar ve yardımcımız olsun. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlendirsin. Bu duygularla bir kez daha Rabbime dua ediyorum, Ya Rab, bizleri Ramazan-ı Şerif'e kavuşturduğun gibi inşallah bayrama da kavuştur." sözleriyle konuşmasını sona erdirdi.
Kaynak: AA, Al Jazeera