14 Eylül 2011’de, Başbakan Erdoğan, Mısır’da, laiklikle ilgili şu değerlendirmeyi yapmıştı:
“Türkiye’de anayasa, laikliği, devletin her dine eşit mesafede olması olarak tanımlar. Laiklik kesinlikle ateizm değildir. Ben Recep Tayyip Erdoğan olarak Müslümanım ama laik değilim. Fakat laik bir ülkenin başbakanıyım. Laik bir rejimde insanların dindar olma ya da olmama özgürlüğü vardır. Ben Mısır’ın da laik bir anayasaya sahip olmasını tavsiye ediyorum. Çünkü laiklik din düşmanlığı değildir. Laiklikten korkmayın. Umarım ki Mısır’da yeni rejim laik olacaktır.”
AK Parti’yi 2002 seçimlerinde iktidara taşıyan ve sonrasında iktidarda tutan temel farklılıklardan biri, İslam dünyasının içinden “değişim” mesajı vermesiydi.
60’larda kalmış
Erdoğan, Mısır'da, "Müslüman Kardeşler"in iktidarda olduğu bir dönemde, laikliğin İslam dünyasındaki önemine dikkat çekmiş… Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın laiklikle ilgili sözlerini duyunca, Tayyip Erdoğan'ın söz konusu değerlendirmesini hatırladım.
AK Parti'nin, Erbakan'ın çizgisine karşı gelerek ortaya çıkışı, bu anlayış üzerinden anlam kazanmıştı.
Erdoğan'a benzer vurguları, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, İran'da yaptı.