MetroPoll Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi, İstanbul Sözleşmesi etrafında yürüyen tartışmalar ve ne yazık ki gündemden düşmeyen kadın cinayetleri nedeniyle, Ağustos 2020 araştırmasında kadınların Türkiye toplumundaki yerine odaklandı. Kadınların toplumdaki konumlarına, durumlarına, yaşadıklarına ve cinsiyet eşitliğine dair katılımcıların algılarını ölçmeyi amaçlayan araştırmada önemli veriler var.
Öncelikle, bu kadar yoğun konuşulmasına karşın, toplumun ancak yarısı İstanbul Sözleşmesi’nden haberdar olduğunu belirtiyor. Sözleşmeyi duyanlar ya da bilenler %53, duymayanlar veya bilmeyenler %47. Kadınların %54’ü, erkeklerin %53’ü, gençlerin de %55’i konuyla ilgili bilgi sahibi. Eğitim düzeyi artıkça Sözleşmeyi bilenlerin oranı artıyor; ortaokul ve altı eğitim almış gruplarda Sözleşmeyi bilenler azınlıkta kalıyor: %44.
Siyasi parti seçmenleri arasında Sözleşme hakkında en az bilgisi olanlar MHP ve AK Parti seçmenleri, onları HDP seçmenleri izliyor. Sözleşmeye ilişkin en fazla bilgisi olanlar ise İYİ Parti ve CHP seçmenleri. MHP’lilerin %63’ü, AK Partililerin %57’si, HDP’lilerin %43’ü, CHP’lilerin %28’i ve İYİ Partilerin %26’sı Sözleşmeden haberdar değil.
Sözleşmeyi bilenlerin %67’si, Türkiye’nin Sözleşmeden çekilmesine karşı duruyor. MetroPoll’ün Temmuz 2020 araştırmasında, bu oran %64’tü. Türkiye’nin Sözleşmeden çekilmesine muhalefet edenler arasında kadınların ve gençlerin ezici bir çoğunluk oluşturduğunu belirtmek gerekiyor. Kadınların %74’ü (erkeklerin %60’ı), 18-24 yaş aralığındakilerin %77’si, 25-34 yaş aralığındakilerin %70’i, 35-44 yaşa aralığındakilerin %64’ü Sözleşmeden çekilmeyi onaylamıyor. Bütün yaş aralıklarında ve eğitim düzeylerinde çoğunluk, Sözleşmede kalma yönünde görüş bildiriyor.
Devlet desteği
Araştırma, kadınların iş, eğitim ve çalışma koşullarını iyileştirmek için üzerine düşeni yapıp yapmadığı konusunda toplumun ikiye ayrıldığını gösteriyor. Toplumun bir yarısı (%46) olumlu kanaat taşırken, diğer yarısının (%50) kanaati olumsuz. Cumhur İttifakı seçmenlerinde devletin sorumluluklarını yerine getirdiği düşüncesi yüksek iken (AK Partililerde %76, MHP’lilerde %60), muhalefet partilerine oy veren seçmenlerde bu oran düşüyor (HDP’lilerde %26, İYİ Partililerde %24, CHP’lilerde %12). Genel olarak kadınların %51’i, erkeklerin de %49’u, devletin belirtilen alanlarda daha fazla iş yapması gerektiğini ifade ediyor.
Kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi için devletin yeterli tedbirleri almadığına dair büyük bir mutabakat var. Toplumun üçte ikisinden fazlası, %71’i kadınları hedef alan şiddeti önlemek için devletin yeterli tedbirleri almadığını söylüyor. Bu konuda AK Parti ve MHP seçmenleri arasında da belirgin bir fark var; AK Parti seçmenlerinin %49’u şiddeti önlemede devleti yeterli bulurken, bu oran MHP’lilerde %37’ye düşüyor.
Muhalefet partileri seçmenlerinin şiddeti önlemede devletin aldığı tedbirlerin yetersiz olduğuna ilişkin ortak bir görüşü paylaştığı söylenebilir. Devleti yeterli bulanların oranı İYİ Parti’de %13, HDP’de %6 ve CHP’de %5. Genel olarak kadınların %72’si, erkeklerin de %70’i bu konuda devleti yetersiz görüyor. Devletin kadına yönelik şiddeti engellemek için daha çok şey yapması gerektiğini en çok belirtenler ise 18-24 (%76) ile 25-34 (%75) yaş grubundakiler.
Şiddetten korunma
AK Partililerin %61’i ve MHP’lilerin %47’si, devletin şiddete maruz kalan kadınları koruma ve onlara destek olma hususundaki çalışmalarından mutmain. Genelde %34’e tekabül ediyor bu oran. Buna mukabil toplumun %64’ü ise, devleti kadınları koruma ve destek olma konularında başarısız buluyor. CHP’lilerin %92’si, HDP’lilerin %87’si ve İYİ Partililerin %82’si, devletin şiddete maruz kalan kadınları korumadığını ve onlara destek olmadığını düşünüyor. AK Partililerin %37’sinin ve MHP’lilerin ise çoğunluğunun (%51’inin) muhalefet seçmenleriyle aynı paydada buluşmasının altı çizilmeli.
Bütün bu veriler, devletin kadınların sorunlarına ve haklarına gerektiği gibi eğilmediği ve bu yönde devletten beklentilerin olduğuna işaret ediyor. Yaş ve eğitim baz alındığında da, eğitim seviyesi yüksek grupların ve gençlerin daha ısrarcı oldukları ve devlete karşı daha talepkâr bir tavır aldıkları ortaya çıkıyor.
Duyarlılık ve bilinç
Peki, toplum kendisini nasıl değerlendiriyor? Kadınların problem ve taleplerine duyarlı mı? Sorun salt devletin politikalarından mı kaynaklanıyor, yoksa bunun bir toplumsal dayanağı var mı? Araştırma, toplumun kendine de nesnel bir şekilde yaklaştığını gösteren verileri ihtiva ediyor. Evvela, halkın %70’i, kadınların korunması için toplumda yeterli bir bilinç ve duyarlılığın olmadığını düşünüyor. Aksi kanıda olanların sayısı %28’de kalıyor.
İkincisi, duyarlılık ve bilinç eksikliği, bütün parti seçmenlerinin çoğunluğu tarafından da kabul ediliyor. AK Partililerin %53’ü, CHP’lilerin %88’i, HDP’lilerin %83’ü İYİ Partililerin %83’ü ve MHP’lilerin %64’ü, toplumda kadınlara yönelik yeterli düzeyde bir duyarlılık ve bilinç olmadığını düşünüyor.
Üçüncüsü, eğitim seviyesi yükseldikçe duyarlılık ve bilincin yetersiz olduğunu düşünenlerin sayısı artıyor. Bununla birlikte, bütün eğitim seviyelerinde ve yaş gruplarında “kadınlara yönelik bilinç ve duyarlılık yeterli değil” diyenler çoğunlukta.
Yani siyasi angajmanlardan, eğitimden ve yaştan bağımsız olarak toplum, kadınlara ilişkin hassasiyetinin eksik olduğunda hemfikir. İki açıdan mühim bu veri: Bir yandan toplumun sorunun farkında olduğunu gösteriyor, diğer yandan da sorunun hem topluma hem de devlete bakan iki yüzünün varlığını ve dolayısıyla da derinliğini ortaya koyuyor.
(*) Kurdistan 24, 02.09.2020