Bir yılını dolduran koronavirüs salgınında aşı aşamasına geçildi. ABD, İngiltere, İsrail, Kanada, Katar, Suudi Arabistan gibi birçok ülke BioNTech/Pfizer aşısını seçip kitlesel aşılamaya başladı. Brezilya ve Endonezya ile birlikte Türkiye de Çin aşısı Coronavac’ı seçti; aşıların Pazartesi gelmesi bekleniyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 24 Aralık’taki Bilim Kurulu toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, Coronavac’ın Faz-3 sonuçları hakkında verdiği bilgiler ise soru işaretlerine neden oldu.
Aşılarla ilgili merak edilenleri, pandeminin başından beri hastanede görev yapan ve kendisi de virüsü kapıp atlatan Türkiye Hastanesi iç hastalıkları doktoru Ahmet Faruk Yağcı’ya sorduk.
Koca’nın açıklamaları arasında en dikkat çekenlerinden biri ”Çin aşısının Türk insanı üzerinde etkili ve güvenilir olduğuna eminiz” cümlesiydi. Bilindiği üzere, Çin aşısı olarak bilinen Coronavac’ı Türkiye dışında satın alan diğer iki ülkeden, yani Brezilya ve Endonezya’dan, aşının güvenliği ve etkinliği ile ilgili kesin bir bilgi gelmedi. Nasıl bu kadar kesin bir açıklama yapılabiliyor Türkiye’de, hem de en yetkili ağızdan?
Yeterince açıklama içermeyen bir konuşmaydı. Aynı konuşmayı ben işin uzmanları ile yaptığımda hemen hepsi de inaktive virüs aşısının çok bildik bir yöntem olduğunu; üretiminin kolay, yan etkilerinin az olduğunu; bağışıklık gelişimi de %90 üzerinde olduğundan kolaylıkla kullanılabileceğini anlattılar.
Türk insanı üzerinde güvenilir sözünün tamamen bir siyasetçi sözü olduğunu ve doğru olmakla beraber eksik olduğunu söyleyebilirim. Biliyorsunuz ki tüm aşılar tüm faz çalışmaları bitirilmeden kullanılacaklar.
Aciliyet kavramı altına alınarak bu risk alınıyorsa, bilinen ve yan etkisi en az olan yöntemle üretilen aşıyı tercih etmek doğrudur.
Sağlık Bakanı Koca, daha önce yaptığı açıklamalarda Coronavac’ın 11 Aralık’ta geleceğini, yeni yıla kadar da aşılama işleminin başlayacağını söylemişti. Fakat öyle olmadı. Hâlâ aşılar yolda, geliyor, gelmek üzere gibi açıklamalar var. Bu süreçte, kamuoyuna yansımayan ne gibi sebepler bu gecikmelere sebep olmuş olabilir?
Bu konuda ne dersek diyelim spekülasyon olur. Belirsizlik var ama sebebi mali midir, siyasi midir bilmek mümkün değil.
Ancak şunu size ifade edeyim ki elimizde yeterli aşı olsun, çok kısa sürede hedef kitleyi aşılarız. Sağlık çalışanları biraz da deli kuvveti ile bu işi haftayı bulmadan başarırlar…
Benim yaşlarıma gelmiş hekim arkadaşlarla konuşuyorum; hepsi de yanıma bir sağlık personeli ve adres listesi versinler gidip aşı yaparım demekte. Aile hekimliği sistemimiz ve hastalara ulaşımımız son derece iyi. Şimdi geldi, hemen geliyor, az kaldı demesinler; aşı bulsunlar, biz yaparız.
Etkinliği, güvenilirliği kanıtlanmış olmasına ve dünyada ABD’den Suudi Arabistan’a kadar birçok ülkenin tercih etmesine rağmen BioNTech/Pfizer aşısı Türkiye’de öncelikli olarak tercih edilmedi. Hattâ uzunca bir süre adı yetkili isimler tarafından ağza bile alınmadı. Bunun sebebi sizce neydi? Coronavac’a ilk günden beri çok güvendiklerini söyleyen iktidar temsilcileri, sizce BioNTech Pfizer aşısına neden uzunca bir süre ”yok” muamelesi yaptı?
Birkaç sebebi olabilir. Birincisi fiyat, ikincisi yeterli tedarik sözü, üçüncüsü de -70 derecelik nakil zincirinin gerçekten zor olması.
Ayrıca henüz tüm aşılar için erken iken bu aşıyı son derece güvenilir ilân etmek de yanlış .
İnaktive virüs aşısı olan Coronavac’ta hangi yan etki ile karşılaşacağımızı az çok biliyoruz. Üzerinde yeterince çalışılmamış aşı yapacaksak ben de Coronavac tavsiye ederdim.
Vaka sayısı / hasta sayısı ayrımı, toplam vaka sayısının uzun bir süre açıklanmaması, aşı konusunda kafa karıştırıcı açıklamalar… Tüm bunlar, koronavirüs ile mücadeleyi sizce nasıl etkiledi?
İnsanların özellikle Haziran ayından itibaren tedbirleri gevşetmesi ile zincirin kırılmadan devam etmesine neden olduğu söylenebilir. Sağlık personellerinde ciddi bir öfkeye sebep olduğu söylenebilir. Kendi aramızda konuştuğumuz ”sadece bizim hastanede bu kadar adam öldü ise, diğer hastaneler ve şehirler çok başarılı demek ki” cümlelerine sebep oldu. Ayrıca inanın anormal yorulduk ve hepimiz depresyon ve anksiyete ile uğraşıyoruz. Bir de aşı için verilen tarihe uyulamaması çok ciddi hayal kırıklığı yaptı.
Çin aşısı ile ilgili endişelere katılıyor musunuz? Siz, bir doktor olarak üzerindeki şaibe bulutlarına rağmen bu aşıyı vurdurur musunuz?
Bulduğum aşıyı vurdururum. Zaman spekülasyon zamanı değil, sel önünden kaçıp canı kurtarma zamanı.
Bakan Koca, BioNtech/Pfizer aşısının yeni olan mRNA teknolojisi ile yapıldığını, Çin aşısının ise klasik yöntemle yapıldığı için daha güvenilir olduğunu söyledi birkaç kez. Siz de az önce bahsettiniz. Peki mRNA teknolojisi nedir, neden biri diğerinden daha güvenilir olarak yansıtılıyor?
Evet. Uzun dönem etkileri açısından bilinen yöntem her zaman riski daha az yöntemdir. İnaktive virüs aşıları yüzyıla yakın zamandır insanlığın hizmetindedir.
İngiltere’de korona virüsün mutasyon geçirdiğine dair açıklanan bilgisi uluslararası anlamda bir OHAL’e sebep oldu. Birçok ülke uçuşlarını durdurdu, sınırlarını mutasyon görülen ülkelere kapattı. Bu ülkelerden birisi de Türkiye idi. Bakan Koca ise konuyla ilgili olarak, mutasyonun Eylül’den beri gözüktüğünü belirterek “Son günlerde İngiltere gibi ülkeler kontrolsüz vaka artışlarını virüsün mutasyonuna bağlayarak açıklamaya çalışmaktadır” dedi. Sahiden de Bakan Koca’nın dediği gibi İngiltere bunu kendi iç siyasetinin aracı olarak mı kullandı, yoksa gerçekten ciddi bir tehlike söz konusu mu?
Bundan emin değilim. Mutasyon olayının da abartılarak insanların paniğe sürüklenmesini doğru bulmuyorum.
Artan bir bulaştırıcılık dışında, ne ağır vaka ne ölüm sayısında anlamlı bir yükseliş saptanmadı. Ayrıca mutant virüse karşı da aşı etkili.
Şahsi bir fikrimi söylemek istiyorum bu noktada; İngiltere salgının başından bu yana gerçekten çok kötü bir sınav verdi.
İnsanlık nefes aldığında salgının siyasi sonuçları da görülecek. Bizim ülke ve İngiltere bu etkilerin net görüleceği yerler arasında…