Diyarbakır’ı en son 9 Mart 2019’da ziyaret eden AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2,5 yıl sonra tekrardan bugün Diyarbakır’daydı.
Cuma namazını Ulu Cami’de kıldı, açılış töreninde halka seslenip, çözüm sürecine sahip çıktı, ‘Diyarbakır Anneleri’ni ziyaret etti, kendisi için düzenlenen eğlenceye katıldı.
Trafik felç oldu
Hava sıcaklığının 40 dereceyi bulduğu kentte Erdoğan’ın koruma ordusuyla şehre giriş yapması için birçok yol trafiğe kapandı. Yolların trafiğe kapanmasıyla uzun süre mağduriyet yaşayan yurttaşlar duruma tepki gösterdi.
Ekonomik sıkıntılar, bölgede baş gösteren hak ihlalleri ve işsizlikten şikayet eden Diyarbakırlılara Erdoğan’ın ziyaretini sorduk.
Murtaza Pursuk: “İnşallah halkımıza umut verici açıklamalarda bulunur. İnşallah açıklamaları insanlarımızı inandıracak düzeyde olur. Bize fabrikalar yapsın, insanlarımız gerçekten çok işsiz, inanılmaz bir iş ihtiyacı var, insanlar asgari ücretle geçinemiyor, ücretlerin daha yüksek olması gerekiyor”
Mehmet Emin Kaya: “Hem Diyarbakır, hem Türkiye için ekonomik şartların düzeltilmesi, demokrasinin ve insan haklarının daha gelişmesini bekliyoruz.
Kaya, “Erdoğan’a ne söylemek isterdiniz?” sorusuna “Cesaret edip konuşamazdım” diye cevap veriyor.
Erdoğan’ın “Diyarbakır halkını dinlemeye geldim” sözüne de atıfta bulunarak, “Türkiye feryat ediyor, biraz duysun. Fakirliği, ekonomik sıkıntıları, demokrasideki eksiklikleri, hukuk sistemindeki durumu duysun isteriz. Çünkü o bizim Cumhurbaşkanımız. O çözecek, o yapacak. Beklentilerimiz bunlardır” diyor.
Emre Güneş: “Gelmemesi benim için daha iyi olurdu gelişi ile beraber, şehrin trafiği olsun, esnafın iş yapma durumu olsun hepsi ortada. O yüzden ben çok gelmesine sıcak bakmıyorum”
Güneş’e Erdoğan’ın açıklamalarına atıfta bulunarak “Ne söylemek isterdiniz?” diye soruyoruz:
“Biz şuan buradayız ama bizi dinlemeye gelen kimseyi göremedik. Biz ya hayal görüyoruz ya da nerede konuştuğunu bile bilmiyoruz. Diyarbakır halkının neyini dinleyecek ki. Keşke burada olsa da yaşadığımız her şeyin aynısını yaşasaydı. Esnafın üç yıl boyunca ne yaşadığını, nasıl sıkıntılar yaşadığımızı bizzat yaşamasını isterdim. Yer değiştirmek isterdim onunla gerçekten. Kendisinin bir an önce o koltuktan kalkmasını isterim.”
Majin Oğur: “20 yıldır bizi dinliyor da ne oluyor. Bir şey olsaydı bu halde mi olurduk? Karşımda olsaydı korkardım. Tutuklamasınlar diye kendisine bir şey söylemezdim herhalde”
“Diyarbakır için ne yapmasını isterdiniz?” sorusu üzerine ise Oğur, “Gitsin” cevabını veriyor.
Mazlum Doğan Ergin: “Şu an sadece Diyarbakır için değil Türkiye geneli işsizlik oranı milyonları aştığı halde sırf insanların gözlerini bir çuval kömür ve bir makarna ile boyamayı doğru bulmuyorum. Diyarbakır gençlerine sahip çıkmasını, iş imkanlarının çoğaltılmasını, her şeyden önce kendi vatandaşından korkmaması gerekiyor. Cumhurbaşkanından bunları istiyoruz. Vatandaşından korkuyor. Şuan Cumhurbaşkanında sezdiğim budur. Bir Cumhurbaşkanı ülkesinde kendisini bu kadar korumaya alıyorsa, vatandaşından korkuyor demektir. Diyarbakır’daki tek bir vatandaşı, en küçüğünden en büyüğüne kadar kimseyi dinlediğine inanmıyorum. Sadece kendi söylediklerini dinletmeye çalışıyor. Şu an ülkenin gidişatı diktatörlüğe doğru gittiğini düşünüyorum.”
Mustafa Kemal Yılmaz: “Gelmesine hiçbir fayda yok. Diyarbakır’daki gençlik aşırı derecede işsizlikle boğuşuyor. İşsizlik almış başını gidiyor. Bu gençliği kurtaramazsan bu gençlik, uyuşturucuya, kumara, fuhuşa düşecek. Buradan Cumhurbaşkanımıza bir mesaj yollamak istiyorum. Lütfen ama lütfen din adı altında bir şehit evine gidip Kuran’ı açıp riyaya girme. Allah’ın en sevmediği şey riyadır. Eğer beni dinlemeye geldiyse lütfen bana bir iş imkanı sağlasın. Ben evliyim ve üç çocuk babasıyım ama hiçbir şekilde bir işim yok. Ben bu çocukları nasıl geçindireceğim? Asgari ücreti bir köşeye attım. İşim bile yok benim. Ben ne yapacağım yarın öbür gün? Şuan 36 yaşındayım yarın öbür gün mecbur illegal işlere karışmak zorunda kalacağım. Ondan sonra bana 15 yıl hapis cezası verecekler. Ben bunun altından nasıl kalkacağım? Bütün bunları bana İstanbul’dan da iletebilir. Bunu Diyarbakır’dan iletmesine gerek yok ki. Gelmesi nerden baksan ekonomiye zarar. Bütün bu sorunların çözümü kesinlikle başkanın düşmesidir. Onun dışında hiçbir şekilde sorun çözülmeyecektir. Allah’ım da şahittir. İki sezonda ona oy verdim, verdiğime de pişmanım. Helal etmiyorum.”