Serbestiyet:
“Bununla birlikte, arz yönlü arızi unsurlardan kaynaklı olarak politika faizinde yapılan aşağı yönlü düzeltme için yıl sonuna kadar sınırlı bir alan kaldığı kurul tarafından değerlendirilmiştir.”
Merkez Bankası’nın faiz kararının ardından yayımladığı açıklamasında yer alan bu cümlenin muhatabı piyasa mı, hükümet mi?”
Kerim Rota:
Merkez Bankası’nın bu cümlesindeki muhatap tamamen piyasa. Zaten hükümetin muhatap alındığını söylemek mümkün değil. Çünkü hükümet ve Merkez Bankası iç içe geçmiş durumda. Artık bu kararların Merkez Bankası’nın kurumsal aklıyla değil ağırlıklı olarak Cumhurbaşkanlığı tarafından verildiğini hepimiz biliyoruz.
Piyasaya şu mesaj veriliyor, “İki ay içerisinde 300 baz puanlık, yani yüzde 3’lük bir düşüş gerçekleştirdik. Buna ilaveten önümüzdeki iki ay boyunca sınırlı da olsa faiz düşüşüne devam edeceğiz.”
Burada şöyle bir ikilem var. Faiz düşüşüne niyetlenen bir Merkez Bankası’nın önce yüklü bir düşüş yaptıktan sonra düşüşün hızını yavaşlatması lazım. Ama görüyoruz ki geçen ay 100 baz puanlık düşüşten sonra bu ay 200 baz puanlık düşüş, bir yavaşlamayı değil hızlanmayı gösteriyor. “Sınırlı bir alan kaldı” açıklaması da önümüzdeki iki ay içerisinde 50 baz puanlık, 100 baz puanlık düşüşler yapılacağına işaret ediyor.
Bu ayki 200 baz puanlık düşüş, Merkez Bankası’nın veri setiyle ortaya çıkan bir karar değil. Çünkü enflasyon yükselme trendinde. Merkez Bankası kendi veri setine baksaydı 19,6 olan enflasyonun, akaryakıttaki ÖTV indirimi yapılmasaydı yüzde 22-23 bandına çıkmış olacağını görürdü. Yüzde 22-23 potansiyel bir enflasyon ortadayken, faizi yüzde 16’ya indirmesi gerçekçilikten kopulduğunu gösteriyor.
Merkez Bankası piyasaya şu mesajı veriyor, “Önümüzdeki aylarda faiz düşüşüne devam edeceğim. Şu anda sizleri daha fazla korkutmamak için bunun sınırlı bir şekilde olacağını söylüyorum ama saraydan gelecek talimatlara göre bu sınırlı alan daha da genişleyebilir.”