Amerikalı Oramiral Bruce Clingan 2012-2014 yılları arasında İtalya/Napoli’de görev yaptı. Burada ikili bir görevi vardı: Hem karargâhı Napoli’de bulunan NATO komutanlığının (JFC Naples) hem de ABD’nin Avrupa ve Afrika Donanmasının komutanı idi. Amerikan Deniz Kuvvetlerinde bulunan yedi oramiralden biri olduğuna göre, önemli bir askerdi.
Clingan (ve ailesi) Napoli’nin mutena muhitlerinden biri olan Posillipo tepesindeki bir villada ikamet ediyordu. Söz konusu konut, Villa Nike olarak biliniyordu.
Napoli körfezi, Vezüv dağı ve Capri adası manzaralı, bin yüz metrekarelik Villa Nike’nin mülkiyeti İtalya Savunma Bakanlığına aitti. Ancak villa 1950’den beri, 62 yıldır, kentte görev yapan en üst rütbeli Amerikalı askere tahsis edilmiş durumdaydı.
Derken, 2013 yazında ilginç bir şey oldu ve görev süresinin tam ortasında Oramiral Clingan bu meskeni apar topar boşaltma kararı aldı.
Bu karar için önce şu gerekçe ileri sürüldü: Villa artık epeyce eskimişti, elektrik tesisatı ve nem sorunları vardı, zemin kayması tehlikesinin olduğu da söyleniyordu.
Ancak çok geçmeden olayın aslı anlaşıldı.
O tarihlerde Amerikan Kongresi’ne (muhtemelen bir ordubozan tarafından) sunulan bir rapor, dünyanın dört bir yanında mesai mevhumu gözetmeksizin görev yapmakta olan ABD’li general ve amirallerin kaldıkları konutların bütçeye (vergi mükelleflerine) maliyetini konu ediyordu.
50 sayfayı aşan rapor hangi general/amiralin (ve ailesinin) nerede, nasıl, hangi maliyetle kaldığının rakam rakam dökümünü veriyordu. Clingan’ın konutu da dökümü verilen konutlar arasındaydı.
ABD Deniz Kuvvetleri, Kongre’ye sunulan bu raporun ardından, bu konutlarda halen oturmakta olanların görev süreleri bitene kadar oturmaya devam etmesine, ardından konutların tahliyesine karar verdi.
Görev süresinin bitimine daha bir yıl olan ancak risk almayı sevmeyen Clingan Paşa, bu rapordan haberdar olur olmaz, yukarıdaki gerekçeleri öne sürerek Villa Nike’ı boşaltma kararı aldı.
Clingan “madem işler sarpa sarmaya başladı, iyisi mi ben askerî bir mahalde kalayım, laf-söz olmasın” diye düşündü.
Aslında gayet doğru düşünmüştü.
Ancak, buraya kadar akçeli bir konut sorunu olan, ve aslında kişisel bir dahlinin de olmadığı bu mesele, o andan itibaren bambaşka bir soruna dönüşecekti.
Napoli’nin Gricignano isimli banliyosunda konuşlu, içinde yüzlerce lojmanın, büyük bir alışveriş merkezinin, bowling salonunun, futbol sahasının ve yüzme havuzunun bulunduğu askerî yerleşkedeki konutlardan birine geçmeye karar verdi Clingan.
Bu yerleşkede çeşitli tiplerde lojmanların yanı sıra beş adet de villa tipi müstakil konut bulunuyordu. Clingan, doğal olarak, bu villalardan birinde kalacaktı. Beş villadan dördü boş, biri dolu idi. Kalmak istediği villayı belirledi: Villa Capri.
Villa Capri bu beş villa içinde konum, manzara ve yapı bakımından, doğal olarak, en iyi olanıydı.
Ancak bir sorun vardı.
Clingan’ın seçtiği bu villa dolu idi; içinde bir albay (Scott Gray) ve ailesi ikamet etmekteydi.
Clingan “siz bu villayı boşaltın ve yan villaya geçin, burada ben kalacağım” dedi.
Sonuçta, koskoca oramiral, ABD’nin yedi oramiralinden biri, komutanı olduğu yerleşkede nerede kaldığını da seçebilmeliydi.
O villada ikamet etmekte olan albay konutu boşalttı.
Ama birkaç gün sonra bir şey oldu.
Amerikan ordusuna ilişkin bağımsız bilgi ve haber üreten Stars and Stripes isimli bir internet sitesi bu olayı objektif gözüken ama minik dokundurmalar yapmaktan geri durmayan bir dille haber yaptı.
Haberde, yukarıda aktardığım bilgiler veriliyor ve ardından şöyle deniliyordu:
“Her ne kadar Oramiral Clingan daha mütevazı bir konuta taşınmayı tercih etmiş olsa da onun bu kararı halen bu konutta oturmakta olan Albay Scott Gray’i, altı kişilik ailesini, bir köpeğini ve bir kedisini evsiz bıraktı.”
Aynı internet sitesi, Clingan’ın oturmayı seçtiği bir villanın tıpatıp benzerinin o sırada boş olduğunu hatırlatıyor “ama biliyorsunuz komutanlar istedikleri yerde oturabilirler” diyordu.
Villa Nike’ın yıllık bakım ve işletme giderinin 313 bin 500 dolar olduğu, Clingan’ın yeni konuta nakliye masrafının dört bin dolar olduğu, Villa Capri’nin yeni sahibine hazırlanması için 27 bin dolar harcandığı da Stars and Stripes’da yer alan bilgiler arasındaydı.
İnternet sitesinin bu açıklamaları dayandırdığı kişi ise, ABD Deniz Kuvvetlerinin Avrupa-Afrika-Güneybatı Asya Lojistik Destek Hizmetlerinden sorumlu albay Eric Gardner idi.
Villayı boşaltan albay Gray, boş olan diğer dört villadan birine geçmek yerine standart apart dairelerden birine geçmeyi tercih etti. Böylelikle daha sonra gelebilecek üst düzey başka komutanların yaşayabileceği muhtemel konut sorununu önlemiş oluyordu. Albay Gardner “Albay Scott’u bu davranışından dolayı alkışlıyoruz” diyordu Stars and Stripes’a yaptığı açıklamada.
Oramiral Clingan, bu görevinden sonra emekli edildi. Albay Gray birkaç yıl sonra terfi ederek tuğamiral oldu.
“Bütün bunlardan bize ne?” diyebilirsiniz; pek haksız da sayılmazsınız.
Benim aklıma bu olay, geçen hafta Libya’da Türk Silahlı Kuvvetlerinden bir grup uzman çavuş ile komutanları yarbay arasında yaşanan olaylar zinciri nedeniyle geldi.
Haberlere göre, komutanlarının kendilerine mobbing yaptığını ileri süren uzman çavuşlar, CİMER’e başvurmuştu. İddialarına göre, yarbay rütbesindeki komutanları kendilerini “Siz aldığınız parayı hak etmiyorsunuz, bu TSK ne generaller yedi, siz hiçbir şeysiniz. Beni istediğiniz yere şikâyet edebilirsiniz, dokuz sene Hukuk Şube’de çalıştım. Sizi meslekten atmam 5 dakika sürer” diyerek tehdit etmişti. Üsteğmen rütbesindeki bölük komutanının ise, “Size burayı dar etmezsem bu rütbeyi sökerim, size burada kan kusturacağım, sizi sahilde carettalar gibi süründüreceğim” dediği iddia ediliyordu.
Yine iddialara göre uzman çavuşlar, yarbayı şikâyet etmek için üstü olan albaya ulaşmaya çalışmışlar ancak bunu başaramamışlardı. Bunun üzerine CİMER’e başvurma yoluna gitmişlerdi. Komutanları hakkında soruşturma açılmasını bekleyen askerler aksi bir sonuçla karşılaştı. Hepsi Türkiye’ye gönderildi ve tümünün sözleşmeleri feshedildi. Hazırlanan idari tahkikat raporunda, askerler “işbirliği içerisinde CİMER’e şikâyette bulunmak, amirlerini sindirmeye yönelik tutum ve davranışlar sergilemek, birlik içinde disiplini bozmak ve askeri atmosferin oluşmasını engellemekle” suçlandı.
Olayı yorumlayan birçok emekli asker konuya “disiplin” çerçevesinden yaklaşarak uzman çavuşların sözleşmelerinin sonlandırılmasının doğru bir karar olduğunu savundular.
Oysa, tıpkı Clingan-Gray-Gardner üçgeninde gerçekleşen olaylar örgüsünde olduğu gibi “içeriden bilgi” yokluğu halinde aslının anlaşılması epey zor olan ve birbirinin üstüne katman katman binmiş olaylar ve sorunlar yumağı ile karşı karşıya olabiliriz burada da.
Hemen söylemeli ki Stars and Stripes’ın bizi Oramiral Clingan’dansa Albay Scott Gray’in tarafını tutmaya meylettiren diline rağmen, olayda bir bit yeniği olması da ihtimal dahilindeydi.
Nitekim, her ikisi de lojistik ağırlıklı bir kariyerden gelen ve muhtemelen tanışık olan albay Gray ve albay Gardner’ın bu olayda birbirlerini kolladıklarını, yine lojistik destek arkaplanından gelmeleri nedeniyle erişmelerinin görece kolay olduğu Stars and Stripes’ı da bu kollama işi için kullandıklarını tahmin etmek mümkün.
Ordular, sadece Türkiye’de değil başka birçok ülkede de “kapalı bir kutu” olmayı sürdürdükleri ve içinde olup bitenlerle ilgili bilgileri dışarıya ya hiç sızdırmadıkları ya da sızan bilgiler çok kontrollü olduğu için, çoğu zaman sadece tahminlerle yetinmek zorunda kalıyoruz.
Ancak şurası açık:
Ordu içindeki demokratik ve hukuksal denetim mekanizmalarının son yıllarda artan politizasyon nedeniyle iyice zayıflamış olmasının bir dizi sonucu oldu. Bunlardan biri, el çabukluğu ile bir disiplin sorunu suretine büründürülerek sonuca bağlanan ve üzeri kapatılan meselelerin aslında ne ölçüde disiplinle ilgili ve ne ölçüde politik, mali, yönetsel vb. sorunlar olduğunu öğrenmemizin giderek zorlaşması. Bir diğeri ise, bu politizasyonun hiyerarşik ilişkileri yıpratması ve hiyerarşi-dışı aidiyetlerin hiyerarşiyi parçalayan bir ordubozan haline gelmesi. Gerçek bir ordubozan!
Napoli körfezi, Vezüv dağı ve Capri adası manzaralı, bin yüz metrekarelik Villa Nike.