Birkaç yıldır süren gerilim, iki ülke arasında en büyük kriz sebebi Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili davanın Suudi Arabistan’a devredilmesinin ardından büyük oranda aşılmıştı. Ziyaret, davanın devredilmesinden üç hafta sonra gerçekleşiyor.
Uluslararası ajanslara ve yerel basına göre, Cumhurbaşkanlığı kaynakları, Erdoğan’ın ziyareti sırasında Veliaht Prens Muhammed bin Salmen’la da görüşeceğini söyledi.
İki liderin gündemindeki konuların başında ticari ve ekonomik işbirliği geliyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Suudi mevkidaşı Muhammed Al Jadaan ile online bir görüşme gerçekleştirdiğini; ekonomi, yatırım ve ticaret alanlarında işbirliğini artırmak için yapılabilecekleri görüştüklerini açıkladı.
Son dönemde iki ülke arasındaki gerilimin aşılmasının ardından, Suudi Arabistan’ın defakto şekilde yaklaşık üç buçuk yıldır uyguladığı boykot da büyük oranda ortadan kalkmıştı. İki ülke arasındaki ticaret, 2022’nin ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25 oranında arttı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’nin Suudi Arabistan’dan ithalatı 2022’nin ilk iki ayında 693 milyon 945 bin dolar olurken ihracat, 20 milyon 442 bin dolar seviyesinde kaldı.
Ancak Mart ayında ihracat 58 milyon dolara yükseldi ve ilk üç aylık ihracatı 78 milyon düzeyine çıkardı.
Geçen yılın ilk üç ayında Türkiye’nin Suudi Arabistan’a ihracatı 74 milyon 834 bin dolardı.
Geçen yılın ilk iki ayında ithalat ise 313 milyon 739 bin dolardı.
Yani ikili ticaret hacmini artıran asıl kalem, Türkiye’nin cari açığına aleyhte yansıyacak şekilde, neredeyse iki katına çıkan ithalat oldu.
İhracatta ise asıl sıçrama, Kaşıkçı davasının devrinin talep edildiği ve Ankara’dan olumlu açıklamaların geldiği Mart ayında görüldü.
2017-2022 arası Suudi Arabistan-Türkiye ilişkileri
Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki gerilim Muhammed bin Selman’ın veliaht prens olmasının ardından 2017’de başlamış; 2018’deki Kaşıkçı cinayetiyle birlikte neredeyse krize dönmüştü.
2017’de kriz Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır ve bazı Körfez ülkelerinin Katar’a uyguladığı ambargoyla başlamış; ambargonun kalkmasının şartlarından biri olarak Türkiye’nin Katar’daki askeri üssünün kaldırılması da gösterilmişti.
Ambargo uygulayan ülkeler aslında, “terör örgütü” olarak kabul ettikleri Müslüman Kardeşler örgütüne bu iki ülkenin yakınlığına tepki gösteriyordu. Ambargo boyunca Türkiye, Katar’a ciddi bir maddi ve lojistik destek verdi.
İkili ilişkilerde gerilim sürerken 2 Ekim 2018’de İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda öldürülen muhalif Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’ya ne olduğuyla ilgili bazı bilgiler Türk istihbaratı tarafından ele geçirilmiş; bu bilgiler Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla uluslararası basına sızdırılmıştı.
İlk günlerde cinayeti örtbas etmeye ve üzerini kapatmaya çalışan Muhammed bin Selman ve Suudi yönetimi, Türkiye’nin konuyu ısrarla gündemde tutması ve detayları tüm dünyayla paylaşması üzerine Ankara’ya yönelik tepkisini artırdı.
Suudi Arabistan, açıkça ve resmen ilan etmese de Türk ürünlerine boykot uygulamaya başladı. Boykot, üç buçuk seneye yakın sürdü.
Aynı süreçte Türkiye’de Merkez Bankası’nın faiz indirimleri yabancı yatırımların azalması ve ekonomi yönetimindeki sık isim değişiklikleriyle birlikte ekonomik sorunlar iyiden iyiye arttı. Türk Lirası rekor oranlarda değer kaybetti.
Hem ekonomik sorunların hem de diplomatik krizlerin çözümü için Türkiye, 2020’den itibaren bölge ülkeleriyle adım atmaya başladı.
2021 başında Riyad da Katar’a uyguladığı ambargoyu şartsız olarak kaldırdı. Türkiye, Mısır’la yakınlaşmanın bir sonucu olarak ülkedeki Müslüman Kardeşler üyelerine de bazı kısıtlamalar getirdi. Böylece BAE ve Suudi Arabistan ile yakınlaşmak için de adım atılabilecekti.
BAE ile yakınlaşma 2021 sonunda sağlandı, iki ülke arasında üst düzey ziyaretler gerçekleşti. Ancak Riyad ile normalleşme beklendiği kadar kolay olmadı.
Türkiye’de devam eden Cemal Kaşıkçı davası, Muhammed bin Selman için hâlâ yakınlaşmanın önünde engeldi.
Riyad, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkeye yapmayı planladığı ziyarete bir süre olumlu yanıt vermedi. Bu arada Covid-19 pandemisi nedeniyle hac ziyaretleri için kırmızı listeye aldığı dört ülke arasında Türkiye de vardı.
Cinayetle ilgili Suudi Arabistan’da görülen ve 11 sanığın yargılandığı dava Aralık 2019’da sonuçlandı; beş kişiye idam cezası verilirken üç kişi toplam 24 yıl ceza aldı.
Üç kişi ise suçsuz bulundu. Mayıs 2020’de, Muhammed bin Selman’ın da cinayetten sonra Kraliyet Sarayı’na çağırarak görüştüğü Kaşıkçı’nın ailesi, idam cezası verilen hükümlüleri resmen affettiğini açıkladı. Bunun üzerine dosya yeniden açıldı ve aynı yılın Eylül ayında beş kişinin cezası 20’şer yıl hapis cezasına dönüştü.
Türkiye’de ise 26 sanıklı dava sürüyordu. Ancak davanın tüm sanıkları yurt dışında olduğu için ifadeler alınmadığı gibi suçlu bulunmaları halinde cezaların uygulanması da pek olası görünmüyordu. Ancak cinayeti dünyaya duyuran ve Muhammed bin Selman’ın cinayetten sorumlu olduğunu Birleşmiş Milletler ve CIA raporlarına girmesini sağlayan Türkiye’deki bu davanın sembolik önemi büyüktü.
Cemal Kaşıkçı cinayeti davasının Suudi Arabistan’a devredilmesi kararına itiraz edildi
Cumhurbaşkanı Erdoğan 4,5 yıl sonra ilk kez Suudi Arabistan’ı ziyaret edecek
Cemal Kaşıkçı cinayetiyle bağlantılı olduğu iddiasıyla Fransa’da gözaltına alınan Suudi şüpheli serbest bırakıldı
24 Şubat’ta Rusya’nın Ukrayna’ya savaş başlatması, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de petrol ve doğal gaz fiyatlarıyla birlikte gıda maddelerinin de ücretlerini artırdı.
Zaten kırılgan bir ekonomiye sahip olan Türkiye’de enflasyon daha da arttı.
Aynı sıralarda Suudi Arabistan, Türkiye’den Cemal Kaşıkçı davasını kendi yargısına devretmesini talep etti.
Talep, 7 Nisan’da Türkiye Adalet Bakanlığı’nın da onayıyla kabul edildi. Dava Suudi Arabistan’a devredildi. Suudi Arabistan’da yargılama halihazırda bitmiş olduğu için yeniden açılıp açılmayacağı belirsiz ancak pek olası görünmüyor.
İki ülke arasında büyük krize yol açan Kaşıkçı davasının devredilmesinin hemen ardından Suudi Arabistan, Türkiye’yi kırmızı listeden çıkardı ve Hac için Türkiye’den 37 bin 770 hacı adayının kabul edileceğini açıkladı.
Erdoğan’ın ilk olarak Ocak ayında, Şubat’ta gerçekleştireceğini açıkladığı ziyaret de bu tarihten sonra kesinleşti.
Kaynak: BBC Türkçe