Sarallar soruşturması kapsamında ifadeye çağrılan eski Beşiktaşlı futbolcu Sinan Engin’in 2004’te Alaattin Çakıcı ve yakınlarının vize alarak yurtdışına kaçmalarını sağladığı ortaya çıkmıştı.
Emniyet’in yürüttüğü soruşturmada Çakıcı ve yakınları Ali, Gönül, Aytuğ ve Fahrettin Çakıcı’nın Beşiktaş Spor Kulübü antetli ve imzalı belgelerle vize aldıkları tespit edilmişti.
O dönem Beşiktaş futbol takımının genel menajerliğini yapan Engin’in Çakıcı ve yakınlarıyla yaptığı telefon görüşmeleri de dosyaya girmişti. Engin’in Çakıcı ile 18, kardeşi Gencay Çakıcı ve yeğeni Adem Çakıcı ile de 62 telefon görüşmesi yaptığı tespit edilmişti.
Şifreli telefon konuşmalarında, Çakıcı’nın yurtdışına gidiş nedeni ‘futbolcu seçmek’, vize için gereken belge ve fotoğraflar da “krampon” ve “forma” olarak geçiyordu.
Engin’in Çakıcı ve yakınlarıyla yaptığı görüşmelerin bir kısmının çözümleri basında yer bulmuştu.
Çakıcı’nın kardeşi: “Abimin futbolcu bakmaya gitmesi gerekiyor”
3 Mayıs 2004 günü yurtdışına kaçan Alaattin Çakıcı’nın kardeşi Gencay Çakıcı, Nisan ayının ilk günlerinde Engin’e abisinin yurtdışına kaçacağının sinyallerini veriyordu:
Gencay Çakıcı: “Abimin konuştuğunuz gibi futbolcu bakmaya gitmesi gerekiyor. Transfere ihtiyaç var, biliyorsun. Çabuk ol, Sinan.”
Sinan Engin: “Elimden geleni yapacağım. Abime canım feda. O en iyisini bilir. Ben halledeceğim. Eskisi gibi, aynı şekilde. Hı, hı tamam. Gider beğenir futbolcu.”
Çakıcı: “Hâlâ halledemedin”
Nisan ayının ilk haftasında Sinan Engin ile Alaattin Çakıcı görüşüyor:
Alaattin Çakıcı: “Oğlum ne oluyor. Sen yavaşlamışsın. Hâlâ halledemedin işleri.”
Sinan Engin: “Abi, biliyorsun senin için yapmayacağım şey yok. Eskisi kadar kolay olmuyor bu işler. Sen sıkma canını.”
Engin: “Vallahi bir daha yapmayacağım”
Bu görüşmeden üç gün sonra Sinan Engin ile Gencay Çakıcı konuşuyor:
Sinan Engin: “Vallahi abi bir daha yapmayacağım. Bu son olacak. Abimin hatırı var. Yoksa… İnan bunaldım.”
Gencay Çakıcı: “Biliyoruz, biliyoruz. Sıkma canını. Allah’a emanet ol koçum.”
Çakıcı: “Beşiktaş’a iyi futbolcular al”
Alaattin Çakıcı, yurtdışındaki Sinan Engin’i arıyor:
Sinan Engin: “Abi Macaristan’dayım. Brezilya’nın maçını seyrediyorum. Tamam o işle ilgileniyorum. Formalar ve kramponlar eksik.”
Alaattin Çakıcı: “Tamam. Sinan iyi bak kendine Beşiktaş’a iyi futbolcular al.”
Engin: “Formalar ve kramponlar eksik”
Çakıcı’nın yeğeni Adem Çakıcı, yurt dışından dönen Sinan Engin’i kaçıştan bir hafta önce arayıp eksikleri soruyor:
Sinan Engin: “Formalar ve kramponlar eksik. Dediğim şeyleri yapmamışsınız ki. Az kaldı. Geçen Gencay’a da söylemiştim. Sen şimdi gidip, o eksik kramponları al. Daha önce getirdiğin yere götür. O işler hallolsun ki… İbrahim Arı’nın futbolcu bakmaya gitmesine bir şey kalmadı.”
Adem Çakıcı: “Tamam tamam. Hallediyorum onları. Seni de görmem lazım. Yüz yüze bir şey konuşmamız lazım.”
Çakıcı: “Baba Sinan nasılsın”
Alaattin Çakıcı ile Sinan Engin arasındaki son telefon görüşmesi 3 Mayıs günü (Çakıcı’nın kaçtığı gün) yapılıyor:
Alaattin Çakıcı: “Baba Sinan. Nasılsın?”
Sinan Engin: “Estağfurullah abi ne haddimize. İyi misiniz abi. Vallahi özledik sizi. Gencay’la Adem’le görüştük bu hafta.”
Alaattin Çakıcı: “Biliyorum, biliyorum. Seni gözlerinden öpüyorum. Baba Sinan.”
Çakıcı: “Şampiyonlukta hiç mi payımız yok”
Emniyet’in tespit ettiği telefon kayıtlarında, bu görüşmelerden bir yıl önce 2002-2003 sezonunu Beşiktaş’ın şampiyon olarak tamamlamasının hemen ardından yapılan bir görüşme de dikkat çekmişti.
Alaattin Çakıcı, Beşiktaş’ın şampiyonluk kutlamalarının arkadaşının gece kulübünde yapılmaması üzerine Sinan Engin’i telefonla arıyor ve aralarında şu görüşme gerçekleşiyor:
Alaattin Çakıcı: “Sinan ufak bir şey istiyoruz onu da halledemiyorsun. Oğlum, şampiyonlukta hiç mi payımız yok? O kadar olay oldu. Bir Allah’ın kulu açıp ağzını size bir şey söyleyebildi mi? Kızdırıyorsunuz beni.”
Sinan Engin: “Şey abi, tamam tamam… Abi, öyle değil başka bir şey oldu. Biliyorsun. Telafi ederiz abi. Kızma.”
Zaman aşımından cezasızlık
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen, Çakıcı’nın yargılandığı 25 sanıklı çete davasının sanıklarından olan Engin, 2010’da sonuçlanan davada zaman aşımı nedeniyle ceza almamıştı.
“Sahte özel evrak tanzim etmek” ve “çıkar amaçlı suç örgütüne yardım ve yataklık etmek” suçlamaları yöneltilen Engin, mahkemede “Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün yan kuruluşu olan ‘Travel’ şirketine sürekli pasaportlar gittiğini, bir maç için İngiltere’ye gidecek taraftarların pasaportlarının da vize alınması için buraya gönderildiğini” söylemişti.
“Çakıcı beni kardeşi gibi sever”
Alaattin Çakıcı’yı çocukluğundan beri tanıdığını söyleyen Engin savunmasında şunları söylemişti:
“Onun konumu ayrı, benim konumum ayrıdır. Ben futbol adamıyım. Alaattin Çakıcı beni kardeş gibi sever. Çakıcı ile Türkiye’den ayrılmadan tahminen bir buçuk ay önce görüşmüştük. Benim böyle bir şeye girmem için son derece deli olmam lazım. Mesleğimin en üst konumundaydım. Şimdi bunların hepsini kaybetmiş durumdayım.
“Bu ülkenin milli formasını giymiş bir insanım”
“Hayatım boyunca hiç suç işlemedim. Beşiktaş’ın kongresi vardı. Beşiktaş camiasında önümü kesmek isteyen insanlar bu işi büyüttüler. Günlerce konu medyada yazıldı. Bu ülkenin milli formasını giymiş bir insanım. Bunların hiçbirisini hak etmedim”
“Çarşı Sinan Engin’e karşı: 2004’ün hesabını ver”
Engin, telefon görüşmelerinin yayımlanmasından kısa bir süre önce, dönemin Beşiktaş Kulübü Başkanı Serdar Bilgili’nin istifası üzerine Beşiktaş’taki görevini bıraktığını açıklamıştı.
2007’de Yıldırım Demirören’in Beşiktaş Başkanı olduğu dönemde tekrar Beşiktaş futbol takımının genel menajerliğine getirilen Engin, Beşiktaş taraftar grubu Çarşı’nın sert tepkisiyle karşılaşmıştı.
Engin’in göreve gelmesinden sonraki ilk Beşiktaş maçı olan 11 Ağustos 2007’deki Beşiktaş-Konyaspor maçında Çarşı grubu “Çarşı Sinan Engin’e karşı”, “Mafya babalarının değil baba Hakkı’nın Beşiktaş’ı”, “Ya 2004 hesabını ver, ya da huzur ver”, “Eksik olsun imparatorlar eksik olsun krallar” yazılı pankartlar açmıştı.
Başkan Demirören’i istifaya çağıran taraftarlar “Sinan’ı da al git” tezahüratları yapmıştı.
Engin maç sonrası Çarşı’nın pankartları için “Yıldırım Demirören ve ekibine karşı olanlar, düzeni bozmaya çalışıyor” demişti.