Berat Özipek
Bizi kırılgan kılan halimiz
Ankara Katliamı, sadece yaklaşan seçimleri hedeflemenin ötesinde, yeni bir karanlık dönemin yollarını döşemenin ihtiyaç duyduğu dehşeti de ifade ediyor olabilir. Tıpkı yakın tarihimizdeki başka bazı felaketler gibi.
Ankara katliamı, sorumluluk ve sorumsuzluk
Aslında bu defa siyasetçiler önceki bazı terör olaylarıyla kıyaslandığında çok da kötü bir sınav vermediler denebilir. (...) Biri hariç: HDP lideri Selahattin Demirtaş. Siyasetçiler arasında en sorumsuz açıklama onunkiydi. Daha hiçbir şey belli değilken, o acının ortasında provokatif dille şov yaptı.
Vicdan çağrısı ne zaman propaganda olur?
PKK’ya “sen cinayet işliyorsun” diyemeden veya ondan gelen ihlalleri görmeden yapılan vicdan çağrısı propagandadır.
İfade özgürlüğü adaletsiz ifadeyi de kapsar
Nokta dergisi basıldı ve derginin son sayısı toplatıldı. 'Cumhurbaşkanına hakaret', medyada iddia edildiği gibi derginin kapağından ibaretse, bu durumda toplatma kararı bir ifade ve basın hürriyeti ihlalidir.
Hükümetin gündeminde bilgilendirme var mı?
Etnik bir gerilim ve sıcak çatışmanın yaşandığı bir ülkede bilgi kirliliği doğrudan bir iç barış ve güvenlik meselesidir. Gerekirse 7/24 dezenformasyona karşı doğru bilgi aktarmalı, bunu çok sayıda kanalla yapmalıdır.
Sığınmacılara karşı Avrupa’nın en ırkçı ve ayrımcı partisi hangisi?
Sığınmacılara karşı Avrupa’da en mide bulandırıcı söylem ve tutum, hangi ırkçı ve ayrımcı partiden geliyor? Belki de cevabı çok uzakta aramaya gerek yoktur...
Illusion and reality
Currently this country happens to be inhabited by media, academics and politicians that are ready and willing to embrace the devil itself at the drop of the single word “AKP.” Throughout the Solution Process, they worked very hard at getting the PKK to violate the truce, and now that it has happened they are working equally hard at finding excuses for it.
İllüzyon ve gerçek
Bugün “AKP”dense şeytanı bile desteklemeye hazır bir medya, akademi ve siyaset unsurları var bu ülkede. Çözüm Sürecinde PKK’nın ateşkesi bozması için çok uğraştılar; şimdi de bunun mazeretini oluşturmaya çalışıyorlar
What comes next?
And only when this death-lust has drunk enough blood to its satisfaction, and slowly pulls back to digest all the innocent lives that it has usurped, that in the midst of all the ruins once more it becomes time to talk and to take steps toward a solution.
Sonra ne olur?
Ve ölüm içgüdüsü kana doyduğunda, sayısız masum insanın çalınmış hayatını hazmetmek için ağır ağır kenara çekildiğinde, enkazın üzerinde yeniden söze ve çözüm adımlarına sıra gelir.
A “New Life” aside; if only you had been able to defend “life” pure and simple
Clearly, there is a whole crowd of journalists and academics in this country who are ready and willing to say that “this is where the AKP’s policies have brought us” regardless of what the PKK may do or have done. The best among them can only bring themselves to assert that “the PKK has fallen into a trap set by the AKP in once more resorting to violence.”
“Yeni yaşam”dan geçtik sadece “yaşam”ı savunsaydınız
PKK her ne yaparsa yapsın “AKP politikalarının bizi getirdiği nokta burası” demeye hazır bir gazeteci, akademisyen tayfası var bu ülkede. En iyileri “PKK’nın AKP’nin tuzağına düşüp şiddete başladığını” söylüyor.
Savaşı gerçekten durdurmak için
Yeniden kanlı bir dönemin eşiğinde duruyoruz ve her kesimden sağduyulu olanların iradesi galip gelmezse, yeniden ölümlerin, yargısız infazların ve her çeşit insan hakları ihlallerinin işleneceği bir cehennemi dönemin kapısı açılacak.
Üslup sorunundan ötesi
Ak Parti Hükümeti, Kobanê’nin Kürtler için ifade ettiği sembolik değeri anlamadı. Suriye kentleri Esad veya IŞİD eliyle çok daha büyük yıkımlara sahne olmuştu. Mültecilerin alınması, onların bakımı, yaralı savaşçıların tedavisi, lojistik destek için sınırın açılması ve savaşmak isteyenlerin geçişine göz yumulması yeterliydi.
HDP alkışlanırken…
Selahattin Demirtaş seçim sürecinde performansı en başarılı liderdi. Onun “bağlamadan başka bir şey çalmam” türünden esprili çıkışları Doğan ve Cemaat medyalarında geniş yer buldu. Ona ve partisine hiç olmadığı kadar geniş bir alan açıldı.
Tüm dershaneler sizin olsa ne olur?
Bu saatten sonra tüm dershaneler sizin olsa ne olur? “Değirmen gitmiş şakşağını arıyor” derler, yıkıntıların içinden üç beş parçayı kurtarsanız ne olur? Siz bu ülkenin yükselen gücüydünüz. Çevre’den, alt ve orta sınıflardan gelen en dinamik gruptunuz. Onu kaybettiniz.
İllüzyona kapılanlar ve kapılmayanlar
Bu makuliyet kaybı devam ederse, biz daha çok illüzyona kapılırız; “yüzde 60 blok” türü absürt tartışmalarla, “CHP-MHP-HDP beraberliği” türünden irrasyonel projelerin sokacağı çıkmaz sokaklarda daha çok oyalanırız.
What is it that Hakan Albayrak is trying to do?
Watching the treatment that he has been getting for uttering what he believes to be true, it is dawning on me that while many of his friends, confronted with “life’s realities,” have learned to “conform,” this is something that Hakan hasn’t managed to learn. The kid inside him has yet to grow up. All the better.
Hakan Albayrak ne yapmaya çalışıyor?
Doğru bildiğini söylediği için maruz kaldığı muameleyi görünce anladım ki, pek çok arkadaşı “hayatın realitesi”yle tanışıp “uyumlu” olmayı öğrenmişken, Hakan hala öğrenememiş. Onun içindeki çocuk hala büyümemiş. İyi ki büyümemiş.
Koalisyon ile erken seçim arasında
Koalisyon için uyumlu olanların isteksiz, uyumsuz ama istekli olanlarınsa sayısal olarak yetersiz oldukları bir ortamda en iyisi bir seçim koalisyonu olabilir.
Bu kez fidanı budatmamak için
Seçim sonuçlarıyla ortaya çıkan tablo, bir yandan kendine çeki düzen verme ve yenilenme imkanını, diğer yandan ise doksanlardaki gibi bir alacakaranlık kuşağına sürüklenme ihtimalini ima ediyor.
‘Bir kuş bir balığa…’
Şu an öfkeyle hareket edenlerin göremediği gerçek var: Tepkiden hareketle kurulan bir siyasi beraberlikten yapıcı bir hükümet çıkmaz. Özellikle de bu kadar birbirine benzemez güçten. Damdaki Kemancı’da söylendiği gibi, “bir kuş bir balığa aşık olabilir, ama bunlar yuvalarını nereye kurabilir?”
Aynanın parçalarını birleştirmek
Tozpembe, güllük gülistanlık bir Türkiye tablosu çizenler de, olağanüstü kötü, karanlık bir Türkiye tablosu çizenler de, çoğu kez aynı hataya düşüyorlar: Ellerindeki parçaya bakıyorlar ve hakikatin ondan ibaret olduğunu zannediyorlar.
HDP’yi neden şimdi seviyorlar?
Eski egemenler için tehdit kenar mahalleler: Siyaseten “merkez”e geldikleri yetmiyormuş gibi, yerleşecek gibi de duruyorlar.
Bir tercihin siyasi rasyonalitesi
Kürt Barışında kilit siyasi aktör HDP’den çok Ak Parti’dir. “İktidarda kim varsa onunla görüşürüz” diyorlar. Doğru, görüşürsünüz, ama Ak Parti’nin çoktan aştığı sınırın tekrar gerisine gidip “anayasal vatandaşlığı” ve “anadilde eğitim”i tekrar baştan konuşursunuz.
Şeyho Dayı hâlâ siyah giyiyor
Seksen Darbesinin sayısız kurbanlarından biri, 77 yaşındaki güleç yüzlü Şexo Dayı. 1981’de içeri alınmış, işkence görmüş, yok yere 42 ay hapis yatmış.
Hayal tacirlerine karşı iktisada giriş
CHP’nin, MHP’nin ve HDP’nin asgari ücretle ilgili önerilerinin 1.500-2.000 civarında olması, 5.000 lira diyen Haydar Baş’tan niteliksel olarak farklı bir vaatte bulundukları anlamına gelmiyor. İktisadi rasyonaliteden bağımsız fiyat belirlemede ortaklaşıyorlar; sadece birininki fazlasıyla uçuk görünüyor, o kadar…
Dildar Nine kime oy verecek?
Her kesimden seçmenin, seçim vaatlerinin ötesini görmesini mümkün kılan bir tecrübe birikimi ve bir hafızası vardır. Ve verilecek oyu, sözlerden çok o belirler.
Yeni anayasayı kimler yapacak?
İlk defa beraberce bir sivil anayasa yapımı söz konusu olduğunda Meclis’te dört siyasi parti bir araya gelip kendi anayasa önerilerini ortaya koyduklarında, ak ile kara herkesin önüne döküldü.
‘Alkışlarla yaşıyorum’
CHP “değişeceğim” dediğinde peşinen mâhkum edenlerden değildim. Hemen inandığımdan değil. Onun değişmeye çalışmasının, hatta çalışıyor gibi yapmasının, sonuçları bakımından demokrasi için faydalı olacağını düşündüğümden.