Oral Çalışlar
Uzlaşma zamanı
“İstanbul’u kazanmak Türkiye’yi kazanmaktır” deyişi, şimdi Ekrem İmamoğlu adlı bir genç başkanla hayata geçecek. İmamoğlu, yeni döneme özgü bir siyasetçi. Görebildiğimiz kadarıyla, insanlarla eşit iletişim kurabilen, uzlaşmayı bilen, mantıklı, gösterişsiz, hakkını arayan, işini yapan, kürsülerden nutuk atmaya değil hayatın içinde olmaya, kente değer katmaya önem veren bir siyasi profil çiziyor.
Avrupa 31 Mart’ı merak ediyor
AB, Türkiye ile ilişkilerini nasıl yürüteceğini tam olarak netleştirmiş değil. Oylama sonucundan da görülebildiği gibi, AB Parlamentosu’nun yarısına yakını, Kati Piri'nin raporundaki sert çıkışa yakın durmuyor. 'Başka bir dil ve yaklaşım bulmalıyız' diyen güçlü bir eğilimin olduğunu söyleyebiliriz.
Mersin Borsa Başkanı da pasaport mağduru
En vahim tarafı, bu sıkıntılı durumu yurtdışındaki muhataplarımıza anlatamıyorum. Yüz binlerce vatandaşımızı mağdur eden bu haksız ve hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayan uygulamanın sona erdirilmesi için gerekli desteği vereceğinizden eminiz.
Konya’dan sokak izlenimleri
Konya’da güneşli bir gün. Tarih dolu bir kent Konya. Alaattin Tepesi'nin karşısında İnce Minare Medresesi önünde bir fotoğraf çektirmek istiyorum. Güleç yüzlü tanıdık bakışlı...
Kılıçdaroğlu’nun “idam” gafı
Bu, bana, geçmişte yapılan benzer tartışma ve gafları hatırlattı. CHP yöneticileri, iktidar partisine, uzun yıllar boyunca, "Haydi kaldır bakalım dokunulmazlıkları" çağrısında bulundu. Oysa, milletvekili dokunulmazlığı, dünya çapında demokrasi deneyiminin gereği olarak oturmuş evrensel bir ilke.
Terörün dini imanı yoktur…
“İslami terör” tanımı gibi, “Haçlı terörü” deyimi de anlamsız. Bu tür tanımların kimseye yararı yok. Yeni Zelanda katliamının gerçekleştiği gece, Paris’te, Eyfel Kulesi’nin ışıkları söndürülmüştü. Dünyanın dört bir yanında, bu vahşi katliam, değişik inançlardan milyonlarca insan tarafından lanetlendi.
El konulan bir pasaportun hikayesi
Hacı Orman sinemacı. Değişik ödüller kazanmış gayretli, yaratıcı bir yönetmen. Ondan bir mektup aldım. Şaşırdım kaldım. Mektubu paylaşıyorum. Oral Abi merhaba,(...)Belki biliyorsun, “Körleşme” adlı filmi...
Beril Dedeoğlu’yla vedalaşırken
Onun en önemli hedeflerinden birisi, AB üyeliğiydi. Türkiye’nin temel sorunlarının çözümünde, demokratikleşme ve ekonomik refah konusunda AB’nin etkisini ve rolünü iyi bilenlerdendi. Bir uluslararası ilişkiler uzmanı olarak AB üyeliği çalışmalarına katıldı, bu fikrin olgunlaşması için çaba sarf etti.
Binali Yıldırım: “Etnik kimliğinizle gurur duyun”
HDP’li seçmenin gönlünü kazanmanın önemi, her geçen gün daha fazla hissediliyor. Dışlayıcı dil, Kürt seçmenleri kazanmayı hedefleyen sözcüklere bürünmeye başladı.
Kadınların İstiklal’e yürüyüşü
Siyasi tartışmayı kutsal konular üzerinden yapmak risklidir, tehlikelidir. Geçmişte de bu tür şayialarla kitleler yanıltıldı. Bir seçim ortamındayız. Bu tür konuları siyasi malzeme, spekülasyon malzemesi olmaktan çıkarmalıyız.
FETÖ firarisinin iddialarıyla
Eldeki delillerin, belgelerin ne olduğunu merak edip bakarsanız, “İki yıldır bunun için mi Osman Kavala’yı hapiste tuttunuz?" dışında söyleyecek söz bulamazsınız.
Sorun da, çözüm de hayat tarzında düğümleniyor
AK Parti, değişik badireleri atlattı, engelleri aştı. Daha önce AK Parti’ye oy vermiş dostum, “O zaman önemli işler yaptılar. Türkiye’nin önünü açacak değişikliklere imza attılar. Benim ölçüm yargının bağımsızlığı, fikir ve basın özgürlüğü. Yasakçılığı hiçbir gerekçeyle kabul edemem” diyor.
Alper Taş’a saçma suçlama
CHP’nin Beyoğlu belediye başkan adayı Alper Taş için, bazı gazeteler, “PKK’lı Alper Taş” diye başlayan yayınlar yapıyor. Alper Taş, CHP’den aday gösterilmeden önce, ÖDP...
Araştırma şirketleri ve anketler…
Araştırmacılığı yok eden, anketçilerin elini ayağını bağlayan bir ortam da oluşturmamak gerek. İktidar çevrelerinin, bu kez de araştırma şirketlerini hedef alması, birçok açıdan ilgi çekici.
Oscar gecesinin sürprizi: John Lewis
John Lewis, kazananı açıklamadan önce 1960'ların ABD’sindeki ırkçı baskıları konu alan Oscar adayı “Green Book” filmine göndermede bulunarak, “Bunları aynen yaşadık. O olayların yaşandığı günlerin tanığıyım. Ulusumuz o yıllarda çok acılar çekti. Alabama’da ‘Kanlı Pazar’daki 13 Özgürlük Yolcusu’ndan birisi de bendim."
Sebze fiyatındaki kargaşa…
Yenişafak yazarı dostum Kemal Öztürk, etraflı bir araştırma yaparak, sebze fiyatlarındaki yükselişi analiz eden iki yazı yazdı. Market sahipleri, komisyoncular, kabzımallar, ekonomistler ve üreticilerle konuştu....
Hikmet Çetinkaya, Aydın Engin, Musa Kart
Cumhuriyet yazarlarını hele Çetinkaya’yı “FETÖ’ye bilerek yardım etmekle suçlamak” şaka gibi. Tabii işin şakası yok. Kararın da şakası yok. Yıllarca birlikte çalıştığım meslektaşlarım hapse girecekler. Hem de FETÖ’ye bilerek yardım etmek gibi anlamsız bir suçlamayla.
Kılıçdaroğlu başarılı mı, başarısız mı?
Kılıçdaroğlu'nun seçim dönemi boyunca izlediği ittifak çizgisinin şu anda geldiği nokta önemli. Onca kargaşaya, parti içindeki sert tepkilere rağmen, Kılıçdaroğlu, aday göstermek istediği isimleri, büyük ölçüde, partinin üst yönetimi olan Parti Meclisi'ne kabul ettirebildi. Evet zor oldu, kaotik bir görüntü ortaya çıktı, ancak CHP'de aday belirleme süreçleri, hep sancılı olmuştur.
Yerel seçimler hesaplaşmaya dönüşürken
İktidar sözcülerinin propaganda amacıyla sürekli vurguladığı gibi, “Muhalefet başkanlık sistemini sorgulayacak” üzerinde yoğunlaşılırsa, farklı bir sonuç çıkması halinde siyasette işler karışabilir. Yani seçmeni “tehlikenin farkında mısınız?” havası yaratılarak kazanma hesabı beklenenden ters sonuçlar verebilir.
Nihat Zeybekci’nin şarap çıkışı…
Asıl önemli nokta, içkiye bir iktidar partisi temsilcisi olarak "ideolojik" yaklaşmaması. Umarız, Zeybekci'nin yaklaşımı, yasakçılıktan uzaklaşmak açısından, bütün belediyelere örnek olur.
Theresa May AB kapısında
Milliyetçi solcu da, milliyetçi muhafazakar da, Avrupa Birliği'nin adı geçtiğinde, rahatsızlık hisseder. İngiltere'de iktidar partisi olan Muhafazakar Parti'nin kışkırtmasıyla, İngilizlerin yarıdan çoğu, Avrupa Birliği'nden çıkma yönünde oy kullandı. Ama pişman oldular.
Tunç Soyer: “Türkiye İzmir’den değişecek…”
Demokrasiyle yönetilen bir şehir, insanların hayatını kolaylaştıran, güzelleştiren sonuçlar doğuruyor. Demokrasiyi yerelde hayata geçirmek istiyorum. Kentin doğası en büyük zenginliğidir. Kökleri, gelenekleri, lezzetleri, yaşam tarzı çok iyi korunmalıdır ki, gelecek onun üzerine inşaa edilebilsin. İzmir'in doğası korunuyor.
Zeybekçi’nin İzmir projeleri
İki gündür İzmir’deyiz. Şehrin genel havasını anlamaya, rüzgarın nasıl estiğini kavramaya çalışıyoruz. “Hayat tarzıma dokunma”, “Kaleyi ele geçiremezsin” üzerinden gelişen polemiğin yarattığı refleksle İzmir, CHP’nin ve seküler hayat tarzının simgesi konumuna gelmiş. AK Parti, işte böylesine zorlu bir seçmen karşısında, İzmir’i kazanabilmenin yollarını arıyor. Zeybekçi gibi etkin bir siyasi figürle sahneye çıkmasının nedeni de işte bu zorluğu aşabilmek.
Son bir yılda değişen eğilimler
En önemli sorun olarak işsizlik görünüyor. Geçen yıl yüzde 17'nin en büyük sorun olarak gördüğü işsizlik bu yıl yüzde 26.9'a fırlamış. FETÖ tehdidi algısı yüzde 18.1’den yüzde 16.2’ye düşmüş. Terör yüzde 29’dan yüzde 13.8’e gerilemiş. Mültecilere olumsuz yaklaşım, yüzde 2.9’dan yüzde 3.5’a çıkmış.
Mağdur ya da mağrur…
İktidar partisinin "mağduriyet" dönemi bitti. Daha özgür ve daha demokratik Türkiye'ye doğru ilerleme iddiasıyla yapılan siyasetin tıkandığını söyleyen, "metal yorgunluğu" saptamaları yapan partililerin sayısı artıyor. "Asıl statükocu iktidar oldu" yönündeki muhalefet eleştileri çoğalıyor.
Terörist’likten seçmenliğe terfi
CHP’nin HDP oylarını alma ihtimali olan yerlerde, iktidar çevreleri, “CHP teröristlerle işbirliği yapıyor”, “Kirli ittifak” benzeri suçlamalarını yaygınlaştırdı. Bu suçlama, Kürt seçmenin CHP’nin başını çektiği muhalefet adaylarına daha fazla yönelmesine yol açabilir. Peki AK Parti yönetimi bu olasılığı ne kadar hesaba katıyor?
CHP’deki değişik sesler…
Bu durumu zaaf olarak görmüyorum. Herkes, tepkisini, görüşünü değişik yollarla ifade edebiliyor. Genel Başkan dahil herkes eleştirilebiliyor. Olumlu taraftan bakarsak, alışık olmadığımız türden bir “parti içi çok seslilik”ten bile söz edebiliriz. Umarız bu çok seslilik, demokrasi arayışındaki ülkemizde, yeni imkanlar, yeni yönelimler için de bir fırsat haline dönüşebilir.
Venezuela: ‘Ya ABD! Ya diktatörlük’ mü?
Latin Amerika’da sol rüzgar esti. Birçoğunda sol ve sosyalist adaylar seçimleri kazandı. Ne yazık ki, solcu parti ve liderler de, kıtanın kaderini değiştiremediler. Bu kez solcu diktatörlükler kuruldu. ‘ABD’ye karşı’lar diye, Maduro ve benzeri diktatörleri, masum mu sayacağız? ABD karşıtı söylem üzerinden kendi halkına zulmü meşrulaştırmaya çalışmalarını mazur mu göreceğiz?
Ayşen Gruda’dan bir anı
Beni en çok çarpan, etkileyen ‘Onlar bana bir şey yapmazlar’ ifadesi olmuştu. Bir o kadar anlamlı bulduğum bir diğer cümlesi ise, ‘Benim filmlerimle büyüdüler’ idi. Ayşen Gruda gibi sanatçıların “barış fotoğrafı”nda yer alması, çok çok değerliydi.
Fazıl Say ve AK Parti Programı
Muhaliflere yönelik baskılar, ekonomik ve toplumsal gerilimler sürerken, sanki hayat tamamen normal şekilde devam ediyormuşçasına bir “uzlaşma havası”ndan söz edilmesini, yapmacık bulanlar var. Elbette farklı bakış açıları olabilir. Ne olursa olsun, gerilimi azaltmanın yollarını aramalı, imkanları çoğaltmalıyız. Fazıl Say-Erdoğan diyaloğu, bu yönde atılmış bir adım.