Vahap Coşkun

O iş böyle bitmez

Türkiye’de garip bir yönetim anlayışı var. Yönetim erkini ellerinde bulunduranlar, geçmişte birçok kez denenen ve müspet bir sonuç üretmediği tescil edilen metotları kullanmakta bir beis görmüyorlar. Her seferinde daha önce tecrübe edilen yöntemleri izleyip farklı neticeler doğmasını ümit ediyorlar.

İşe yarar ifade

İktidar sahipleri bilmeli ki, malum bildiriye imza atan akademisyenleri işten atmalarının, soruşturmaya tabi tutmalarının, haklarında arama ve gözaltı kararları vermelerinin, ne devlete ne de millete bir hayrı var.

Değişen tavırlar (2): Süreç taraftarları

Çatışmaların başlamasıyla beraber medya eski haline avdet etti. Manşetlerden yine kan damlıyor. Klişeler, basmakalıp ifadeler havada uçuşuyor.

Makbul fikirlerin özgürlüğü

Devlet eliyle gerçekleştirilen bu cadı avının mazur görülebilecek hiçbir tarafı yoktur. Ne Cumhurbaşkanı’nın açıklaması, ne de ardından devlet organlarının yaptıkları kabul edilebilir. Bunun karşısında durmak ve yanlışlığını net bir şekilde ortaya koymak gerekir.

Değişen tavırlar (1): Süreç karşıtları

Asıl garip olan, süreci en çok sahiplenmesi beklenenlerin sürece tersten çakmasıydı. Her daim demokrasi mücadelesi içinde var olan ve “barış” kelimesini duyduğunda harekete geçen çok sayıda ismin sürece omuz atmasıydı.

Çözüm bulmak devletin görevi

Devlet, en son model teknolojik silahları kullanabilir, askeri imkânlarını azamileştirebilir, sokağa çıkma yasağı ve ötesinde sıkıyönetim de ilan edebilir. Bunlarla askeri üstünlük sağlayıp PKK’yi köşeye de sıkıştırabilir ama çözüme ulaşamaz. Çözüm için devletin ortaya siyasi bir proje koyması gerekir.

Milletvekiline dokunma!

Dokunulmazlıkların kaldırılması havayı olumlu yönde değiştirmez, tam tersine berbat kılar. Çünkü Kürt meselesi siyasidir ve siyasilerle çözülür. Siyasi aktörler güçsüz olabilirler, yanlış yapabilirler, limitleri zorlayabilirler. Lakin bunların hiçbiri onların siyasi alanın dışına sürülmesini haklı kılmaz.

Geç kalmanın bedeli

Kürt meselesinin şiddet sarmalına girdiği günlerden geçiyoruz. Sorun, buradan nasıl çıkılacağı, siyaset ve müzakerenin sürece nasıl egemen kılınacağıdır. Çıkışın yolu güvenlik tedbirlerine abanmakta mı, yoksa demokratik mekanizmalara güvenmekte mi aranacaktır?

Kadim Mesele (3): ‘Kanun Türk’ü’

Daha baştan itibaren Cumhuriyet rejiminin zihninde "vatandaşlık" ile"etnisite" arasında bir ayrım vardı. Herkes ancak vatandaş olarak "Türk" olabilirdi. Mahmut Esat Bozkurt bunlara "Kanun Türk'ü" diyordu.

The virtual defenders of the ditches

This picture isn’t limited to Sur. In Cizre, Nusaybin, Silvan, Lice and elsewhere, again and again it is the same images, the same heartbreaking scenes. Those who can, hit the road with whatever meager belongings they have been able to grab. Everyone is trying to escape with their lives from this hell.

The purpose of the ditches

Before and after, and the right and left of the ditches there lie only death, devastation and destruction.

Reform zamanı

Her an sırtında yeni bir seçimin nefesini hissetmemesi hükümete yapısal reformların yapılması için büyük bir şans veriyor. Hükümet hem Kürt meselesinde nefes aldıracak ve tartışmayı demokratik zemine çekecek, hem de memleketin demokrasisini tahkim edecek köklü düzenlemeleri yapabilir.

Behind the ditches

Very quickly, however, the ditches swallowed all such expectations. Ancient Diyarbekir, which used to be virtually an open air museum, is today under fire, including all its mosques, churches, museums, and old inns or hostels. The late Tahir Elçi had stepped out to protect the historical Minaret on Four Columns. Now the Paşa Bath and the Kurşunlu Mosque have burned down. Unfortunately it looks as if more will follow.

Muhatapları çoğaltmak

Tarafların masaya oturması, onların mutlaka ve bir kerede masadan müspet neticeyle kalkmalarını garanti etmez. Süreçlerde kırılmalar, yavaşlamalar, çökmeler olur. Hüner, bu olumsuz gelişmeler karşısında dahi süreci savunmak.

Müzakereye dönüş

Çözüm, siyasette ve müzakerede, bir an önce görüşmelere geri dönülmesindedir. Bu meyanda ilk etapta üçlü bir görüşme mekanizması oluşturulabilir. İlki, Öcalan ile görüşmelerin rutine bağlanmasıdır.

Hendeğin sanal savunucuları

Sur’la sınırlı değil bu tablo. Cizre, Nusaybin, Silvan, Lice ve diğer yerlerde hep aynı görüntüler, aynı kahredici manzaralar… İmkânı bulan ellerine geçirdiği bir parça eşya ile yola atıyor kendini. Herkes can havliyle bu cehennemden çıkmak derdinde.

Hendeğin hedefi

Hendeklerle girilen yol bir çıkmaz. Hendeğin önü de arkası da, sağı da solu da tek bir sonuç üretiyor: Ölüm, tahribat, yıkım…

Hendeğin arkası

Hendekler kısa sürede bütün beklentileri yuttu. Bugün bir açık hava müzesini andıran eski Diyarbekir ateş altında. Camiler, kiliseler, müzeler, hanlar Rahmetli Tahir Elçi, Dört Ayaklı Minare’ye siper etmişti kendini. Şimdi de Paşa Hamamı ve Kurşunlu Cami yandı. Maalesef sırada diğerleri var gibi.

Arada

Gri alanda duranların işi zordur. Bir kere taraflar, bu kişilerden genellikle hazzetmezler. Çünkü bunlar saflığı bozarlar. Yandaşların aklına kuşku tohumları ekerler. Kutsiyet atfedilen politikalarda gedik açarlar.

Tahir Elçi’nin ardından

Elçi’nin öldürülmeden hemen önce, Diyarbakır’ın kültürel mirası olan Dört Ayaklı Minare’nin halen sürmekte olan çatışmalardan zarar görmesi nedeniyle düzenlediği basın toplantısındaki konuşması, onun duyarlı ve ilkeli kişiliğinin ve net siyasi duruşunun son örneği oldu.

Yürekten vurulmak

Bazen sözü söylemekte zorlandığınız anlar olur. Kelimeler boğazınıza dizilir. Aklınız başınızdan gider, düşüncelerinizin kontrolünü yitirirsiniz. Kızgınlık, korku, endişe, öfke, nefret, acı, ızdırap hepsi birden beyninize hücum eder. Eliniz kaleme gitmez...

Kadim mesele (2): Türklük / Türkiyelilik

Cumhuriyet, daha yolun başında “vatandaşlık ve “tenisite”yi birbirinden ayırdı. Türkiye’de birçok sorunun temelini de bu ayrım oluşturdu.

Kadim mesele (1): Türk Milleti / Türkiye Milleti

Yemin konusunda benim tercihim, vekilleri yemine zorlamamak yönünde. Ama -Cennet Uslu’nun da uyarısını hatırda tutarak- maksimalizme de düşmemek lazım.

It is the opposition that is the real problem

It is a great opportunity for the new era to be getting started through what has been a “good” election in terms of security, participation, and representation. In contrast, an election with low participation, unfair representation, and with doubts of dishonesty hanging over it would have caused enormous headaches for Turkey.

‘Kınasan da dert kınamasan da’

IŞİD veya bir başka örgütün yaptığı herhangi bir eylem bütün Avrupa’da Müslümanlara karşı kuşkuyu besliyor.

IŞİD’in herkese karşı savaşı

İslami kimlik iddiası taşıyan bir örgütün bunları yapması, Batı’da yaşayan Müslümanlar için hayatı çok daha güç bir hale getiriyor. IŞİD, “Müslüman” denildiğinde akla gelen bütün önyargıları pekiştiriyor. Böylelikle Müslümanları IŞİD ile özdeşleştiren, onların yaptıklarının acısını Müslümanlardan çıkarmak isteyenlerin sayısı artıyor.

Asıl sorun muhalefette

Katılım, güvenlik ve temsil parametreleri bakımından “iyi” bir seçimle yeni dönemin başlaması Türkiye için bir şans. Şaibeli, düşük katılımlı ve temsil kusurlu bir seçim, Türkiye’nin başını çok ağrıtırdı.

Covering up for anonymous, unsolved murders

The Temizöz Case, indeed, has not been a first in this regard. Recently, many court cases revolving around crimes committed by state officials in the 1990s have resulted in “not guilty” verdicts, and soldiers accused of crimes against humanity have been acquitted.

Yeni perde

Bazı Batılı organları doğrudan işi Türkiye halkına doğrudan seslenecek kadar ileri götürdüler. “AKP’ye karşı oy kullanın” çağrısında bulundular ve kendilerini Türkiye’deki kavganın bir tarafı haline getirdiler.

Faili meçhullerin üstünü örtmek

Cemal Temizöz Davası, bir ilk değil. Son dönemde 1990’larda devlet görevlilerinin işledikleri suçlarla ilgili birçok davada beraat kararı verildi ve insanlık suçu işledikleri iddiasıyla yargılanan askerler temize çıkarıldı.