Yıldıray Oğur

Bayram ziyaretleri için faydalı bir rehber

Bayram ziyaretlerinde uzun süredir görmediğiniz akrabalarınızla, komşularınızla bir araya geldiniz, geleceksiniz. Muhtemelen sohbetlerde "Nasılsın, iyi misin, kurbanı nerede kestiniz, niye zahmet ettiniz?" kısmı bir yerde bitecek, siyasi, toplumsal konular açılacak. Bir dost uyarısı; duyacaklarınıza hazırlıklı olmalısınız. Her ne kadar onlar bizim elleri öpülesi akrabalarımız, iyi günümüzde kötü günümüzde yanımızda olan güzel komşularımız da olsalar uzun süredir görüşmediğimiz için bazı konularda anlaşamayabiliriz.

Bu coğrafyanın dertleriyle biten bir ömür

Yezdi, üzerine The Anatomy of a Plot adlı bir kitap da yazdığı 1953’te ABD'nin İran'daki darbesini hiç unutmadı. Şah’ın BM ziyaretleri sırasında BM binasının önünde ABD'nin İran'ın iç işlerine müdahalesini kınayan gruba önderlik eden bu adamın bir gün BM binasına Dışişleri Bakanı olarak gireceğiniyse herhalde o günlerde kimse düşünmüyordu. 1967 yılında Texas’taki Baylor Üniversitesi’nde biokimya dalında doktorasını bitirdi ve en az Şah kadar düşman olduğu bir belayla mücadele etmek için labaratuara girdi; Kanser.

Hikayeleri tektipleştirmek

İddianameye göre Dişli, 16 Temmuz günü 15.30'dan sonra Çankaya'daki Başbakanlık binasında gözaltına alındı. Fakat nedense bütün Türkiye'nin inişini canlı olarak izlediği helikopterden Akar'ın arkasından çıkan Dişli'nin o gün Çankaya'da gözaltına alındığı gibi büyük bir haber 16 Temmuz günü hiçbir yerde duyulmadı.

Tarihi fotoğraftan adam çıkarmaca…

Darbe gecesi yaşananlar hakkında tek bir ifade hiç bir şey söylemeyebilir hatta yanıltıcı dahi olabilir. Çünkü o gece askerler içinde darbeye net karşı duranlar kadar kimin kazanacağını bekleyen yelkenciler de vardı. O yüzden bütün ifadeler bu isimler arasındaki dengeler, çekişmeler, o gece yapıp yapmadıklarını saklama değiştirme abartma çabalarıyla birlikte değerlendirilmeli. Ayrıca günün ihtiyaçlarına göre tarihi revize etmek hele de o tarihin üzerinden daha bir yıl henüz geçmişken pek de mümkün değil.

Karanlık bir gecenin sonunda…

Bu dört yazının sonunda o gece dokuz saat köprüde darbecilerin yaptıklarını görmüş biri olarak herkes için adalet dilemekten başka bir şey gelmiyor elden. Zaten kendilerine emanet edilmiş gencecik insanları gözü kara ateşe atabilen darbecilerden en büyük farkımız da adalet olmalı...

Yalova iskelesine yaklaşan bir tekne

15 Temmuz günü Yalova’daki kampın çok önemli bir misafiri vardı. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, Hava Harp Okulu Komutanı Fethi Alpay’la birlikte daha önceden planlanmış bir ziyaret kapsamında öğrencilerle bir araya gelmek ve kampta yaptırılan havuzun açılışı için sabah saatlerinde Yalova’ya geldi. Öğrencilere “disiplin” üzerine kısa bir konuşma yapan Ünal, öğleden sonra 16.00’da İstanbul’da Moda’da katılacağı Muharip hava Kuvvetleri Komutanı orgeneral Mehmet Şanver’in kızının düğünü için İstanbul’a geçti.

Köprünün karşı tarafındakiler

151 sanığın karşı karşıya kaldığı suçlamaların en ağırı o gece köprüde darbeye direnirken 32 sivil vatandaş ve iki polisin (Biri İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ın yakın koruması) şehit edilmesi ve 318 vatandaşın da yaralanması. Fakat iddianamede otopsi ve balistik raporları o en temel sorunun cevabını vermiyor: 34 insan, bu 152 askerden hangileri tarafından ve hangi silahlarla şehit edildi?

Havasına, suyuna, taşına ve marşına…

"...Çok kıymetli bir paşamızla görüştük, “Müşerref Hanım beste yapabiliyor musunuz?” dedi. “Evet ama amatörce” dedim. “‘Türkiyem’ adlı bir şarkı istiyoruz sizden dedi. ‘New York New York’ diye bir şarkı var ama Türkiye’nin bir şarkısı yok. Bunu yapabilir misiniz” diye rica etti. Ben çok milliyetçi bir çocuktum zaten. Çok duygulandım. “Paşam beste yapmak enteresan bir şeydir ama bu duyguyla bir haftada mı olur, on günde mi olur bilemem” dedim. “Bize bir haftada lazım” dedi. Çok motive olmuştum. Oradan ayrıldık, biz Ankara’dan Bolu’ya gelene kadar şarkı bitmişti.”

12 bin TL’yle Meclis kürsüsünden neler söyleyebilirsiniz?

Türkiye, konuşmaktan korkmaktan vazgeçmemiş miydi? Hem de her şeyin açıkça konuşulması için varolan, yasama dokunulmazlığının bu yüzden sınırsız olduğu Meclis kürsüsünde? Dışarıda her yerde söylenip Meclis kürsüsünde söylenemeyecek ne olabilir? Peki Meclis kürsüsünde bile söylenemeyen fikirler nerelerde söylenmeye başlanır?

O binbaşı ihbar için neden MİT’e gitmişti?

Darbeyle ilgili Türkiye’deki bütün kurumların hesap vermesi, sigaya çekilmesi, postmortem yapması, kendini düzeltmesi gerekli. Özellikle istihbarat zaafının sorgulanması bundan sonrası için hayati. Keşke bunun için ABD’nin 9/112'den sonra yaptığına benzer bir komisyon kurulsa ve bütün devletin bir check-upı çekilebilseydi.

Büyükada’da aksayan vapur seferleri üzerine…

Büyükada, sadece onların değil, bir ülkenin kendi kendisine nasıl gol attığının da trajik hikayesi olarak hatırlanacak. Halbuki Büyükada deyince aklımıza gelecek tek olumsuz haber, fırtınadan dolayı aksayan vapur seferleri olarak kalmalıydı.

Ehliyet, liyakat, sadakat, Diyanet

Ulul emre itaatle, iyiliği emredin kötülüğü menedin arasında bir denge tutturmak her zaman kolay olmayabilir. O yüzden Görmez’in veda konuşmasındaki özerk Diyanet vurgusu kritik bir vurgu.

Hürriyet, musavvat, uhhuvet, adalet…

Ne yazık ki Türkiye’nin 67 yıllık hürriyet, adalet, eşitlik ve kardeşlik hikayesi onların hayatları kadar huzurlu ve mutlu geçmedi. Yine de benzerlikler yok değil. Bazı zamanlarda çok parıldayan, sonra bir anda spot ışıklarının üzerinden çekilmesiyle gözlerden kaçan, sonra tekrar hatırlanan...

FETÖ’den ‘soruşturulan’ ilk bakan

Evet doğrudur, bir toplumu paranoyak hâle getirecek gizem ve yöntemler kullanan bir örgütle sınanıyor Türkiye. Ama o örgütle mücadelede paranoya işe yarasaydı, her yerde paralel aranan zamanlarda, elde orduda da örgütlü olduklarını gösteren onca bilgi, istihbarat varken, darbe ima eden onca söz, yazı TV’lerde, sosyal medyada açıkça dillendirilirken birileri şüphelenir, 2015 yılının Kasım ayından, Temmuz 2016’ya kadar Ankara’nın ortasında ve neredeyse her ay yurt dışına çıkarak darbe organize etmeleri, devletin en zirvesinin hemen yanına kadar silahlı adamlarını sokmaları engellenirdi.

Atatürk’e babasından miras kalan kitap

Vasilis Dimitriadis’in “Bir Evin Hikâyesi” muhakkak kitaplığınızda olmalı. Kitabı okurken, borç içindeki keresteci babasından az bir parayla birlikte bir tasavvuf kitabı miras kalmış, dedesi Mustafa’nın adını taşıyan, iyi bir dinî eğitim almış güçlü bir annenin himayesinde yetişmiş Mustafa Kemal’in şahsında bütün bir 200 yıllık sorunlar, travmalar gözlerinizin önünden geçiyor. Mustafa Kemal, 23 Nisan 1920’de Meclis’i açarken arkasındaki levhada Şûrâ suresinin 38. âyeti asılıydı: “Ve emruhum şûrâ beynehum”... Orada emredildiği gibi işlerimizi hâlâ istişare ile yürütmeye, daha çok konuşmaya, birbirimizi anlamaya ihtiyaç var. Çünkü ortak bir hikâyenin çocuklarıyız

Atı alıp Üsküdar’da biraz dinlenmek…

Hem siyaseten meşruiyet sorunlarını çözmek, toplumsal uzlaşmaya katkı yapmak hem de daha pragmatik bir gerekçeyle iki yıl sonraki ilk başkanlık seçimlerinde yüzde 50 çıtasını daha kolay yakalamak için iktidar, “Hayır” diyenlerin bu paketle ilgili hassasiyetlerinin bir kısmını, yüzde 51’in onayını almış ana gövdesini bozmadan, paketle ilgili Meclis’ten çıkarılacak uyum yasalarında karşılayabilir.

15 Temmuz İddianamelerinden öğrendiklerimiz -10

Ne darbe ne de Cumhurbaşkanı’na yönelik suikast planı kontrollüydü. O gece Türkiye’yi kontrol dışına çıkmış halk ve karargahlar içinde direnen subaylar kurtarmıştı.

15 Temmuz İddianamelerinden öğrendiklerimiz -9-

Grubu kapatma kararından 40 dakika sonra vazgeçip “Tiran yurt dışına kaçtı, herkes devam edecek” mesajı atılması ki ‘tiran’ kelimesi çok tanıdık, ilginç bir detay. Buna en sonunda dönmek üzere, küçük bir parantez açalım. Çünkü iddianamedeki bir ifade, kendini yıllarca saklayacak inanmış bir dini ‘cemaat’in mensubu askerin nasıl bu kadar cinayete, kötülüğe ikna edilebildiği hakkında bir fikir veriyor.

Âdeta bir iddianame ve herkes için adalet

İddianamedeki 19 sanıktan sadece birinin telefonunda bylock bulunmuş. O da jeansbiri twitter hesabının sahibi olan FETÖ’ye bağlı Elazığ’daki kolejde öğretmenlik yapan kişi. Onun diğer sanıklarla hiçbir ilişkisi yok. 18 çalışanı ile birlikte yargılandığı Cumhuriyet’le ilişkisi ise AKP’lilerin silahlandığıyla ilgili attığı tweetin Cumhuriyet’te haber yapılmış olması.

15 Temmuz İddianamelerinden öğrendiklerimiz -8-

İddianameden “Mahrem İmamlar”la ilgili ayrıca bir soruşturma yürütüldüğünü de öğreniyoruz. Belki o soruşturma darbenin esas beyni olan ve örgüt içinde bile yakın ailevi ve iş ilişkileriyle kapalı devre örgütlenmiş “mahrem” yapı hakkında daha net bilgiler verecek.

15 Temmuz iddianamelerinden öğrendiklerimiz -7-

Daha ilginç olan yine iddianameden anladığımız Öksüz telefonunu Akıncı Üssü yakınlarında yakalanmasından sonra da kullanmış.

15 Temmuz iddianamelerinden öğrendiklerimiz -6-

Türkiye’nin başta devlet olmak üzere, bu 9 ayı iyi geçirdiği söylenemez. 9 ay sonra bunca kanıta rağmen hâlâ içeride ve dışarıda darbenin arkasında FETÖ olduğuyla ilgili şüphesi olan insanlar için ikna edici malzeme üretememiş olmak bu ihmallerden en ciddisi olmalı.

15 Temmuz Çatı İddianamesi’nden öğrendiklerimiz -5-

Dişli eğer 16 Temmuz günü saat 16.30’da Akar’ın talimatıyla gözaltına alındıysa, bu saatten çok daha sonra olduğu anlaşılan bir vakitte, Ankara’daki darbeci gözaltılarını yapan Özel Kuvvetler ve Emniyet’in başındaki isimlerinden bundan niye haberi yok? Neden aralarında yakalanmasını konuştular? Yoksa Dişli, 16 Temmuz günü Çankaya Köşkü’nden evine gitti ve ancak ertesi gün mü Aksakallı ve Emniyet arasında geçen bu konuşmalar üzerine mi yakalandı?

15 Temmuz Çatı İddianamesi’nden öğrendiklerimiz -4-

Mehmet Dişli, Hulusi Akar’ın odasına girdi: “Tümgeneral Mehmet Dişli darbe teşebbüsü başladığında ilk önce Hulusi Akar Paşa'nın odasına kendisinin tek başına gireceğini, ona darbeyi tebliğ edeceğini, onun kabul etmesi halinde darbe faaliyetinin başına geçirileceğini söyledi. Bunu söylerken de kendilerine "Genelkurmay Başkanına ‘sen Kenan Evren olacak mısın, olmayacak mısın diye soracağım’ dedi…

15 Temmuz Çatı İddianamesinden öğrendiklerimiz -3-

Fidan’ın karargahtan ayrılmasından sekiz dakika sonra erkene çekilen darbenin düğmesine basıldı. Saat 20.30’da Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi’nden, Silahlı Kuvvetler Harekât Merkezi’nin emirlerini refüze edecek şekilde, ulaştırma uçakları için uçuşların serbest bırakıldığına dair emir yayınlandı.

15 Temmuz Çatı İddianamesi’nden öğrendiklerimiz -2-

İddianame ilk kez somut bilgiler ve rakamlarla FETÖ’nün ordu içinde 1974’ten 2016’ya kadarki 42 yıllık hikâyesini anlatıyor. “Mahrem Hizmetler” ya da “Çok Hususi Hizmetler” adı verilen ordu içindeki FETÖ faaliyetleri hakkında 1980 öncesine ait bilgiler sınırlı.

15 Temmuz Çatı İddianamesi’nden öğrendiklerimiz…

Peki, darbe ihbarı nasıl alındı, o kayıp dört saatte neler oldu? Bu soruların cevapları da iddianamede net biçimde veriliyor.

Millî Referandum Tarihi -2-

Evetlerin bu kadar yüksek çıkmasının sebeplerinden biri halkın 12 Eylül öncesi politik şiddetten gerçekten de korkmuş olmasıydı. Ama evet aynı zamanda hayıra göre daha pragmatikti. Anayasa onaylanırsa seçimli demokrasiye dönülecekti. Evren de bu yüzden son miting ve televizyon konuşmalarında ısrarla ordunun kışlalarına dönmeye hazır olduğu mesajını vermişti.

Millî referandum tarihi

Hayırların bu kadar yüksek çıkması Ankara'da şaşkınlıkla karşılandı. Millî Birlik Komitesi üyeleri "Anayasayı halka anlatamadık" derken, gazetelerde AP'lilerin yalan propagandalarından, halkın cehaletinden dem vuran yazılar yayınlandı.

Taksim’e caminin uzun hikâyesi…

...ey bu caminin ruhu: bize mucize göster mukaddes huzurunda el bağlamayan bu yer / bir gün harap olmazsa türkün kılıç kınıyla, baştan başa tutuşsun göklerin yangınıyla!..