Avrupa-merkezci vizyon, “bu ilkeller,” diyor, yani “vahşet” veya “barbarlık” aşamasında olanlar, binyıllar boyu geçememişler uygarlığa. Şimdi “biz Batılılar” geliyoruz ve kendi kapasiteleri içinde yer almayan bir medeniyet sunuyoruz onlara. Sosyalistlerin önemli bir bölümü için de geçerli bu argümanlar. Marx ve Engels dahil. Fakat İkinci Enternasyonalin sol kanadındaki radikaller ayrılıyor diğerlerinden. “Medeniyet misyonu” apolojisini reddediyor; kapitalizme karşıtlıklarını emperyalizme karşıtlık pozisyonuna taşıyor; doğrudan doğruya haksız, adaletsiz diye, kimsenin başka ülkeleri sömürge edinmeye, başka halkları boyunduruk altına alma hakkı olmamalı diye, emperyalizmin içerdiği zulüm ve sömürüye cepheden karşı çıkıyorlar.
Caner Taslaman: “Evrene veya insan fıtratına baktığımızda Allah'ın varlığıyla ilgili elimizde güçlü argümanlar var. Bunları bir kenara bırakmak bir Müslüman'ın kendine atabileceği en büyük kazıktır. ‘Taşlayarak öldürme dinde var mı? Dinden dönenin öldürülmesi İslam'da var mı? Müzik haram mı?’ gibi birçok soru geliyor. Şimdi bu sorulara Kur'an'ı merkeze alırsak vereceğimiz cevaplarla, Kur'an dışında geri kalan kaynakları Kur'an gibi kabul edersek verilecek cevaplar arasında büyük bir fark var. Kur'an'da olmayan haram, haram değildir. Kur'an'da olmayan farz, farz değildir.”
Adalar Vakfı Başkanı Yüksek Mimar Ali Erkurt, Serbestiyet için yazdı: "Adalar’da İBB çok önemli bir sınav veriyor. Yeni seçilen ve halk tarafından benimsenen çıkışları ve davranışları ile puan toplayan yeni CHP Adalar Belediyesi yönetimi 4 gündür içine kapanmış, sessiz ve utangaç. Ne oldu umut dolu 31 Mart sonrası 2,5 aylık döneme, nasıl bir çöküş bu? Siyasette çok iyi bilinen bir kuralın ihlal edilmesi aslında olanlar; “halka rağmen yapmak”! Halkın değerlerini ve fikirlerini takmamak."
Adalar’a dolmuşlar geldi. Mavi, az çiçekli ve yerden biraz da yüksek dolmuşlar bunlar. Örnek Mahallesi’ne giden mavi dolmuşlara benziyorlar – Adalılara, neredeyse Türkiyeli olduklarını hatırlatacak denli kötü bir tasarıma sahipler. Elektrikli olmaları da yeterince medeniyet vadetmiyor olmalı ki Adalılar bunu karşı çıkıyorlar. Adalılar, dolmuş protestoları sonucunda âdeta birer üçüncü dünya vatandaşı gibi, özür dileyerek söylüyorum, Türkiyeli gibi gözaltına da alındılar. Bir adanın yönetimini ele geçiren ve gittikçe otoriterleşen sosyal demokratlar kötü bir ada alegorisi değil: Game of Thrones’ta da vardı, izledik.